kömür sobamızın üstünde, bacaya bağlanan, çamaşır asmak için kullanılan yelpaze şekilli teller vardı. uzun uzun bakınca o telleri eğip bükebileceğimi sanırdım; daha o zamanlar hiç illüzyon gösterisi izlememiştim, psişik güç falan nedir duymamamıştık, bilmezdik; kendimde böyle bir yetenek olduğu düşüncesini nerden edinmişim hâla bilmiyorum.
gıcık aldığım yakın arkadaşımı arayıp sesimi değiştirerek 'yarın seni öldürmeye geleceğim son anlarını iyi yaşa' demem, tabi kızın ödlek annesininse cadının teki olduğunu unutmuş olmam. en önemlisi de, telefonlarının arayan numarayı gösterme ihtimalini düşünmemiştim.
kirpiklerim güzelleşsin diye rimel niyetine bal sürmek.
ben sana büyüyünce öderim diyerek borç istemek. -3 yaş için biraz saçma-
bazen gözümün önünde beliren şeffaf şekilleri bakteri sanmam, özel yetenekli olduğumu düşünmem ve bu yüzden bakterilerle ilgilenmem, hatta bazı türler neden görünmüyor diye merak etmem ve en önemlisi de bakterileri görebilen bir insan olmadığımı 15 yaşında anlamam.
üst komşunun tepemizde ceviz kırma girişimleri sonucu oluşan seslerden rahatsız olup (o sırada annem kardeşime hamile) kapılarına dayanıp "annem rahatsız oluyo (annemin dünyadan haberi yok), utanmıyor musunuz hamile kadını rahatsız etmeye" şeklinde atarlanmamdır. yaşım taş çatlasın 7dir o sıra. (bkz: cimcime)