filistin devleti üzerine bukadar hasas olan bir miletin kendi içindeki aynı soruna tersi gözle bakması zati kafa karıştırır. elbetki kürtlerin fedaratif sistemde bölgesel yönetimlerle kendi kendini yönetmesi doğru olacaktır ana dilde eğitim tabi olacaktır.
olmayan haklılıktır, olmayan kürdistandır. yoktur böyle bir hak. aşağıda sebeblerini anlatıyorum:
biz bu topraklar için kan döktük aldık. sizin gibi iki piç durmadan sikişip çocuk yapacak eşşek gibi yayılacak sonra bu topraklar bizim diyecek yok öyle bir hak. gidin elektriği kaçak kullanın, bina yapmaya malzeme götürelim onu çalın, bide tepemizin üstüne çıkın. kürtleri seviyorum diyenler sizin benim sevdiğim adamlar bir elin parmaklarını geçmez. ama geçek kürtler asıl bunlar. otobüsün en arka koltuğuna biletsiz biner daha sonra ayakkabısını çıkarır tüm otobüsü kokutur, karşınıza çıkan çar çakalın %60'ı onlardan dır, sokakta gördüğünüz satıcıların %65-%70'i onlardandır, satıcıların namusuyla para kazanması güzel ama onların da %50'si namuslu şekilde çalışır. sonra giderler kafalarına göre yolda sokakta arabalarımızı yakarlar, dükkanınızın kepenkleri kapalı olmadan bir eylemelerine* denk gelirsen dükkanı taşlar içindekiler talan eder çalarlar. türkiyede eroin esrar ticareti onlardan sorulur, hem dağıtımını hem de gelişini ayarlar. lafa gelincede türkiyedeki en iyi niyetli insanlardır.
insanların kafasına yıllaraca öyle bir kürt kavramı empoze edildi ki işte çanakkalede beraber savaştıki bu memleketi beraber kurduk.. kuyruklu yalan.. 1980'lerde kürtlerle ilgili söylemler ortaya atılmaya başladığı zaman kürtler ve türkleri birleştirmek gerginliği önlemek için devlet bazı söylemler ortaya çıkardı. bunlara ek olarak çanakkale şehitliğine bazı kürtçe isimler eklendi. halbuki söz konusu dönemde yalnızca 300.000 kürt vardı ve söz konusu dönemde ki çoğu millet gibi aşiretler halinde yaşıyorlardı. üstelik bilinen kanın aksine osmanlı devleti türkler dışında asker kullanmaz. eğer adama ihtiyacı varsa tebası olan milletlerin aşiret reisleri veya yönetici konumundakilerden adam isterdi. öyle bir isteğin gerçekleşmediğini biliyoruz, öyleki mustafa kemal sivasdan ankaraya giderken kürt aşiretlerin* yolu kapadığını haber almış davet edildiği erzuruma doğru yola koyulmuşlardır. giderken erzurum yollarında da belli yerler pusu kuruldupunu görecekler arabaları içinde çatışarak yanlarından geçeceklerdir.
şimdi bir kafamızda yaratılan kürt karamı var birde yolda sokakta gördüğümüz adamlar, hangisine inanacağız. üstelik biz bu adamları uğruna kanlar döktüğümüz toprakları verecek kadar seviyormuyuz?
özgürlük nedir desen bön bön bakacak insan acıklamasına ben ışık tutayım bari. bunların özgürlükten anladığı bunca ısrarlı cehaletine sadakatlerinden dolayı göremedikleri özgürlüklerine ihanet edip, kendilerine yalan yanlış vaadlerde bulunan çıkarcıların kıçını yalamaktır.
cehaletlerinden dem vurursun ee devlet bize okul vermemiştir der. batıdakini hiç sorma. okumak isteyeni okur, istemeyeni onca imkana rağmen okumaz. okumakla da iş bitmez. ısrarla, geldiği toprakların kaba saba insanı gibi kalmayı özüne sadakat olarak değerlendirir. ve nezaketten nasibini almak istemez inatla. yontulmaz.
ülkenin batısında da diledği yerde ev alır, iş kurar bunlar yetmez yerlisini tehditle sindirmeye kalkar. sonra ağlar g*t, özgürlük diye. sormak isterim "la yarram sen özgürlük denince ne anlıyorsun bi de hele be"
özgürlük dediğin basit bir bez parçası ve dikenli tellerle çevrili arazi ise sen kimsenin seni yönlendirmesine izin vermeden otur en baştan tekrar düşün çünkü büyük bir aymazlık içerisindesin.
son yıllarda düşünce özgürlüğünün son yıllarda esnekleşmesinden yararlanan bazı örümcek beyinliler ve baykuşlar işi yasalara da uyacak şekilde olan söylemlere yöneldiler. bundan öncesinde işi isyan şeklinde çözmeye çalışan bir halk için yinede şaşırtıcı bir ilerleme, ama yinede şerefli türden değil.
toprak ve bayrak için kan dökmedikten sonra, medeniyete katkıda bulunmadıktan sonra hiçbir halk vatan sahibi olamaz. bu yüzden türk'ün şanlı bir bayrağı, kanla sulanmış bir toprağı vardır. bu yüzden kürdün toprağı ve bayrağı yoktur.
kürt, eğer kendisini haklı görüyorsa bugünkü yaptığı anarşinin 2 adım ötesine gitsin. cesareti elveriyorsa 1 dakika durmasın. bunu denediklerinde kendilerinden bir parça bile kalmayacaklarını biliyorlar. özgürlük "apo'nun izinde" olmaksa apo'nun dediklerini tam yapsın! şerefleri ve onurları bunu söylüyorsa bunu yapsınlar. biz de onları kırmayıp 7'den 77'ye doğuya bu durumu susturmaya gidelim. o zaman bu muhabbeti yapacak 1 kişi geriye kalacak mı acaba?
öncelikle uzuun yıllardır ankaraya gönderdiğiniz feodal agalarınıza bi hesap sorun, içinizdeki feodal düzeni bi yok edin. türkiye bize bir şey vermiyo, yardım etmiyo. lan sen ankaraya gönderdiğin agalarına hesap sordun mu hiç?
yazarların girdiği entryleri tek tek okudum.ne yazık ki faşizm bu ülkede çok derinlere kök salmış.hala osmanlı devletinde bir eyalet ismi olan,kanuni'nin fransuva ya gönderdiği mektupta yer alan kürdistan ifadesine fitil olan tipler var aramızda onları hiç anlayamıyorum.
Hepimizin aynı insandan gelme olduğunu ve "millet" kavramının sonradan türetilme olduğunu düşündüğümüzde amacın "insan öldürmemek" olduğunu anlarız fakat birbirini öldüren iki taraf varsa bu sefer ilk kimin silah doğrulttuğu araştırılmaya başlanır. Bu duruma göre bu mücadele en başından beri haksızdı, hâlâ da haksızdır ve bu mücadele sürdükçe insan ölmeye devam edecektir nokta
valla yer yer ben de hak veriyorum ama, kreşlere, imam hatip yurtlarına molotof atılmasını, belediye otobüslerini, marketlerin içinde insanlarla birlikte yakılmak istenmesini vs duyunca, kaçacak delik arıyorum.
ha siz diyeceksiniz devlet de yapıyor veya geçmişte yaptı bunları...
ne olursa olsun, bunlara kimse "haklısınız" demez ki...
insan hakkını ararken bile haklı olmasını bilmelidir. benim bütün diyeceğim budur.
1) asimilasyon diyerek haykırdığınız çığlıklar haksızdır. Onun adı adaptasyon olmalıdır. Sen sevgili kürt yurttaş, cebinde kuruşun yokken çıkıp geleceksin ankara'ya, istanbul'a, izmir'e yerleşeceksin. Oradaki kültüre ayak uydurmak yerine, kürtlüğüme bok sürdürmem naralarıyla sokakta, metroda, otobüste kendi dilini, kendi kültürünü yaşatmaya devam edeceksin. Bu olmaz arkadaşım. Bu noktaya bir sıçış söz konusu, çünkü aynı şekilde ben düşükbel pantolonumu giyip, kız arkadaşımda askılı bir tişörtle mardin'i hakkari'yi turlasak sıkıntı çıkar, tecavüz olur, dayak olur, darp olur. Biz oraya yerleşsek yerli halk bizi dışlasa, asimile oluyoruz gurbaN! diye mücadelemizde haklıyız diyip orada bir veryansına ne gerek var. Ki bunun idealidir daha özgür bir toplum, daha açıkgörüşlü ve en az mahalle baskısı olan yer. Bunu red etmekteki amaç ne?
2) Dil mevzusunda çok hassasım, bugün benim olduğum yerde ingilizcede, fransızcada, çincede, latincede konuşulsa rahatsız oluyorum ilelebet. Çünkü anlamıyorum gurban? Senin ne demek istediğini anlamıyorum. Üstelik kara kuru, uzun boylu, beyaz gömlekli ve kirli sakallı bir yurttaşsan ve bana bakarak sırıtıyorsan, senin söylediklerini anlamam gerekir? Bu konuda uzlaşalım... Aynı şekilde zerre türkçe bilmesen ve bende kafanı siksem gece gündüz sende rahatsız olursun ama memlekette okula gidiyorsun, orada sana öğretiyorlar kuzu kuzu, tertemiz öğren türkçeyi, sonra çık sokağa konuş milyonlarca insan gibi... ha sevişirken kürtçe seviş, annenle babanla kürtçe konuş beni ırgalamaz... Ortak bir dilimiz olmadan, aynı topraklarda barış içinde yaşamak mümkün değil, mevlana bok yemiş aynı dili konuşanlar daha iyi anlaşır. sohbet eder, laflar falan...
3) Madem bağımsızlık ateşiyle yanıp tutuşan millettiniz, neden asırlardır bir devlet olamadınız da şeyh sait efendi bir gaza geldi diye 80 sene sonra peşinden gidiyorsunuz? Devlet; aynı ırka sahip olan insanların bir arada olması demek değildir. Devlet olmak bir bütündür. Dilinizin varlığını ıspatlamak için kaynağı belli olmayan kitaplardan alıntılar yapan kürt araştırmacı - gazetecilerle doldu meydan. Bir yörede konuşulan kürtçeyle hemen yanındaki şehirde konuşulanın alakasız olması nasıl açıklanabilir? türkçede buna şive denir, azeri şivesi mesela taa ebesinin amından kalma bir kopuştan ötürü köklü değişimler söz konusu anlamlarda... Ama etkileşim içinde olan bölgelerdeki o ufak farklılıklar ağız olarak adlandırılır, istanbul ağzı, konya ağzı gibi...
4) KAçak elektrik kullanımı olsun, kaçakcılık olsun bunlar doğunun artık vazgeçilmezi. Siz bağımsız olmayı haketmeyecek kadar sömürüyorsunuz memleketi. Ben bu amına koduğumun ankarasında her ay 60-70 lira elektrik faturası verip sigaraya günlük 5.5 lira bayılırken sen orada sikinin keyfine elektrik faturanı ödemiyorsun, sigara zaten malum. Çoğu zaman gelen hizmetleri almıyorsunuz bile, yıllarca okul yaktınız, bina yıktınız, halk olarak kafanızı kaldırıp neyin doğru olduğunu düşünmek yerine, bu yanlış diyip üstelediniz. Dersim olayı örneği yapılan köprüyü yıkmak ne haddinize. Daha ağalık sisteminden kurtulamamış bir kitle olarak, bağımsızlık istiyoruz diye sesinizin yükselmesine göz yumulması ancak toprak ağalarınızın gazıyla olabilecek bir hareket. Ayık olun amk.
5) Demokrasinin gelmediği bir bölge doğu. bugün anarşi, başkaldırış, bağımsızlık savaşı diye dağa çıkan denyoları aklım almıyor. Cumhuriyet rejimini red edip, kendi cumhuriyetinizi kurmayı denemek bir hayalden öteye gidemez....
Bu söylediklerim bağımsızlık ateşiyle yanan kürt arkadaşlara ithafen, onun dışında ben gibi konuşan, oturan, yiyen içen sıçan tüm kürtler yurttaşımdır biz aynı toprakları paylaşıyoruz, Onlarda ben gibi t.c vatandaşı ve yasalar önünde aynı haklara sahip.
bu son 2 maddede devletin bir eksiği, aksağı olmuşsa o devletin kabahatidir. Bugün akp, en yapılmayacak şeyi yapıyor. Bu olayla yüzleşelim, kürt var türk var taaam mı amına koyuum? alın bu da açılım len! siyasetinede karşıyım hemde şiddetle. Ama öbür taraftan demokrat görünümlü bir avuç hıyarın; önlerine mikrofon gelince böyle sapıtmalarına, bağımsızlık hakkımız diyebilecek kadar ileri gitmelerinede tahammülüm yok arkadaş.
Atatürk çok faşist bir adam gibi gelebilir bir çoğuna, o dönem mussolini, hitler gibi manyakların nam saldığı bir dönem aynı şekilde en zıt haliyle yalandan bir sosyalizmi yaşatan stalin mevcut bu şartlarıda göz önüne almak gerekir. Ki bu üç adamda kendi doğruları uğruna milyonlarca insanı katletti! biraz ayık olun lan, atatürk'e faşist türkçü piç demek bu kadar kolay olmasın hele bunu dillere pelesenk etmek çok nahoş bir hareket.
Bugün kürtler, lazlar, çerkezler, hıyarlar, domatesler etnik köken ayrımı olmadan tbmm'de milletvekili olabiliyorsa buna faşistlik denemez. Ama bugün o milletvekilleri yediği kaba sıçmaya çalışıyorsa bunda bir tezatlık var. Aynı şekilde hıyar ve domates ordusununda sandalye ve makam sahibi olduğu bu memlekette zaten iyiye giden pek birşey yok.
Ama bu fırsattan istifade edip; pkk'ya terör örgütü diyemeyen bir partinin olduğu meclise saygı duymak, her hafta yeni bir tehditle yavşaklığın kralını yapan öcalan isimli bir adamın konuşmasını dinlemek tehditlerini gazetelerden okumak bir türkiye vatandaşı olarak çok zoruma gidiyor...
--spoiler--
Irklar arasında bugün görülen farkların tarih açısından önemi pek azdır. Kafatası biçimi ırkların sınıflandırılmasında kullanılırsa da toplumsal hiçbir anlamı yoktur...
--spoiler--
"egemen" güçler tarafından kapalı kapılar ardında belirlenmiş haklardır onlar. şimdi ortaya bir "fitne" çıkartırken o fitnenin inanılır bir duruşu olmalı ve etrafına yandaş toplayabilmelidir. ancak bir fitne´nin birinci, ikinci planlarda hizmet ettiği bir konu vardır. bu konu nedir?...kürt, hesaplandığı kitaplandığı üzre "görünüşte haklı bir amaca angaje edilecek" ve farkında olmadan bambaşka bir konuya hizmet etmesi sağlanacaktır. sonuçta "maşa" olarak kullanılacaktır.
dünya üzerindeki bir sürü egemen güç birçok devletten oluşurken tam da b.o.p zamanında kürde "kardeşim, sen de millet olarak haklarını kazan, ülkeni kur" denmesinin arkasında yatan başka bir konu herhalde ki vardır.
bugün o "sözde arap devrimi" denilen şeyin abd gizli örgütleri tarafından planlandığının yavas yavaş kokusu çıkarken, kürtlerin sözümona bu "özgürlük hareketlerinin" kendi özgürlük aşklarıyla ilişkilendirilmesi komiktir. adamların ellerinde 5 lira para yokken onların eline 20bin euro´luk silahları her biri 70 sent olan o silahların mermilerini onların eline veren kimdir?...kürt o silahları, mermileri toprakta sulayarak yetiştirmediğine göre o mühimmatı ona birilerinin vermiş olması gerekir. bir alman arkadaşından bir sigarayı bile "satın alırken" tutup da o kadar değerli silahları taşeronlar vasıtasıyla kürtlere vermelerinin sebebi mutlaka kendi içlerinde keşfettikleri "kürt sevgisi" değildir tahminen öyle diil mi...o, bir çeşit, gelecekte olacaklara binaen "geleceğe yaptıkları" bir yatırımdır. bir çeşit "poker" dir bu da. orada kürt de o "iskambil kağıtlarıdır"..bütün o olanlardan onun kazancı hiç olmayacak, aslında "genel kaybeden" olacaktır, o, bunu bugün anlayamaz, ama anlayacağı gün ona denilecektir ki, "size bu devleti kurdurana kadar şu kadar milyon mermi, şu kadar bin silah, ağır silah desteğinde bulunduk, bunun karsılığı olarak bize ne vereceksiniz?"...o gün anlar kürt, kimin hangi hareketine maşa olmuş.
o zaman git nerde özgürlüğünü ilan ediyorsan et yeter ki o pis ellerini vatanımdan çek, size verecek tek gram toprağım yok olamaz da, dedirtecek hunharca sıçılmış bir önermedir.
emperyalist güçlerle işbirliği içinde olan hiçbir hareketin haklılığı yoktur. eğer ki kürt ulusal hareketi de bu duruma gelmişse - ki görünen odur- hiçbir haklılığı yoktur.
