"her koyun kendi bacağından asılır bilader sanane. sen inanıyor musun, inanmana bak. o inanmıyorsa inanmasın bundan sanane? o adam senin inanıyor olmana karışıyor mu? -ki kılıçdaroğlunun dinsiz olduğunu söylemiyorum" diye belirtirler adama.
kılıçdaroğlu'nun alnının secdeye değip değmemesi insanları niye bu kadar alakadar ediyor anlamış değilim insanları ibadetlerine göre mi yargılıyoruz. bırak alnı secdeye değmesin ne olacak ki. alnı secdeden kalkmayanları da gördü bu ülke. insanların ibadetlerini rahatça yapabildiği laik bir ülkede değil miyiz? yoksa bu ülke şeriatla mı yönetiliyor yoksa ben mi yanlış biliyorum?
bir dürüstlük, insanlık ölçüsü olarak namazı baz almak! kişisel başarılar, geçmişine inildiğinde yaptıkları, miting meydanlarındaki anlattıkları hiç ölçülüp biçilmemeli değil mi? namaz kişiyle alakalı hiçbir soruya cevap değildir.. sadece yaratana ibadettir..
cevabı sana ne olan sorunsaldır. siyasetçi birinin bu kimliklerinin önemi yoktur, olmamalıdır. ayrıca bir müslüman sen misin nedir bu sahiplenme derler adama.
herkesin dini kendine olduğuna göre mantıksız sorunsaldır ki sorunsal bile değildir. ister değer ister değmez, isterse ateist olsun devlet başkanı, ki devletin dini olmadığına göre iyi yönettiği sürece hiç de sorun teşkil etmeyecektir. kılıçdaroğlu ile ilgili asıl sorunsal namaz niyaz değil sözünün arkasında duramama sorunsalıdır. e bu millet de aptal değil herhalde...
ne bizim, ne de bir başkasının karışabileceği sorundur. dini, allah'a kul arasında olmaktan çıkaranlar, gösteriş meraklısı zavallılar artık bıkmadılar mı?
'' bu yaşa kadar camiye girdimi, el açıp allah için dua ettimi , yarabbi çok şükür diyip avcunu yüzüne sürdü mü '' olarak ifade edilebilecek bir takım sorunsallar zincirinde ilk halkayı oluşturan sorunsaldır.