herkes geçmişin fiyasko transferleri arasında anıyor bu adamcağızı ama aslında o sene kadromuz fazlasıyla mütevaziydi ve bu adam da epey maça çıktı, elinden geleni de yaptı. ne bileyim, felipe diye süper yetenekli bi herif vardı bir mesela, ona iyi para verilmişti de istikrarlı olamamıştı. en azından inamoto kısıtlı yeteneklerine rağmen japon disipliniyle mücadele etmişti.
japon aleminin geneline yayılan onurdan nasibini fazlasıyla aldığını gösteren sevimli adam.
gerçek yeri ön libero olmamasına rağmen sonsuz bir özveriyle çalıştı ve elinden gelenin en iyisini yaptı. ama bizim çok bilen futbol ulemaları sevemedi bu arkadaşı. yok öyle, yok böyle. bu adamı anlayan tek adam mehmet demirkol bu da benim için yeterli zaten.
en başta bahsettiğim onurun sebebi ise galatasaray'dan ayrılış şekli ile alakalı. sezon bitti, kendisinin istenmediği söylendi ve tek bir çirkeflik yapmadan galatasaray'dan ayrıldı.
aldığı her kuruş helal olsun caponuma. seneye ntv'de daha bir dikkatle seyredeceğim frankfurt maçlarını.
başkan özhan canaydın'ın torunu atari oynarken izlediği ve çok beğendiği tsubasa'yı transfer etmek istemesi üzerine tsubasa ile yapılan görüşmelerde maliyetin çok yüksek olduğu ve tsubasa'nın türk olmak istememesi nedeniyle ibrenin yöneltildiği ve transferi hemen bitirilen eşantiyon futbolcu.
gece gece aklıma gelen capon işi mustafa sarp. ulan inamoto bizi az sinirlendirmedin ama şimdi düşününce kızamıyorum lan sana. çekik gözlerini siktiğimin.
eintracht frankfurt ile yollarını ayırıp, fransa'nın rennes takımına transfer olmuş oyuncu. bu kadar krediyi nerede topladığı, nasıl bu kadar piyasa yaptığı tez konusu olur kanımca.
galatasaray'da günah keçisi olan japon futbolcu. kendisi iyi niyetli bir şekilde elinden gelen mücadeleyi göstermekte ve çok az pas hatasıyla oynamaktadır. belki bunda basit bir oyun oynamasının rolü vardır ama ayağında topları ezip, üç kişinin arasına girip çalım atmaya kalkışanlara ne demeli bilemiyorum.
