yıllarca seksen bin kitaplı bir kütüphanede yaşadım. yaşadım derken günümü orada geçirdim demiyorum. gerçekten yaşadım. evimdi yani. o binaya sinmiş kitap kokusuyla uyanmak ve acaba bugün ne okusam diye saatlerini kitapların arasında geçirmek var ya. işte dünyanın en büyük zenginliği o.
Sabah girip akşam çıktığım çoğunlukla yalnız ve ya birkaç kişi olduğum yer, ah o kitap kokusu yok mudur mısralarda gizlenmiş harika cümlelerin baskı evinden yeni çıkmış taze kitapların kokusu, eski kitapların yıllanmış cümlelerin verdiği tecrübe kokusu. Tarihi sığdırmış ansiklopedilerin asilliği. Milyonlarca aşkı başlatmış, milyonlarca aşkı körüklemiş olan şiir kitapları. Ve tabi ki de okurken dalıp gitmek evet orası kütüphane sadece seni anlayan kişilerin geldiği yer. bende son bir yıldır evimde küçük çaplı bir kütüphane kurdum ve genişletmeyi düşünüyorum paylaşayım istedim sizlerle saygılar.
Hazır kütüphane dedik biraz genel kültür yapmadan olur mu? Tabi ki de olmaz. *
Evet efendim, dünyadaki en büyük kütüphaneleri sayarsak saymadan önce şunu söylemek istiyorum kütüphane yapmak kolay değildir tarihe göre, konuya göre, yazara göre ayırmak gerçekten çok zor bir iştir her neyse konumuza dönelim dünyadaki en büyük kütüphaneler şu şekildedir, sizin için görsel olarak'ta yazacağım.
Nivie'de i.Ö. 626 tarihinde kurulan Asur Bani Pal kitaplığı ilk kütüphane sayılır.Daha sonra Ozymandias Teb'te dinsel yazılar için ayrı bir kitaplık daha kurulmuştur:bu kitaplığın 20.000'den çok papirus tomarı bulunduğu sanılmaktadır. Eski Yunan'da ilk kitaplık i.Ö. 540 yılında Pisistratus'un Atina'da kurduğu kitaplıktır.Daha sonraları tapınaklara bitişik pek çok kitaplık kuruldu en önemlileri iskenderiye'de Musaion Anadolu'da Efes ve Bergama kitaplıklarıdır. ilk büyük Hıristiyan kitaplıkları Kayseri, Urfa, ve istanbul'da kuruldular.i.S. 150 yıllarında parşömenin kullanılmaya başlamasından sonra da papirüs tomarları yerlerini Codex'lere bırakmaya başladılar ; yani bugün bildiğimiz kitabın temel görünümü ortaya çıktı. Ortaçağda kitaplar genellikle manastırlarda ve piskoposluklarda toplanayorlardı.ilk manastır kitaplığı i.S. 540'da, Romalı komutan Cassiodorus'un Vivarium'daki çiftliğinde kurulmuştur.Benediktin tarikatının kurucusu Benediktus von Nursia, keşişlerin yaşama kuralları arasında kitap çoğaltma görevini de koymuştu.Monte Cassino, Cluny, St. Gallen manastır kitaplıklarının en tanınmışlarıdır. Ortaçağ boyunca batıda, kitaplıkların ellerinde bulunan kitapların sayısı çok seyerek olarak 1000'i aşmıştır.Onüçüncü yüzyılda Roma Papalık Kitaplığı'nın yalnızca 500 kadar kitabı vardı.Kitaplar büyük salonlarda rahleler üzerine konuyor ve rahleye zincirlerle bağlanıyorlardı.Bu zincirli kitaplıkların tanınmış örneklerinden Cesena, Hereford, Goldberg ve Zuthpen bugün müze olarak kullanılmaktadır. Üniversitelerin kuruluşundan sonra üniversite kitaplıkları ortaya çıktılar.1243'de Salamanca, 1257'de Paris üniversite kitaplıkları kuruludu.Bunları Oxford, Prag, Viyana, Heidelberg üniversite kitaplıkları izlediler. Hümanizma ve Rönesans hareketi kitaplıklara canlılık getirmiş, 1441'de Floransa'da Cosimo Di Medici "Laurenziana", Venedikte Marciana, Roma'da Vaticana kitaplıkları humanizmanın yarattığı kitaplıklar olarak ortaya çıkmışlardır. Reformasyondan sonra manastır kitaplıkları kalkmış, yerlerini ilk şehir kitaplıkları almışlardır.Sonradan bu kitaplıklardan eyaletlerin "Devlet Kitaplıkları" ve "Ulusal Kitaplıklar" doğmuşlardır. Zincirli ve rahleli kitaplığın yerini 16. yüzyılda cağın barok beğenisine uygun, çok süslü "salon kitaplığı" denilen kitaplık biçimi almıştır. Yeni zamanların günlük çalışmalar ve araştırmalar için "kullanılan kitaplık" yaratma düşüncesi ilk ürününü 1735'de Göttingen Üniversite Kitaplığı ile verdi.Dünyanın ilk modern üniversitesi diye bilinen Göttingen Üniversitesi'nin kitaplığı değil, modern bir anlayışla kurulan ve bu çok başarılı kitaplığın Göttingen Üniversitesi'ni yarattığı savunulmaktadır.
--spoiler--
Dünyayı bitirdiğimize göre kendi tarihimize geçebiliriz,
Türkiye'de ki ilk kütüphane,
--spoiler--
Türkiyede ilk Kütüphane
T ürkiyede 900 yıllık bir kütüphane geleneği vardır. Osmanlı imparatorluğunun ilk dönemlerinde kütüphaneler; camii, türbe, medrese ve imarethane gibi kurumlar içinde yer almıştır. Daha sonraları yönetim olarak her ne kadar vakıflar bünyesinde yer alıyor olsalar da ayrı birer kuruluş olarak kütüphaneler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu nitelikteki ilk kütüphane, 1678 yılında Köprülü Fazıl Ahmet Paşa tarafından istanbulda kurulan "Köprülü Kütüphanesi"dir. imparatorluğun büyümesi ile birlikte Anadolunun bir çok yerinde de kütüphaneler kurulmuştur. Dönemin devlet ve din büyükleri tarafından kurulan vakıflar yoluyla yaşatılan bu kütüphanelerden bazıları, koleksiyonları ile günümüzde de varlığını sürdürmektedir. 1884 yılında kurulan ve bugün de "Beyazıt Devlet Kütüphanesi" adıyla hizmet veren "Kütüphane-i Osmaniye" ise Osmanlı döneminde devlet eliyle kurulmuş olan ilk kütüphanedir.
1920 yılında TBMM Hükümetinin kurulmasından sonra Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir "Kültür Dairesi" oluşturulmuş ve kütüphaneler bu daireye bağlanmıştır. 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) Kanunu ile bütün vakıf kütüphaneleri MEB bünyesinde toplanmıştır. 1946 yılında, halen Ankarada hizmet vermekte olan "Milli Kütüphane" kurulmuştur. 1954ten itibaren üç üniversitede kütüphanecilik bölümleri açılmış ve kütüphanecilik konusunda lisans ve yüksek lisans düzeyinde eğitim verilmeye başlanmıştır.
Ayrıca AB üye ve aday ülkelerinin 2001 yılında başlattıkları ve bu ülkelerde bulunan halk kütüphaneleri, müzeler ve arşivler arasında enformasyon teknolojilerine dayalı bir işbirliği olan PULMAN-XT (Public Libraries, Museums and Archives Network) projesine Türkiye 2002de tam üye olarak kabul edilmiştir. Proje kapsamında Ankara Adnan Ötüken, istanbul Orhan Kemal ve izmir Atatürk il Halk Kütüphaneleri 2003te otomasyona geçirilecektir.
--spoiler--
Umarım sizin için bir şeyler yapmışımdır saygılarımı sunuyorum efendim...