Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler
Anlatılmaz ama ordadır bütün dertler
Gönül kırgınlıkları hayat haksızlıkları
Kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Gönül durgunlukları hayat yorgunlukları
Şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş
Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş
Kimine yakın dostu ihanet etmiş
Kimi hayatın sillesini yemiş
Kırık kalpler durağında inecek var
Eteğindeki taşları dökecek var
Doldurun kadehleri içelim beraber
Yılların yorgunluyğu geçene kadar
"Bizimkisi hem kırık kalpler hem kırık umutlar durağı. Ve bizler yıllardır o durakta bekliyoruz bizi kavuşturacak umut trenini. Uzaktan gördüğümüz her duman önce biraz heyecanlandırıyor bizi. Sonra anlıyoruz ki anız yangınıymış, kırık ekinleri yakıyorlarmış.
Bazen bir ses duyuyoruz uzaklardan, umut kelebekleri kanatlarını gerdiriyor uçmaya hazırlık için. ve yine anlıyoruz ki yaklaşan fırtınayı haber veren gökgürültüleriymiş onlar da. Yine bana hicran... Ve bizler Bozkırın tam ortasında yakalanıyoruz o fırtınaya, sığınacak tek bir menfez olmadan. iliklerimize, hücrelerimize kadar ıslanıyoruz bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda. O da yetmezmiş gibi bazen doluya dönüyor damlalar, acıtıyor, kanatıyor yüreğimizi, bedenimizi.
Hiç inmemeliydik o durakta, "sizi almaya başka bir tren gelecek" diyen kondoktöre inanmamalıydık. Şimdi ne gelen var ne giden. Sadece havada yanık ekinlerin ölüm kokan buğusu ve elimde geçmişin günahlarını taşıdığım valizim."