bakış açılarının ne kadar dar olduğu ortaya çıkmıştır. empatiler için teşekkür ederim. kesinlikle katılıyorum bir insan görevini layıkıyla yerine getirmelidir ancak buna karşı olan güvensizliği en aza indirgemek ve güveni sağlamak devletin yükümlülüğüdür.
okura ödev; yükümlülük ne demek?
ayrıca yine katılıyorum hakemlerin belkide yüzde doksanı belkide fazlası takım tutuyordu. fakat dikkat ederseniz hakemler sahaya tuttukları takımların formalarıyla çıkmazlar.(nokta)
biz buna halk arasında kendi teziyle çelişmek diyoruz.
bakalım hakim-türban, hakem-forma benzerliği.evet.
(bkz: cevab veremedi)
kılıçdaroğlu ''örümcek kafalı'' olmadığı için kıldığı veya kılacağı veya belki de kılması söz konusu bile olmacayak cuma namazı yüzünden tepki almıştır. (bkz: din ve vicdan özgürlüğü)
ayrıca insanların kendi düşüncelerini ifade etmesi yalancılık olarak atfedilebilir. ne de olsa şimdi küfür ettireceksiniz diyebilen güruhun çocuklarısınız. normal. (bkz: düşünce özgürlüğü) (bkz: ifade özgürlüğü)
evet kamu kurumlarında dini öğe barındırılması sakıncalıdır. çünkü bu laikliğe aykırıdır. şöyle açıklayayım. eğer bir kamu kurumunda dini görüşünü açığa çıkaracak, veya anlaşılmasını sağlayacak hareketler veya giysiler veya herhangi bir durum söz konusu olursa eşitlik ilkesine aykırılık meydana gelir.
anlamayanlar için örneleyelim;
bir bayan hakimimiz olsun. alınganlık yapmayın diye hrıstiyanlık üzerinden gidiyorum. hakime hanım hrıstiyan olsun ve kocaman haç şeklinde küpeleri ve boynunda haç kolyesi olsun. karşısında da hrıstiyan olduğunu bildiğimiz bir vatandaş ve bir müslüman olsun. şimdi siz bu hakime hanımın taraflara eşitliğinden söz edebilir misiniz? en azından şüphelenirsiniz ki bu doğal bir durumdur.
işte bu nedenle laikliğin tanımı öncelikli öğrenilmeli ve verilen örnek üzerinden empati yapılmalıdır.
yani sizin göstermeye çalışıldığınız gibi cumhuriyetin ve hukukun dinlerle bir alıp veremediği yok. sadece dinlerin toplum içinde eşitliği bozmamasıyla ilgileniyor.
bakalım sizde empati yeteneği var mıymış?
Hutbeyi ele geçirip;
-imamın mal varlığnı açıklmasını
-imamın ineternet ortamında e-mail kullanıp kullanmamasını
-hutbeye değerli baraonlar,diye giriş yapması gibi birtakım fiiler içinde olur yine.
öncelikle laiklikle başlamak lazımdır ki; laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması değil, aksine dinin devlet kontrolü altında olmasıdır.türkiye'de de diyanet işleri başkanlığı başbakanlığa bağlı kuruluşlardan biridir.din adamları devletçe atanır, imamların maaşı devletçe ödenir.devlet kontrolü dışında din eğitimi yasal sınırların dışında yer alır.din ve devlet işlerinin mutlak ayrımı sekülarizmdir ki; ülkemizde mevcut değildir.cumhuriyet tarihinin de en önemli gerilimlerindendir din devlet çatışması.cumhuriyetin ilk yıllarından beri din, devletin ve ordunun kontrolü altında "şeriat tehlikesi"ne karşı baskı altında tutulmuştur.(şeriat tahlikesi tamlamasının tırnak içerisinde gösterildiğine dikkat çekerim.)
hepimiz biliyoruz ki; dükkanını geçici olarak terk eden esnaf "birazdan dönücem" yazısı değil, "cumadayım" ya da "namazdayım dönücem" yazısı asar.oysa gösteriş değil midir bu yaptığı?ibadetin, sadakanın gizli saklı yapılanı makbul değil midir?dini sömürüye çok da yabancı değiliz heralde.
siyasal tercihler ülkemizde ve benzerlerinde din ile paralellik gösterse de bir siyasetçinin veya herhangibirinin namazının sahihliği için söylenebilecek tek şey;
bir insanın tarafsız olması demek, düşünceden yoksun olması manasına gelmemektedir.
görevini tarafsız yapmakla yükümlüdür.
bunca sene futbol maçı izlediniz, sanıyor musunuz hiç bir hakem takım tutmuyordu?
adam maça bakarken hatayı kim yaparsa ona kesiyor cezayı.
hakim örneğinde, eğer bir hristiyan belirgin bir suç işlemişse hakimin görevi suçluya cezasının hükmünü bildirmektir.
tarafsızlık taraf tutmamak değil, görevine bunu yansıtmamaktır.
çünkü bir insanın görüşsüz olması imkansızdır.
ulan şimdi din vicdan özgürlüğü diye gek gek çıkarsınız iki gün sonra görecem ben gene olan biteni. nasılsa alamazsın istanbul'u kemal abi, bari ahreti garantile. hey yavrum hey.
istanbul belediye başkanı adayı olmasından dolayı ilgi çekmiş olaydır. yoksa ben de zaman zaman gider kılarım bi' allah'ın kulu da gelip çekmedi beni. zaten allah ile kul arasında ki bir olaydır ister kılar ister kılmaz iyisiyle kötüsüyle herkes kendi yaptıklarından sorumludur. kendi yaptıklarından sorumludur demişken aklıma geldi; ne olacak bu ülkenin hali....
