gidin köy kahvesine oturun. sanki herkes sizin yıllardır arkadaşınız gibi harika bir muhabbetiniz oluyor ve bu insanları görüp bir kez daha bu vatanda yaşadığınız için şükür ediyorsunuz.
altından araba varsa, insanların olmadığı bir bölgeye gidip(arkadaşlarınla) sevdiğin yiyecek içecekleri tüketebilirsin(bu genelde rakı ve rakı ailesi oluyor)
Ağaca çıkarım. Ağaç dallarında sallanırım. Çay var bizim köyde, gider taş atarım içine. Tavukları kovalarım, zaten hemen korkup kaçıyorlar.
Çocuğum ben hala.
Çok uzun zaman önce babam beni köyüne götürmüştü. Bir tarla tapan meselesi sebebiyle..ASkerden yeni gelmiştim o vakit. Ve ilk kez köye adım atmıştım. Kimsemiz kalmamıştı köyde.zaten köyün de köylük hali kalmamıştı. Sağdan saysan Onbeş soldan saysan yirmi hane. Ancak kalmış. Muhtarın evine gitmiştik. Muhtarın kızı bakır tas içinde ayran ikram etmişti. Hatta babam “sana muhtarın kızını alayım mı?” Diye bana takılmıştı. Ben de babama “ baba deme öyle yağğ” demiştim mahçup bir şekilde. Allahı var muhtarın kızı çok güzeldi. Pembe beyaz bir kızdı. O kızı ve elinden içtiğim ayranın tadını hala unutamam. Şimdi babamın köyüne gitsem muhtarın kızını sormak soruşturmak isterdim doğrusu.
bir süre dalından üzüm, elma yedikten sonra, bir süre de köyün insanlarıyla sohbet ettikten sonra, hamağa yatıp kulaklıkla müzik dinlerken, kimlerle gelmişseniz onlara; " yemeği yiyelim de hadi dönelim karanlık olmadan" cümlesini kurmak.
Otele gidince yapılacak aktivitelerden daha fazla olan şeylerdir. içip havuza girmek dışında bir bok yapmıyorsunuz ve buna tatil diyorsunuz. Komik. Akrabalarınızla bolca vakit geçirebilirsiniz. Ağacın altında sallanıp hayal kurabilir veya uyuyabilirsiniz. Temiz havayı ciğerlerinize çekip kafa dinleyebilirsiniz. Köyünü ün olduğu şehri keşfedebilir ya da gezebilirsiniz. Organik şeyler yiyebilirsiniz.
Köy deyince aklına eşek silkmek, milletin kızını silkmek diyen şehire alışmışları şehirde sikiyorlar galiba. Hababam sınıfındaki Ahmet sahnesine çevirdiniz amk.
Bok kokusunu doya doya içe çekmek. 38 derece sıcakta harmanda çalışıp patoza kim kayış attıracak diye iddiaya girmek. Müge anlıya konu olmuş olaylardan hallice iğrenç ve çarpık ilişkilerin dedikodusuna maruz kalmak.
sabah kendi kendine uyanmak ki şehirde ya araba sesiyle ya matkap sesiyle uyanırım.
acil ve uyduruk bi kahvaltı yapıp hemen düz ayak bahçeye çıkarım. evin düz ayak olması büyük bir nimettir.
bahçede bakacak o kadar çok bitki olur ki sebze meyve yani, birinin otunu alayım dersin bi bakarsın bi saat geçmiş. bi sürü ot yolmuşun.
sonra evin önündeki yola çıkarım. yol dediysem öyle araba falan geçmez. insan yolu.
sallana sallana yürürüm.
sonra bi komşu görür kısa bi muhabbet yaparım.
sonra, çay vakti gelir 11 de falan.
ağır bi çay demler pc de bi oyun havası açarım. kolonları son ses yaparım. ne üst komşu var ne yan komşu. en yakın ev 50 m.
öğlen sıcağı basar şöyle bi bahçeyi dolaşırım gene.
genel gidişat bu.
akşamları ise acaip sıkılır insan. konu komşuyla 1-2 saat muhabbet edersin ondan sonra çekilirsin evine. kasvet üstü kasvet. keşke bi kaç araba gürültüsü olsa dersin. bi kaç insan geçse. bu sıkıntılarla uykun gelir yatarsın, keşke gündüz olsaydı diyerek.