ne zaman sabahlasam gözüme ilişen yazardır, ya benimle aynı günlerde sabahlamakta bu karizmatik insan, ya gece bekçiliği gibi kıyak bir iş buldu ya da uyku düzenini değiştirdi...
tamam anlıyoruz seviyorsun seviliyorsun ne ala, gözüne uyku girmiyor ama sağlını da mı biz düşüneceğiz arkadaşım...hele git iki lokma uyu...cık cık cık
dikkat!
bu entry adam gibi adamların pek bulunmadığı bir coğrafyada adam olmayı çoktan hak etmiş bir kişiliğe yazılmıştır. entryde geçen kişi ve kurumlar tamamen gerçekdir. başlık sahibine karşı bir yalakalık söz konusu değildir. hiçbir şey abartılmamıştır. küçültülmemiştir de...
--subjektif spoiler--
bizler bu günlerin tabiri ile ;84 tayfası olarak 90larda çocuktuk.o zamanlar o saçma sapan oyunları oynarken dayaklar yediğimiz, bahçelerden elma aşırdığımız, köydeki çayda (çay dediysek azıcık birşey) çamurdan barajlar kurup, saklanbaç, çelik çomak, uzun eşek, kavak ağaçlarında en tepeye çıkmaca, düşmece, bilyeden tahta arabadan yuvarlanmaca, araba lastiklerini elde çubuk yokuş aşağıya yuvarlamaca, dokuz taş, futbol(modern futbol değil) vs filan oynarken farkında olamadığımız birşeydi dostluk. yani düşse bir yerden bi "geçmiş olsun" demezdik çocukken. dalga geçip dururduk. akşam ezanı okunana kadar beraber olma hakkımız vardı. sonra evde zaten ebeveyn terörü.
sonrasında işte ortaokul-lise hayatı bir çırpıda geçti. yeni dostluklar edindik. "dost" olduğumuzun o zamanlar farkına vardık. çünkü kurulan sahte arkadaşlıkların fazlalığı idi gerçek dostlukları dost yapan. zaman hızla geçti. o okadar hızlı geçti ki biz ne zamana ayak uydurabildik, ne kişiliğimiz, ne de dostluğumuz. ağazım çıkarcasına haykırmak istiyorum ben "çocuk kalmak istiyorum ben" diye.
lise de bitince işte üni vs eğitim derken bizim uzay mekiği stratosfere girdi. ayrıldık. bu junior askere ben okula, sonrası zaten benim stajlarım onun işi filan derken senede birkaç kez görüşebilir hale geldik.
tabi sonrasında ikimiz de köprüden önceki son çıkışı kaçırarak nişanlandık falan. hepten zorlaştı buluşmalar. yılların getirmiş olduğu dostluk tecavüze uğramış. junior'un suçu ne?
bir tarihi eseriz biz. yosunlaşmış, yeşermiş, terk edilmiş. kimse farkında değil nerede oluğunu. yanından geçenler bile bilmiyor ne olduğumuzu. gösterişsiz bir eski yapı. içine sıçmış ayyaşlar. işemişler. tinerciler, fareler, köpekler kullanıyor. tarihi eserin kimse farkında değil. olmayacak. ama o belki de 4000 yıllk eser, hala bütün depremlere, sellere, savaşlara ve bizlere rağmen hala dimdik orada. harabe değil yani. sadece unutulmuş.
--subjektif spoiler--
özet geç piç diyen ve beni ebleh yerine koyanlar için,
reklamcılıkta kreatif branşta birinci kademe. ama yine de jr olmak bile kariyer açısından önemlidir. mesleğin en ezilmeli ama en eğlenceli dönemidir. hatalar affedilebilir seviyede olduğundan rahattır. 2-3 yıl sonra senior olunabilir. maaşa 1500 tl eklenebilir.
arnold schwarzenegger' in rol aldığı 6 Ocak 1995 çıkışlı Ufaklık filminin orijinal ismidir. Filmde baş karakteri oynayan Arnold hamiledir. Erkek hâliyle hem de. Filmi bir film sitesi şöyle özetlemiştir;
'imkansız diye birşey yoktur' Kimin bebeği olacağını asla tahmin edemezsiniz. insanlık tarihinde bir ilk gerçekleşmek üzere. Deneysel bir ilaç içen Schwarzenegger hamile!
Arnold Schwarzenegger'in oynadığı, dünyanın en kötü filmi olmaya aday ve çoğu sahnesinde beni germiş olan filmdir. Bir insanlık ayıbıdır. Bazı şeyleri düşünmeye itmiştir.
gammazlığının alınmasının üzerinden 23 saat geçmesine rağmen kendisine bir açıklama dahi yapılmayan ve ısrarla moderasyondan kendisine bir açıklama bekleyen yazar kişisi.
