eşofmanlarının diz yeri yırtık çocuktur. 28'ine geldiğinde en sevdiği tshirtü artık yırtılmaktan yer bezi kıvamına gelse de inatla giymeye devam edendir.
üç tekerli bisikleti ile ev içinde otobüs şoförlüğü yapan, evin her odasını bıkıp-usanmadan defalarca gezip sanal yolcular indirip-yolcular alan çocuktan farksızdır.
halının dar çizgili kısımlarında sıkışık trafik yaratan, geniş çizgilere geçtiğinde ise yolu çift şerite çıkaran çocuktur. ben öyle yapıyordum en azından. tabi araba sayısı hep az gelirdi. ama kapısı açılıp kapanıyorsa tav olurdum orası ayrı.
halı kenarlarındaki çizgileri otoyol olarak kullanır, halının rengine göre kendi dünyasını yaratır, yeşil renk ormanı olur, mavi yer deniz, kahverengiyse dönüp bakmaz bile. geometrik şekilleri bazen garaj, bazen iş, bazen de evi olarak kullanır. genel kanının aksine kızlar için de gayet eğlenceli zamanlardır.
ben o halının tomağında uzaktan kumandalı araba kullanıyordum hey gidi günler tabi o arabanın tekerleğine daha bir dolanıyordu o da ayrı mesele. güzel günlerdi.
arabayla hertürlü akrobatik** haraketleri denediğim alandı 90'ların başındaydı. ve ben o arabadaki şoför mahalinde bin bür türlü adrenalini doyasıya tadardım ta ki o ilk sivilce çıkana kadar*
uzun bir iç çektim ya lan. o zamanlar duble yol falan da yok. çok kaza olurdu. sobanın sıcaklığı, çay kaşıklarının sesleri, annenin yaptığı atıştırmalıklar. huzur lan huzur.
bizim halının kenarlarında yol vardı ama arada da pit stoplar vardı. çok eğlenceliydi hele ki o pit stopta tamire gelip bozulan arabalar yok muydu. şimdi kendimden şüphelendim.
benim lan bu.o köşe de 2 çizgi varsa halıda o da yol olurdu.birsürü arabam vardı.ama en değerlisi kırmızı ferrariydi içinden.küçük bir bebe almıştı benden ağlıyarak.annesi getircez kuzum ver ağlamasın çocuk dedi.verdik aq.o gün bugün gelmedi.hala bekliyorum...
o kadar fakirdik ki halı kenarında araba bile kullanamamıştım. dışardan bir odun parçası alıp üstüne tekerlek filan çizmiştim. halı kenarında onu sürmeye çalışıyodum arada bir halıya takılsada hevesimi alıyodum. hey gidi günler hey...
küçük araba ve otobüslerini halı kenarındaki desenlere göre ayarlayan çocuktur bu. halının kenarında uzun bir şekil varsa orayı yol, halının ortasını arazi yapmıştır.
bu birşey değil ki babasının bacağında araba süren çocuk bile vardır ki bu bizzat benim. babası işten eve geldiğinde çocuk babasıyla hem vakit geçirir hem de babası bacaklarını uzatttığında orayı bir dağ gibi görüp arabayı yavaş yavaş hareket ettirir.