yıllar önce türkiye'de çıkan krizleri hatırlayın. sonrasında imf'nin kucağına oturmuştuk.
sonuç, ülkenin ekonomisini yabancı devletler belirlemeye başlıyor. aslında gizli gizli ülkemizin sahibi haline geliyorlar.
onlar ülkemizin sahibi olmaya başladıkça "suni bir bolluk" yaşanmaya da başlar. aynen son yıllarda olduğu gibi.
yunanistan, türkiye ve kıbrıs üçgenindeki düşmanlık da sürekli olarak sömürgeci devletler tarafından canlı tutulur. aslında düşmanlık için tek bir gerçek neden bile yoktur.
kıbrıs ve yunanistan, gelişmiş dünya ülkeleri tarafından sürekli uşak ve taşeron olarak kullanılmak üzere kontrollü olarak yetiştirilir. ne zaman ki ab ülkelerine karşı hadlerini aştılar, işte o anda ipleri çekildi ve ekonomileri bitirildi. ülkelerini satmak zorunda kaldılar.
yunanistan'ın iflasın eşiğine gelmiş olmasını öncelikli sebeplerden sayabiliriz. şöyle ki rum ve yunan bankalarının sürekli bir borç alışverişi halinde olmasından mütevellit kriz onları da dayrekt olarak etkilemiştir.
tabi imam osurmuş ama cemaat bu durumu yanlış yorumlayıp pantulları doldurmuştur malesef.