küçük şeyler

    1.
  1. ortaçgil şarkısı.

    hep küçük şeyler bizi usandıran
    küçük şeyler bizi utandıran
    hep küçük şeyler bizi yarıştıran
    küçük şeyler bizi uzlaştıran

    küçük şeyler, hepsi de küçücük şeyler
    bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren

    hep kısa anlar, mutluluklar
    hayal görür uzun sananlar
    hep kısa anlar karar verdiğimiz
    sonra günler boyu neden diye düşündüğümüz

    kısa anlar, hepsi de kısacık anlar
    bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren

    hep büyük düşler peşinde koştuğumuz
    sonra nerdeyiz diye içinde kaybolduğumuz
    hep büyük düşler elimle tutamadığım
    hiç görmediğim, yaşamadığım

    büyük düşler, hepsi de küçücük şeyler
    bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren

    hepsi de küçücük şeyler
    küçük şeyler

    hep küçük şeyler bizi savaştıran
    küçük şeyler bizi barıştıran
    hep küçük şeyler seni sevdiğim
    küçük şeyler seni üzdüğüm

    küçük şeyler, hepsi de minicik şeyler
    bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren
    hepsi de küçücük şeyler

    küçük şeyler
    6 ...
  2. 51.
  3. 5.
  4. avucum da duruyordu şarkı. yada şarkının avucundaydım ben.
    3 ...
  5. 14.
  6. gülben ergen in atv de sunduğu öğlen kuşağı programında stüdyodaki kadınlara dağıttığı kitap. o sırada işim gereği oradaydım ve o kadınlar kitabı bedava diye alıp, sonra yerlere attılar en kötüsü üstün dökmen hoca da oradaydı. *
    2 ...
  7. 25.
  8. --spoiler--
    Tarih attıktan sonra 'yeni bir şey yok' diye yazarken içimden pazarlıklıydım. Ne olağanüstü ne de utanç verici olan bir küçük hikaye, dile gelmemek için direnip duruyordu. ' yeni bir şey yok'. Yedi dereden su getirip yalan söylememize bayılıyorum doğrusu. Aslında yeni bir şey olduğunu da ileri süremem pek. Anlatayım : Bu sabah kitaplığa gitmek için, sekizi çeyrek geçe Printania Otelinden çıkarken yerde sürüklenen bir kağıdı almak istedim, ama beceremedim. Hepsi bu kadar, bir olay bile sayılmaz. Bulantı/Sartre
    --spoiler--
    işte böyle küçük şeyler yön veriyor hayatımıza.
    2 ...
  9. 17.
  10. sami paşazade sezai nin eseri olmakla beraber türk edebiyatı nın batılı teknikle yazılan ilk hikayesi sayılır.
    2 ...
  11. 39.
  12. • En iyi şeyler küçük çıkınlarda taşınırmış.

    • Küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş.

    • Ufak balıklar lezzetli olurmuş.

    • Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış, büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş.

    • Her küçük şey mutlaka işe yararmış, bir çok küçük bir büyük edermiş.

    • Sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş.

    • Ufacık bir yağmur kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş.

    • Muazzam bir aydınlık küçük bir delikten görülebilirmiş.

    • Saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş.

    • Bütün hasat bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş.

    • Büyük bir geminin batması için küçük bir delik yeterli imiş.

    • Çok veren malından, az veren canından verirmiş.

    • Yükte hafif olmak pahada ağır olmaya engel değilmiş.

    • Deve büyükmüş ama ot yermiş, şahin küçükmüş ama et yermiş.

    • insan küçük bir adama iyiliği dokunduğu zaman cömertliği öğrenebilirmiş,
    büyük adama iyilik ederse öğreneceği şey ızdırap olurmuş.

    • Büyük adamın büyüklüğü devam ediyorsa bunun sebebi onun küçük adamlara gösterdiği ihtimam imiş.

    • Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.

    • Küçük başlangıçlar olmadan büyük sonuçların sağlandığı vaki değilmiş.........
    Nasıl ve ne zaman öleceğinize kendiniz karar veremezsiniz. Ama nasıl yaşayacağınız kendi elinizdedir. Unutmayın; Dört şeyin geri dönüşü yoktur:

    Ağızdan çıkan sözün,
    yayından çıkan okun,
    geçip giden zamanın ve
    kaçırılan fırsatların.
    2 ...
  13. 6.
  14. bir engin turgut şiiri.

    annemim kalbinde yazdım
    ben ne yazlara daldım
    rüyadan dışarı çıkamam
    yokluğunuza lambaydım...

    zavallı akıl, çam devir
    konu komşu şaşırsın
    iki evham birbirine baktı
    bir sır söyle bulutlara karışsın...

    boşluğun ipeği yırtıldı
    rüzgar kapıya dayandı
    kaç bahçe çıkar bir kuştan
    yağmurunuz bende kaldı...

    şehir aç, kelimeler uykusuz
    senin huyun başka, dumanın sonsuz
    aşkla bir sisle girilir ancak
    beyaz bir oyun bu dalgın ve korkusuz...

    ağacın da bir ruhu var, yıldızların hayatı
    anlamın ömrü boğuk ve hep yaralı
    kaçıncı takla bu, hayat neyin nuru
    şuramda kül rengi bir yumru...

    toparlanın ey küçük şeyler
    meleklerin gölgesinde buluşalım
    hiçbir şey sahici değil
    mağrur bir acıda yıkanalım...
    1 ...
  15. 47.
  16. samipaşazade sezai'nin 1892 yılında kaleme aldığı öykü kitabının ismidir. kitap yedi öyküden oluşuyor. öykülerin ana fikri " düş kırıklığı" diyebiliriz. kitaptaki öyküler şunlardır.
    bu büyük adam kimdir
    hiç
    kediler
    iki yüz elli kuruşa bir asır
    düğün
    arlezyalı
    pondomima
    ayrıca kitaba girmemiş ama bazı yayın evlerinin sonradan ekledikleri üç öykü daha vardır bunlarda :
    bir hayal
    sihirli dükkan
    eski bir mektep
    ilk öykü "bu büyük adam kimdir".
    öyküde, hergün gördüğü bir adamın çok farklı olduğunu, entellektüel biri veya bir filozof olduğunu düşünürken, tesadüf eseri bir tütüncü de adamın okuma yazma bilmeyen biri olduğunu öğrenmesi anlatılıyor.
    ikinci öykü "hiç".
    öyküde, annesine bakan bir gencin arkadaşlarının tanışıtrdığı bir kızın kendisini her gördüğü yerde gülmesemesini, kızın ona aşık olduğunu ve bu kızla evlenip mutlu olacağını düşünmesi anlatılıyor. ama aslında kızın üst dudağının kısa olması sürekli gülümser gibi görünmesine neden olmaktadır.

    üçüncü öykü "kedi".
    öyküde otuz yıllık evliliğin ardından kadının evin içini kedilerle doldurması, adam buna dayanamayıp ya ben ya kediler demesi üzerine eşinin kediler tercihinden sonra evi terketmesini anlatıyor. üzücü olan ise adamın kalacak yer bulamadığı için geri eve geldiğinde kendi haline hüngür hüngür ağlarken kadının" o kadar bağırarak ağlama, kedilerimi korkutacaksın" demesi.

    dördüncü öykü" iki yüz elli kuruşa bir asır".
    öykü edebiyatımızda ilk çevreci öykü olarakta biliniyor. öyküde yazarın hayatı boyunca sevdiği, çeşitli hayvanların ve ağaçların yaşadığı koruluğun iki yüz elli kuruşa bir oyuncuya sarıldıktan sonra ağaçların acımasızca kesilişini anlatıyor.
    beşinci öykü "düğün".
    öyküde, bir konağın genç beyi güzel dilsitan'ı odalığı yapar. biraz zaman geçtikten sonra sosyal statüsüne uygun biriyle evlendirilmek istenir. düğün hazırlıkları yapılırken dilistan bu düğünün kendisi için yapılmadığını anlar. bu hazırlıklar sırasında kederinden ve üzüntüsünden vereme yakalanır. düğün gecesi de veremden hayata gözlerini yumar.
    altıncı öykü" arlezyalı ".
    öykü yazarın çevirisi aslında. öykü, jan'in beğendiği bir kızla evlenme hazırlıkları yaparken, kızın başka biriyle ilişkisini öğrendikten sonra düğün hazırlıklarının iptal edilmesini, düğün iptal olduktan sonra anne ve babası jan'in yavaş yavaş kendini topladığını düşünürken daha fazla olanlara dayanamayan jan'in intihar etmesiyle son buluyor.
    yedinci öykü "pondomima".
    son öyküde insanları güldürerek eğlendiren paskal, bir tiyatrocudur. birgün tiyatrosuna gelen bir kadına aşık olur. aşkını kimseye anlatmaz, gün geçtikçe daha çok bağlanır. içinde ki aşk gün geçtikçe daha da artar. bir kaç hafta tiyatroya gelmeyen eftelya'nın evlendiği haberini alarak dünyası yıkılır. bir akşam eftelya'nın tiyatroya kocası ile birlikte gelmesi paskal için son darbe olur. o gece paskal'ın son gecesi olur.
    öykülerin ortak özelliği düş kırıklığı demiştik. bu düş kırıklıklarına, hayatımız boyunca küçük şeyler olarak başlayan ama zamanla hayatımızın en önemlisi haline gelen durumlar yol açmaktadır.
    1 ...
  17. 3.
  18. okuyucusuna öğütler,dersler ve hayattan örnekler veren okumaktan çok sıkıldığım tipten bir kitap.benim gibi bu tarz psikolojik yayınlardan hoşlanmıyorsanız kapağına kanıp almayın derim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük