ağrı, gümüşhane, artvin gibi bir şehirde yaşamaktır. Eğer doğal güzellikleri fazla, havası-suyu temizse ömrü uzatır, huzur verir. Ama küçük şehirlerde yaşamanın büyük dezavantajlarından birisi dedikodunun yaygın olmasıdır.
zor bir durumdur, hiç yaşamadım ama nedenli zor olduğunu tahmin edebilirim. en son filmlerin bir kaç ay sonra şehre gelmesi, istediğin herşeyi anında bulamamak gibi zorlukları vardır. örnek vermek gerekirse marmaris turizm merkezi olmasına rağmen bir bilgisayarcıya giderseniz ve yazıcı almak isterseniz yoktur, bilgisayar almak isterseniz yoktur cevap: izmirden gelecek.
yolda yürürken kimsenin kimseyi görmediği bir yerden tüm gözlerin üzerinizde olacağı bir yerde yaşamak için herhalde o şehri çok seviyor olmak gerekir.
yılın 9 ayını eğitim maksatlı büsbüyük şehirlerde geçirip tatilde memleketi olan bu yere dönen gençler için çekilmez hale gelendir. hele de liseyi de dışarda okuduysan ex arkadaşlarınla da yolun ayrılmıştır. kasarsın bi araya gelirsin ama sarmaz yani yolunuz ayrılmıştır bir kere. ilk 2 günden sonrası kabuslaşır. film dizi vs. izlersin bi süre idare eder, izlemek fiilinden hazzetmiyorsan ölmüşsündür ağlayanın yoktur zaten. internet olayına girersin o da bi yere kadar. tam bir inziva halidir. düşünmeye çok vaktin olur ve kafayı sıyırmakla sonuçlanır bu ekşın. off zordur zor. hele de karasal iklimin hakim olduğu bir belde ise. ölelim biz ölelim.
istanbulda yaşayan benim gibilerin kaçıpğ kurtulsak dediğimiz o ufak yerlerdeki yaşamdır. ama öyle iki gün kaldım of sıkıldım gibi karaktersizlik yok, ciddi ciddi düşünülendir. ama direkt anadolunun ortasına değil de daha deniz kenarına doğru kaymayı çok isterim ben de. daha sakin, daha huzurlu. istanbul tabi ki güzel ama yeterli değil benim hayatımda. yani insan isterse bmw ye binip 456 m^2 evde otursun, huzur başka bi şey. aradığımı bulacağımı tahmin ettiğim yaşam şekli.
bunun daha da beteri şehri de geçtik, orhanlı , salihli , turgutlu , ömerli vb isminden bile vasatlık taşan ilçe boyutundaki yerlerde yaşayıp anayoldan transit geçenleri seyrederek biraz olsun değişiklik arayışıyla tatmin olmaya çalışmaktır. belli bir coğrafyaya ve sosyal ortama sıkışıp mahrum ve mahkum olma halidir. pek çoğu kendi psikolojisini ve iç dengesini korumak adına " yaşadığım yeri seviyorum. " der. ama dile getirilmeyen cevabın da " sanki sevmesen ne yapacaksın yarraam. " olduğunu içten içe farkındadır.