kökten dincilik

entry8 galeri0 video1
    1.
  1. Günümüzde Bin Ladincilik, Talibancılık ya da köktendincilik nedir, felsefi kökleri ne olabilir diye düşünüyorsanız, ingiliz düşünür Isaiah Berlin'in şu satırlarının altını da çizin:
    "Sadece kendinin haklı olduğu yolundaki görüş, ürkütücü ve tehlikeli bir ukalalıktır. Bir tek senin gerçeği gören sihirli bir gözün var! Diğerleri sana karşıysa, haklı olamazlar. Bu tutum, insanı şuna inandırır: Tek bir amaç vardır ve o amaç uğruna her acıya katlanılır. Ya da senden farklı düşünenlere her türlü acı çektirilir."
    Ünlü düşünür şöyle devam etmiş:
    "Hiçbir şey bir kişinin ya da milletin hatasızlığına inanması kadar yıkıcı değildir. Bu, başkalarının vicdan azabı duyulmadan yok edilmesine olanak tanır. Çünkü o kişi, ispanyol Engizisyonu ve Ayetullahlar örneğinde olduğu gibi Tanrı'nın, Hitler örneğinde olduğu gibi 'üstün ırk'ın, Lenin ve Stalin gibi 'tarihin görevi'ni yaptığına inanır. O yüzden totaliterlerin ilk yok ettikleri ya da susturdukları insanlar, fikir adamları ve fikri hür insanlardır."
    isaiah Berlin böyle diyor.
    Totaliterler!
    Kendi gibi düşünmeyen, kendi gibi olmayanlara her türlü acıyı çektirenler geçen yüzyılda dünyamızı korkunç felaketlere sürüklediler. Hitler gibi, Mussolini gibi diktatörleri tarihin çöp tenekesine atmak için ikinci Dünya Savaşı verildi.
    Bu aynı zamanda demokrasi ve özgürlük zaferiydi.
    Bitmedi.
    Sıcak savaştan sonra bu defa soğuk savaş başladı. Yarım yüzyıl sürdü bu savaş. 1989'da Berlin Duvarı yıkılışına kadar.
    Böylece faşizm ve nazizm'den sonra komünizm çöktü. Stalin'in Gulagları, Çin'in Mao düzeni, Pol Pot'un Ölüm Tarlaları tüm acılarıyla tarihe karıştı.
    Kendilerini Tanrı'nın yerine koyacak kadar çılgınlaşan, gerçeği kendi tekellerine aldıklarını sanacak kadar ahmaklaşan diktatörler, tarihi yeniden yazmak için tarihi durduracaklarını hayal etmişlerdi.
    Olmadı.
    insanlık, demokrasi ve özgürlük yolundaki büyük yürüyüşüne devam etti.
    Ama totaliterler yok olmadı!
    Demokrasiyi şeytan icadı sayanlar yine vardı. Özgürlük ve demokrasiyi, çoksesliliği küfür düzeni diye niteleyenler yine sahnedeydi.
    Kadınlara köleliği layık görenler dünyanın bir bölümünde cirit atıyorlardı. Komünist düzende nasıl ki toplumu 'sınıf düşmanları, halk düşmanları' diye ayıranlar varsa, bu kez de kendileri gibi düşünmeyen, inanmayanları günahkar ve kafir sayanlar vardı.
    Nerede?
    islam coğrafyasında.
    Köktendincilikti bunun adı.
    Radikal islam'dı.
    Talibancılıktı.
    Batı, bir zamanlar komünizme karşı mücadelede kullandığı bu totaliterleri önce dert etmedi. Ayrıca, nazizm ya da komünizm örneklerinde olduğu gibi kendi hayat tarzları da bu fanatikler tarafından tehdit edilmiyordu.
    Çünkü 'Müslüman' değil, 'Hıristiyan'dılar. islam coğrafyasında değil, Avrupa'da, Amerika'da yaşıyorlardı. Rahat, konforlu, güvenlik içinde bir hayat sürüyorlardı.
    Ama kazın ayağı öyle değildi.
    11 Eylül'de bu anlaşıldı.
    Hem çok acı biçimde...
    Batı da artık hem Talibancılığı, hem islam coğrafyasında terör örgütlerinin köklerini besleyen suları, köktendinciliği düşünmek ve bunlarla insanlık adına mücadele etmek zorunda.
    Tıpkı ikinci Dünya Savaşı'nda, soğuk savaşta demokrasi ve özgürlüğü adına verdiği mücadelede olduğu gibi...
    Peki Türkiye'nin yeri?
    Elbette demokrasi ve özgürlük cephesinde. Bu cephede yer almak, macera değil, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefinin gereğidir.
    2 ...
  2. 2.
  3. arap ülkelerinin geri kalmalarının tek sebebi.birde bunun siyasete alet edileni var.
    2 ...
  4. 3.
  5. baba bush döneminde başlayan ırak saldırısı ve oğul bush döneminde ırak'ın işgali ile devam eden süreçte kökden dinciliğin en üste seviyeye ulaştığını, an itibariylede hızla tırmanarak sürdüğünü görüyoruz. günümüzde dinden siyaset yapan kesimlerin en önemli gelir kaynağı haline gelmiş bir din anlayışı yaşatılmakta. sözde din ve cihat uğruna kafa kesmek, canlı bomba olup masum insanları öldürmek kökden dinciliğe verilecek en güzel örneklerdendir. tüm düzeni değiştirip sadece dini kuralların geçerli olduğu hakimler yerine kadı, üniversiteler yerine medreselerin hüküm sürdüğü insanların ceza işlediklerinde kırbaçlandığı, kolunun kesildiği ve bunların hepsinin allh'ın emirleri olduğunu savunan halbuki değil bir müslümanın, bir hayvanın hayvana yapmayacağı şekilde davranmanın geçerli bir sebep üzerine oturtulmaya çalışılması aşamasında ortaya çıkan anlamsız cümle.

    not: birinci dünya ülkeleri konunumda yer alan ülkelerin (bu bölgede amerika ve rusya) tüm ortadoğu ve asya da yürüttükleri politikanın sonuçu olarak ortaya çıkmış hadise. çağımızda yaşadığımız kökden dinciliğin en önemli sebeplerinden bir tanesi de ortadoğunun sahip olduğu konum ve petrol rezervleri. tüm dünyanın tek süper güçü olmaya çalışan amerikanın rusya ve asya ülkelerinden gelebilecek her türlü saldırdıya karşı bir tampon bölge oluşturması çabası içinde olması ayrıca amerika'da yaşayan söz sahibi yahudilerin baskısı sonuçu filistin topraklarında oluşturulan bir israil devleti bunun en önemli nedenidir.

    (bkz: allah adına öldürmek)
    (bkz: taliban)
    1 ...
  6. 4.
  7. diniciliğin köklenmiş yani dibine vurulmuş halidir .
    1 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. bir inanca körü körüne katı şekilde bağlı bulunan insanlar. mesela laikliği din gibi görüp insanlar arası huzur sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir fikri insanlara zulüm haline getiren ve buna körü körüne bağlanıp kendine göre uydurma bir tanımın peşine düşmek bir kökten dinciliktir. misyoner faaliyetleri gibi herkesi laik yapmaya yani dini ögelerden uzak tutmaya çalışırlar. oysa ki laiklik devlet politikasıdır. insanlar laik olamaz.
    2 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. eğer içinde terörizm varsa, bunun adı sistem karşıtı anarşizimdir. bu sistem dünyaya egemen sistemdir; modernizm.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük