"... ne garip bir oyuncak şu insan! yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. kendisine ve çevresine ait hiçbirşey bilmez. bir nevi ıstırap makinesi.. iplerini başkaları çeker. hantal ve şapşal bir robot. neye sevinir bilinmez.
sınırsız olan yalnız hayalleri ve acı çekme kaabiliyeti..."
ikinci abdülhamid döneminde yıldız sarayına, yani abdülhamide binlercesi yağmıştır. her jurnalci ödüllendirildiğinden "jurnalcilik" dönemin en güzel işlerinden biri halini almıştır..
yıllar sonra abdülhamid döneminde saraya ulaşan abuk sabuk jurnaller bir kitap halinde toplanmış, türkçeleştirilerek basılmıştır.
* fransızca kökenli bir sözcüktür. günümüzde pek kullanılmaz.
* jurnal'in bilinen anlamda ilk kullanımı* tanzimat zamanındadır.
* "günlük" anlamına geldiği gibi, "haber" anlamına da gelir.
hatta jurnal adında bir gazete bile vardır.
* zamanla "ispiyonlamak" anlamında da kullanılmıştır.
aslı fransızca journaldir ve gazete anlamındadır.jurnalci kelimesi osmanlının son dönemlerinde buradan türemiştir,kişiler birbirleri hakkında asıllı veya asılsız karalama haberlerini padişaha ulaştırıp durdukları için,işin içinde bir haber iletme söz konusu olduğundan mütevellit jurnal ve jurnalci dilimize yerleşivermiştir.