filmin özeti ve teması bir cümleye girebilir aslında:
"doğallığı bozulmasın diye otel önündeki çamura neden olan taşları kaldırmayıp, zavallı bir köylünün çamurlu ayaklarına iğrenircesine bakmak..."
Başyapıt! Kesinlikle!
Film size özeleştiriler ve sosyolojik incelemeler yaptırıyor, sizi her seferinde farklı bir karaktere büründürüyor, önyargılarınızı hop oturtup hop kaldırıyor, çevrenizde yaşanan olaylara daldırıyor, bir çok şeyi sorguluyor ve sorgulatıyor... Aynen hayatımızda olduğu gibi bir çok soruyu yanıtsız bırakıyor ve hepsinin yargısını da size bırakıyor.. Bazen tarafınızı seçiyorsunuz ama 5 dakika sonra tarafınıza olan inancınızı yitiriyorsunuz... Derken bir bakıyorsunuz ve film bitmiş... Ve evet 3 saat 16 dakika sürdüğünü orada yazmasa hiç öğrenemeyeceksiniz... Nuri Bilge Ceylan "3 Maymun'un ya da Bir Zamanlar Anadolu'nun üzerine nasıl bir film çekilebilir ki?"nin yanıtını öyle harika bir filmle vermiş ki, bütün ödüller sana helal olsun dedirtmiş...
yaş aldıkça geride bırakılan, yapılan, yapılamayan, olamadıklarımız, olmaya çalıştıklarımız, insanların hayatlarını onlardan daha iyileştirebilme savaşımız.. ne varsa tıka basa içerisinde.. izlemelisiniz!
Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu tanrılaştırmak; sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de olmuyormuş diye ona kızmak. Bana biraz haksızlık etmiyor musun?
not seing a man for what he is, idolizing him like a god, then being mad at him, because he is not a god. do you think that's fair?
ekleme: ulan aklıma gelmişken; aydın* ın nihal* e nasıl tekme tokat girişmediğine hayret ettim amk. Ben sinirden kendimi siktim izlerken o adam nasıl muhatap oluyor bu paçoz cahille anlam veremedim. adam diyor ki, bak gözüm sana bağış diye verdikleri parayı harcama gösterir kdv den düşerler ananın amını tersten görürsün sonra. Karıda tık tok. Nasıl bir embesillik bu.
her izlemenizde size başka bir kapısını açan farklı bir detay gösteren özellikle sınıf ayrımı mevzusunu tuzu kuru insanlar üzerinden eleştiren kaliteli bir nuri bilge filmidir.
Kötü tiplemenin bulunmadığı film. Kendi doğrularıyla çevrelenmiş, ayrı yaşantılarla şekillenmiş insanlar.
Diyalogların açığa çıkardığı bir şey var başka insanlar hakkında bulunduğumuz yargılar hep eksik ve tartışılması gereken şeyler aslında.
Yönetmenin bu filmde en fazla nejla'ya değer verdiğini düşün üyorum.
Çünkü tıpkı bir" at sineği " gibi aydın'ın üzerine gidebildi. Uykusundan uyandırabilmek için çaba gösteren, diline en fazla hakim olamayan o oldu.
Bunu da son derece gerçekçi bir biçimde yerine getirdi.
en ama en kısa haliyle filmin teması şudur:
doğallığı bozulmasın diye otelin girişindeki çamurlu yola mıcır dökmeyen adamın, onlarca kilometre öteden yalınayak gelen imamın ayakkabılarındaki çamuru küçümsemesi...
aklı başında vatandaşı tek insan ilyas (küçük çocuk) olan kapadokya'nın kışından kesitler sunan film. çağdaş bir derebeyi olan ve bunun farkında olmayan bir otel yöneticisi ve etrafında gelişen -gerçi derebeyi demek de ne kadar doğru bilemeyiz- olayları aktarmaktadır. ilk 1 saatinde gerçekten çok güzel ilerler, anadolu insanı replikleri ile geçer ve kalan 2 saat ise felsefi temellere ağırlık veren güzel bir film ya. eleştiriyorum zannedilmesin. izleyin kardeşim adam aslanlar gibi çekmiş. ben bir daha izlerim. hamdi hoca 10 numara.
Sinamada izlemiştim ilk 50 dk'sında onlarca sevgililer çıktılar. Zaten bu filme sevgilinle hiç gelme. En iyisi yalnız gelmek. Hele ki diğer taraf sıkıntıdan patlıyor ise. Bana kalırsa malum yönetmenimizin en akıcı filmi. En güzel diyemem yenisi gelebilir ama bu kadar akıcı film yapamaz gibime geliyor. Her şey çok kusursuz. hele ki tüm karekterlerin iç duygularını okuyabilmemiz. Hangi filmde başardık? Hangi filmin bu kadar içinde olduk. Tebrikler nbc.