"kimseye benzemeyen ve herkes gibi olanların hikayesi" sloganıyla bendenizi bendenizden almış uzak diyarlara götürmüş olan dizi.
gerçekten o sarı saçlarıyla, uzun boyuyla, sıfır beden fiziğiyle, muhteşem villasıyla sinem kobal... bana benzemiyor ve bi yandan da tıpkı ben gibi.
modelini bile, iki-üç ve hatta beş bakışta çözemediğim arabalarla dolu bir otoparka sahip, tarihi eser niteliğindeki okul, hafiften benim lisemi andırıyor. müdür megan ını okul bahçesine koysaydı.. aynısı.
bir çantaya binlerce lira ödeyen ve ertesi günü aynı çantayı bir başkasında görünce "amaaan kapıcının çocuğuna veri veririm nolcek" der gibi elaleme bakış fırlatan kırmızı rujlu ayşegül... benim biraz daha zayıf ve bin liralık çantalı halim. bu kadar olur.
ben de her hafta sonu arkadaşlarla partı düzenliyorum.
ben de hem güzelim, hem sarışınım, hem zenginim, hem yüzme takımında birinciyim, en olmadı ikinciyim, gönüllerde zaten her daim birinciyim. orayı zaten geçtim.
inanmazsın; benim de her günüm olaylı geçiyor. dün misal eniştemin komşusuna gittik misafirliğe, oğlu yere düştü birden titremeye başladı "ahan dedim uyuşturucu krizi geçiriyo. vay şerefsiz." meğersem midesi ağrıyomuş çok. salonun ortasına kustu zaten akabinde. pis.
öte günü babamı ziyarate giderken kapıcı sarktı kapı önünde. beni babama ziyerete gelen seksi anketörlerden zannetmiş. "evin beyini isteyeceğidiniz sandım" dedi. ne alaka anlamadım. mantıksız geldi. neyse bişi demedim. camlı asansörde ağladım.
sonra gittim teyzemgillere bu olayı anlattım onlar da sülaleye anlatmışlar. herkes dik dik bakıyo bana şimdi. hem ölümüne güzelim hem de yalnızım artık. aynı su yani. adım gerçi suynan sabunlan alakasız ama.. olsun.
gerçekten... tıpkı benim hayatım. tıpkı ben. hayatım roman benim zaten. ne iyi olmuş da dizisini çekmişler. çok güzel.
not: onu bunu geçtim "aman ne okasyon meraklısı kızlarsınız. okey ben kaçtım" diyen ayşegülü seçtim. yerim. okasyona gel. yavrum benim.
çet denyosu annesinin kasa şifresini öğreniyor. şifre :12345.
çet denyosunun içses: bir iki üç dört beş bir iki üç dört beş bir iki üç dört beş.
şimdi kasa şifresini 12345 yapan kadına mı yanalım? 12345 i unutmamak için içinden tekrar eden üvey evlada mı yanalım?
zenginlerin de bim'den alışveriş yaptığını gösteren dizidir.
karakterimiz dost süt ve yine bim'e ait olan fıstık ezmesini afiyetle yemiştir.
gelecek bölümlerde le cola le porta le vodka bekliyoruz ailecek...
16-17 yaşındaki lise öğrencilerinin çatır çatır seks yaptığı, türkiye için fazla kaçmış dizi.
eyvah ne hale geldik! eyvah şu diziye bakın, gençlerimizin ahlağı gidecek diye feryat figan etmeyeceğim. kimse, dizi karakterlerini örnek alacak kadar salak olmazsa bi sorun olmaz. yok işte gençlerimizin ahlağını bozacakmış falan filan... gençlerimiz de mal kimse kusura bakmasın. ne kitap okurlar, ne bir köşe yazarını düzenli olarak takip ederler, ne de kendilerini geliştirirler. anca, bilgisayarda oyun oynayıp dizi izlesinler. okudukları tek kitap serisi twilight. ben de okudum twilight'ı ama okuduğum tek seri değil. aşk romanları da okusunlar da dünya klasiklerine de bi göz gezdirsinler. bi reşat nuri okusunlar ne bileyim. salak olmasınlar kardeşim. otu boku kendilerine idol belirlemesinler.
film ya dizi o. pokemon'a özenip balkondan atlayan bi çocuk vardı. hadi o çocuktu da liselilere veya ergenlere ne demeli? düşünsünler bazı şeyleri. saçma salak karakterlere özenmesinler. geri zekalı olmasınlar.
tabii bu demek değil ki tv'de her şey olsun. insanlar bazı şeylerin ayrımına varsın. o sınırı iyi çizmek lazım. medya, öyle şerefsiz bir sektör ki yanlışları bile sana çok matah bi şeymiş gibi gösterip kekleyebilir seni. sen her defasında bir şeyi "bakın bu böyle olcak gençler!" diye gösterirsen bunu, bilinçaltına yerleştirirsin o sikko fikirlerini. buna da karşıyım. bu sınırı anlatabildiysem ne mutlu bana.
şimdi geçiyorum çok konuşulan diziye. bi kere oyunculuklar yerlerde sürünüyor. çok yapmacık geldi. kızların kırmızı rujla dolaştığı bi lise görmedim hiç. o çoraplar nedir abi? jartiyer giymişler lan resmen. bi kopçaları filan eksik. apış arasını göreceğiz nerdeyse hatunların. lan bizim liseyi düşünüyorum. kızın biri sarıya boyadı diye saçlarını koyu renge boyattırmıştı müdire. bigün hastayım diye hırkamın üstüne kot mont giydim diye adam çekiştirmişti okula girerken "çıkartıcaksın bunu" diye. "hocam hastayım" diyorum! "üşüyorum" yok, o dinler mi? diziye bak. kızlar küçük fahişelere benziyor. kimse kusura bakmasın ama sanki az sonra nişantaşı'ndan taksim'e geçip tek gecelik ilişki kuracak tipteler. o potansiyeli gördüm yani. bi de 10 cm ince topuklulara ne demeli? sanki podyuma çıkıyorlar. te allahım ya!
dizideki ayşegül (merve boluğur) karakteri vampir olacakmış da yanlışlıkla bu dizinin kadrosuna dahil olmuş gibi görünüyor. okulda, eski sevgilisine acayip şekilde sarılıp öpmeler filan, elini bacağına koymalar... lan ben lisedeki halimi düşünüyorum. ne kezbanmışım vay arkadaş ya! erkeklerle bırak sevgili olmayı, öpüşmeyi falanı filanı; öyle platonik takılıyordum. aseksüel gibiydim. üniversite 1. sınıfa dek hiç sevgilim olmamıştı. zaten kimse benimle ilgilenmiyordu. zaten umrumda da değildi. kırmızı rujumuz yoktu anasını satayım ya! belki de ondan.
ayşegül'ün ali denen takıntısı da, güya okulun en yakışıklısıymış! bunun nesi yakışıklı çözemedim. yakışıklı adam görmesem yakışıklı diye kakalayacaklar tipsizi ya.
orda, diziye burak özçivit gibi bi yakışıklı + taş mı taş bi erkeği koymuşsunuz ve ali karakterini canlandıran kadir doğulu gibi bi adama yakışıklı diyorsunuz! komik. burak varken ordaki herkes tipsizdir benim için.
onun dışında dizideki kısa saçlı esmer uyuz bi kız var. casting ekibini tebrik ediyorum. bundan daha uyuz ve itici bi kız bulamazlardı. kız ya gerçekten uyuz ve itici ya da rolünü çok iyi yapıyor. bilemiyorum. her halükarda sevmedim. tam rolüne uygun.
he bir de, şu var. dizide, sözüm ona fakir diye alay ettikleri elemanlar varya (sarışın bi ufak kız ve abisi) onların da maşallah elinde iphone filan var. lan taşak mı geçiyorsunuz götler? hangi fakirde iphone görülmüştür? hadi iphone'u geçtim de o yaşadıkları eve ne demeli? o nasıl fakir lan? keşke herkes böyle fakir olsa. evimden soğudum lan bu fakirlerin evini görünce. geri zekalılar ya... fakirmiş bi de. götümün fakiri. hepsinde de iphone var. altlarında bmw'nin, değişik jeeplerin en klas modelleri, şoförleri filan o biçim. götümün fakirleri ya!
eğer, tüm bunları izleyip özenen veya "ay negzel yaa harikalar keşke ben de böyle olsaaamm!" diyen mal varsa da gebersin. öyle türk gencine ihtiyacı yok zaten bu ülkenin.
şu sikimsonik dizi, eğer bazı aptalları olumsuz etkileyecekse bırakın etkilesin. aradan gerçek geri zekalıları elemiş oluruz. böylece yolumuza devam ederiz.
fragmanından izlediğim kadarıyla şunu farkettim; ali denen hergele boğaz kenarına çektiği cabrio bmwsine yaslanarak 'vay be şu düştüğümüz hallere bak' diyor ya ben bu yüzden küfüre karşı değilim..*
--spoiler--
su ve çetin beyoğlu'ndadırlar. tam birbirleriyle yakınlaşırken su'nun çantası çalınır. çetin hırsızların peşinden koşar. çantayı alır ama kendi telefonunu kaptırmıştır. su, bir türlü çetin'e ulaşamaz. sonra ayşegül'le az önce yatmış olan ali'yi arar. aralarında şu diyalog geçer:
Ali: Nerdesin?
Su: Bilmiyorum.
Ali: Kıpırdama geliyorum.
ve Ali bir sonraki sahnede taksiyle kızın yanında belirir.
