-dayı birinci köprü kapalıdır bu saatte ikinci köprüden gidelim.
-yok yok ben biliyom bugün trafik falan olmaz.
-dayı bak sen daha yenisin istanbulda,dinle beni girme.
tabi dayı dinlemez ve girer birinci köprü yoluna ve kilitlenmiş bi trafiğin içine girilir.
-ayıııı.dedik sana girme diye töbee töbee.**
sınırlı bir zamanda, bulunmak zorunda olduğumuz yerdeki otoritelere boyun eğmek, üslupları ne olursa olsun (ayı olsalar bile) onların her bir dediğini yapmak, itaat etmek.
dayının ayılığına katlanabildiğine göre gerçeği söyle daha iyi. köprüyü ayıyla da yüzleşerek kendi iradenle de geçebilirsin o zaman. biraz kendinize saygı dostlar. hiç kimseye boyun eğmek ya da sahtekar olmak zorunda değiliz hedefe ulaşmak için.
sevili bulmaya çalışan bir erkeğin veya kızın durumudur. hele bi onla çıkayım bak neler yapacam burnundan fitil fitil getirmezsem benim adım .... değil demesi yüksek ihtimal olan insandır.
Köprüyü geçtikten sonra, 'dayı, insansız uzay mekiği gibisin, hadi ben kaçtım' şeklinde nazikçe ayı olduğunu hatırlatmak daha yerinde olur. O anlayana kadar siz epey uzaklaşmış olursunuz. Direkt ayı demek kötü sonuçlar doğurabilir.
lise 3 deyken bi tarih hocam vardı. kulakları çınlasın tam bir orospu çocuğuydu. 40 kişilik sınıfta bir tane allah'ın kulu sevmezdi, dersini dinletemezdi, dinletse dinleyenler anlamazdı. dahası çok sinirliydi öğrencilere* çok kızardı, hakaret ederdi. o zamanlar sınıfımda aşık olduğum bi kız vardı ona da hakaret ederdi. 37 kişiydik tam olarak. 36 kişi ya 1 ya 0 (sıfır) aldı dersten. bir tek ben geçtim. sınavlarımın hiçbiri 50den yukarı değildi. 3 düşmüştü karneme.
bi keresinde çok değer verdiğim bi kulaklığımı almıştı, 2ay vermemişti. ama dayı dedim. eğer demesem sınıfta kalabilirdim o yıl.
(bkz: bu da böyle bir anım)
Lise 1 deyken gerizekalı bir ingilizce hocam vardı. Tüm yılımı zehir etti. Ve lise 1 de en önemli derslerden biri ingilizceydi. Anadolu lisesi olduğu için haftalık ders sayısı 10. Onun yüzünden 1 puanla takdir alamadım. 30 kişilik sınıfta onu seven bir kişiyi bulsanız alnından öperim. Tam bir şerefsizdi. Hala da öyle. Ben en yakın arkadaşımla en arkada oturuyordum. O da her zamanki gibi, dersi verimli geçirdiğini sanıyordu. Kendi kendine etkinlik yapıyordu. Zaten okulun son 2 haftası. Kimse de ders dinlemiyordu. Tabii biz de. Arkadaşımla mesajlaşıyordum bir yandan. Fark etmiş de öne çağırdı. Zaten nefret ettiğim bir hoca. En önden, en yakın arkadaşıma mesaj attım. Gözü önünde. Nasıl bir cesarettir bilemem, bana gıcık olduğunu, telefonumu alıp vermeyeceğini bile bile böyle bir şey yaptım. O da anladı ve telefonuma el koydu, biraz kullandı. Özel hayatımı karıştırdı falan. Zorla özür dilememe rağmen, dilemediğimi söyledi. Bir çok problem yaşadım onun yüzünden. Herkesin söylediği söz 'Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin.' oldu.. Ama ben demedim, 1 hafta sonra da telefonumu aldım.
işini halledinceye kadar evet efendim, tabi efendim ,kesinlikle çok haklısınız, ben de sizin gibi düşünüyorum gibi yalakalıkları yapmayı ya da en azından otoriteye karşı gelmemeyi anlatan atasözümüzdür.
pek çok kişiye ayı olduğu halde dayı dememe neden olan bunun da çok faydasını görmemi sağlayan büyüklerimin tembihlediği söz. köprüyü geçtim. artık ayıya ayı dayıya dayı diyorum. çok doğru bir söz. çok faydasını göreceksiniz.