köçek

    26.
  1. düşündüm de o at binen kılıç kuşanan türk boyları etek giyip zil takıp göbek atmaz, atamaz. kesin çingenelerden geçmiştir allahım amin.
    4 ...
  2. 7.
  3. neden insanlar çağırır bunları düğünlere sünnetlere anlamış değilim. ahanda aşağıda bir tanesi oynayıp duruyor onu görünce yazasım geldi. yok arkadaş bir kere ısınamadım şu mevzuya. gerçi ısınmak da istemiyorum ya. niye insan çağırır erkek bir dansözü ? git o kadar oynamak istiyorsan kadın dansöz çağır. anlayamadım gitti. zannedersem asla da anlayamayacağım. * *

    Tanım : düğünlerde sünnetlerde davul zurna eşliğinde oynayan erkek danscı , dansöz.
    3 ...
  4. 30.
  5. Bu ne ya karı gibi karımısınız siz.
    2 ...
  6. 17.
  7. osmanlı'nın en şanssız çocuklarından seçilir. genelde de azınlıklardan hatta neredeyse her zaman.

    http://tr.wikipedia.org/w...etimestamp=20100907054520

    "KÖÇEK DEDiĞiN, ZiNA OĞLANIDIR

    Bunlar kadın kılığında rakseden erkeklerdi ve sanatlarını bugün hálá çalınan ve adına "köçekçe" denilen parçalarla yaparlardı. Eskilerin "erkek adam erkek sever" sözünü doğrularcasına sadece erkeklerle beraber olurlar, raksedip oynamanın dışında başka işlerle de uğraşır ve hayatlarını da zaten bu yoldan kazanırlardı. Ve bu köçekler cinsel farklılıkların serbest olduğu Osmanlı toplumunda her nedense en alt seviyede sayılırlardı. Bahisleri geçtiğinde isimlerinden hemen sonra mutlaka bir hakaret ifadesi gelir, hattá hemen herşeyi ballandıra ballandıra nakleden Evliya Çelebi bile onlardan "zina oğlanları, edepsiz, namussuz, ahláksız mahluklar" diye bahsederdi".

    TODORi elli sekiz yaşında, Frenk illeti başında. Deli ormanı gibi kıllı. Yüzünün tüylerinden, bir kıl elek yapılır. Kıllarını cımbızla alırken hayli emek sarfeder. Sanki tabakhaneye girmiştir. Ama bir berberi vardır, onu oğlancığa çevirir. Evi, zevk ehlinin kerhanesidir, zina erbábı hep orada toplanır. Çıkan seslerden, içeride dülger çalışıyor zannedilir.

    BÜYÜK ÁFET denilen güzel YORGAKi'nin temiz vücudu gümüşe benzer. O edasının, yiğitçe yürüyüşünün dünyada bir benzeri daha yoktur. Görünüşü, hareketleri álemi kendisine bağlar. Áşığın burnuna bile girse, değer. Dikenden çıkmış gül gibi olan o zatın anası da, babası da Hırvat'tır. Bağ-bahçe sahibidir, iki de rençberi vardır.

    ANDON, eli ağzına uyan bir dilberdi, náz tahtı üzerine kurulmuş iskender'e benzerdi, iki bin aşığı vardı. Şimdi yüzüne sinekler üşüştü, şirin dudaklarına karıncalar düştü. Meğer, güzellik de bir kuş gibiymiş, uçar gidermiş.

    YASEMiN artık dikenlendi, nergis gözleri kefenlendi ama hálá çok müşterisi var.

    RUBiYYE, şike mahsulü. Paraya, pula değer vermez. Vücudu tertemiz, manzarası hoş.

    PANAYOT káfiri beni yağmaladı, gönül hanesinde yurt bırakmadı. Tilki gibi, deli bir kurt.

    TiLKi biraz nádan, postu elden alan bir hayvan ama insana yakın bir can. Esmer, cazibeli.

    MISIRLI, bunların hepsinin şáhı, vücudunun ve boyunun eşi-benzeri yok. Aslı Yahudi'dir. Raksa girip her tarafını oynatmaya başlayınca, halkı deli eder. Aşıklarını saymakla bitiremezler. Hem çehresi, hem yürüyüşü bir hoştur, şalvarını çözdüğünde daha da hoş olur.

    LÁTiF'in, sadece adı látif. Başı kel ve sevimsiz ama sesinin benzeri hiçbir yerde yok. Birkaç eşek, onunla göğüs göğüse yatıyor.

    ALTINTOP, áşıklarına hazırlop. Çok kişi ona dua ediyor. Yürüdüğünde, arkasına minder koymuş sanırsın.

    TAZEFiDAN yüzünden, çok kişinin hali yaman. Kupkuru bir ağaç gibi, başında esenler de kavak yeli.

    TENSUH, tepeden tırnağa hoş bir ruh. Saçları turra, arkası tepsi gibi.

    ZERNiŞAN, ismi gibi taze bir fidan. iki aşığı var, ikisi de hayvan.

    MEHTAB, çehresi yıkılmış bir ev gibi harab. Sevgilileri onu göklere çıkartırlar ama, aslında gökten düşmüştür.

    KANARYA, aşıkların kuşuna kanat çırptırıyor. Güzeller içinde bir bülbül. Onun yanında bize düşen, sadece ve sadece mum tutmak oluyor.

    KIZ MEHMED, hanlarda gezen bir aşifte. Yüz bin kocaya sahip olmuş. O papağan kafese girmez, avárelerin eğlencesi olur, düşkünlerin de bol bol duasını alır.

    YENi DÜNYA'nın geldiği yer, külhandır. Çingeneyi andırır bir Ermeni'dir, baştan aşağı pisliktir. Teni, kubur meraklılarına iyi hitab eder.

    KARAOĞLAN, sanki yayılmış bir manda. Kocamış iri heriflerden zevk alan hayvanlar, ona "kuzu" derler.

    KANARYA ŞAKiR'e, "Karga Şakir" demek lázım. Sesi, baykuşa misal.

    AFiTAB'ın yüzüne bakınca gözler kamaşır ama felek göğsünde bir hödük yatırır.

    PANDELLi, çingenenin en güzeli. Cazibede ondan álásı bulunmaz, güzelikte iskender'dir. Beni yıllarca deli etmiş, sunduğum bádelerin hiçbirini içmemiştir. Velhasıl, çok mutaassıp bir çengidir.

    ELMASPÁRE, cevheri tıraş edilmiş elmasa benzer. O da bir başka sofudur. Raksı niçin öğrendiğini kimseler anlamaz. Şakıyıp oynayacağına gidip kilisede incil okusa ya!.

    VELVELE, raksa çıktığında zelzele kopar. Öylesine iridir ve raksederken öylesine sesler çıkartır ki, seyredenler arkasında bir ordu saklıyor sanırlar.

    iSTAVRi'nin alnındaki perçemi ejder gibidir. Gönül açıcıdır ama belálı heriflere varıcıdır (Fazıl-ı Enderûnî'nin Çengináme'sinden)"

    http://webarsiv.hurriyet.....tr/2001/01/21/285719.asp
    2 ...
  8. 25.
  9. Oturup izlemeye dayanamadığım mevzu.

    O nedir be arkadaş..
    2 ...
  10. 8.
  11. gördüğümde beni erkeklerden soğutan oynak erkek dansçılardır. bir adama elinde zil, altında etek, bir kadından daha kıvrak bir şekilde göbek atmak yakışmıyor.
    2 ...
  12. 13.
  13. Ankara'da yaşayan bi insanın mahalle arası düğünleride hep hep görebileceği insan türü.Kasıklarına taktıkları üçgen parçayı oynarken öne doğru sallamalarıda ayrı bir iğrençlik belirtisidir.
    2 ...
  14. 27.
  15. Kastamonu belediye başkanı şehrin kültüründe olmadığı için köçek oynatılmasını yasaklamış.
    2 ...
  16. 2.
  17. 1975 tarihli, yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını; nejat saydam'ın yaptığı, müjde ar'ın oyunculuğuna şapka çıkarttıran, sinema filmi.
    2 ...
  18. 12.
  19. son zamanlarda flash tv'de boy gösteren, bazıları oynarken kendinden geçen insanlar.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük