eskiden köleler kimsesiz, savaş esiri ve ya çok fakir topraksız insanların maruz kaldığı durumdu. ve köle olduklarında bir yerde barınır, yemekleri verilirdi.
şimdi ise üniversite okuyor, dil biliyor ama köle olamıyorsun. öyle ki gittiğiniz iş görüşmelerinde size 1000 tl maaştan bahsediyorlar. üstelik kalacak yeriniz ve yemeğinizi kendiniz karşılamak zorundasınız. bu özgürlük mü soru işareti.
güce boyun eğen nesne! Köleliğin iki türlü olduğu düşünülebilir;mevcut gücün himayesi altında kalarak ve mevcut gücün himayesini genişleterek! Tartışan iki kişi düşünelim; bu kişilerden biri A görüşüne, diğeri de B görüşüne mensup. içlerinden herhangi biri karşısındakinden daha "iyi" bir fikire sahip olduğunu savunuo karşısındakini ikna etmeye çalıştığı durumda o savunduğu düşüncenin kölesidir. Neden kölesidir peki? O fikrin sahibi değildir ve o fikri olumlamak, onaylamak kaygısı taşır.
bdsm içerisindeki karakterlerden biridir. ama ne yazık ki; her köleyim diyen olamıyor. yani söz ile öz birbirini tutmuyor. köle kavramı; boşalana kadar süregelen bir zevkten ibaret değil bir yaşam tarzıdır. köle; efendisine karşı nasıl davranacağını bilmelidir.
gerçek bir kölenin en mutlu olduğu anlar efendisine hizmet ettiği ve efendisinin ona verdiği acıyla yüceldiği anlardır.
bu arada ayak fetişistleriyle kölelik kavramı karıştırılmamalıdır. her köle sahibinin ayaklarının köpeğidir ama her ayak sever köle değildir.
sıcak günün ardından gelen gece hafif esintiler getirirken balkondan içeri, şöyle bir geçirirsin kafandan yaşadığın ilişkileri, arka fonda da bu şarkı varsa eğer, şöyle buruk bir gülümseme ile yaparsın geşmiş hesabını.
eski zamanların sendikasız işçileri ve memurları.
eğer sabah kalkıp karnınızı doyurmak ve hayatınızı kazanmak için işe gitmek zorundaysanız bu köle olduğunuzdandır. sadece sahipsiz efendisiz özgür bir kölesiniz işçisiniz.
hemen hemen hepimiz. kabul etsek de kabul edemesek de. bunu kabul edemeyenlere şahit olurum zaman zaman ve onlar şu sözü hatırlatır durur: "hiç kimse kendini özgür zanneden birinden daha iyi köle olamaz." *
yobaz ve ırkçılar bu duruma dahildir. onların devamlı liderleri olur ve onlara ne yapması gerektiğini söylerler. bunların varlığı bile birilerine hizmet edebildiği ölçüde anlamalıdır. o yüzden kölelik fikirsel olarak yobazlara ve ırkçılara nüfuz etmiştir.
aristo için köle; fethedilen yerden esir alınan kişiler değil, düşünme ve fiziksel yetileri diğer kişilerden daha düşük olanlara verilen addır. "sadece kotaracağı iş kadar zihninin çalışması yeterlidir" der aristo. esasen günümüz çalışma şartlarını göz önüne aldığımızda pek de yanlış değildir.
günümüzde hala 36 milyon insanın modern köle yaşamı sürdürdüğü avusturalyadaki walk free organizasyonu tarafından hazırlanan raporda
yer almaktadır. cinsel taciz, tecavüz, zorla evlendirilmek , zorla çalıştırılmak kiriterlerinin yer aldığı 167 ülkede yapılan araştırmaya göre 36 milyon köle gibi yaşayan insanların yarısının çin, hindistan, özbekistan, pakistan ve rusyada yaşadıkları rekorun ise Moritanya islam Cumhuriyetinde olduğu belirtilmekte.
