hdd, anakart gibi elektronik devrelerde kullanılan zımbırtı.
bu mereti hdd'ye takmadığım için 3 ay boyunca 3 tane hdd aldım bozuk diye.
küçücük bi şey lan. ben bilirim havalarına girmeyin benden demesi. *
Griffin adlı karakterin filmin diğer kahramanlarını performansıyla ezdiği filmdir. ana fikrin güzel olupta elde edilen sonucun beklentileri pekte karşılayamadığı filmlerden sadece biri.
ayrıca bu griffin karakterini Jamie bell canlandırmakta. biraz avrupa sinemasıyla ilgilenen arkadaşlar billy elliot filmini hatırlıyordur mutlaka. işte ordaki velet bu griffin.* o filmde de zıp zıp zıplıyodu ordan oraya, jumper filminde de pek değişmemiş kerata.
yes man'de jim carrey'nin intihar etmeye çalışan adamı kurtarmak için çaldığı mükemmel, tam da o duruma uygun şarkıdır. third eye blind tarafından söylenmektedir. "i would understaaaaaaaand" kısmı dağıtmaktadır. lirikleri:
I wish you would step back from that ledge, my friend
You could cut ties with all the lies, that you've been living in
And if you do not want to see me again
I would understand, I would understand
The angry boy, a bit too insane
Icing over a secret pain
You know you don't belong
You're the first to fight
You're way too loud
You're the flash of light on a burial shroud
I know something's wrong
Well, everyone I know has got a reason
To say put the past away
Wish you would step back from that ledge, my friend
You could cut ties with all the lies that you've been living in
And if you do not want to see me again
I would understand, I would understand
And well, he's on the table
And he's gone to code
And I do not think anyone knows
What they are doing here
And your friends have left you
You've been dismissed
I never thought it would come to this
And I, I want you to know
Everyone's got to face down the demons
Maybe today we can put the past away
I wish you would step back from that ledge my friend
You could cut ties with all the lies
That you've been living in and if you do not want to see me again
I would understand, I would understand, I would understand
I would understand
I would understand
Understand
Can you put the past away?
I wish you would step back from that ledge, my friend
I would understand
I wish you would step back from that ledge, my friend
I would understand
I wish you would step back from that ledge, my friend
And I would understand
I wish you would step back from that ledge, my friend
I would understand
I wish you would step back from that ledge, my friend
And I would understand
ana hikaye daha geniş bir zamana yayılsaydı, yani süresi biraz daha uzun tutulup, anlamsız gelen ani sahne atlamalarından kaçınılsaydı daha başarılı bir film olabilirdi. yine de samuel l. jackson'ın oyunculuğu, rachel bilson'ın sevimliliği ve konusunun benzerlerine göre farklı olma çabası filmi izlenebilir kılıyor.
Enerji nakil hatlarının durdurucu ve köşede durdurucu direklerinde aynı faza ait iletkenleri; izalatörlerin uç kısımlarından birbirine irtibatlandırma (gevşek irtibat) olayına verilen isimdir.
samuel l. jackson'ın bu filmde nasıl oynamış olduğunun yetkililerine sorulması gereken film. boktan bir film olduğu kadar götten de bir filmdir ama sikten olması da cabasıdır. yine de samuel l. jackson nasıl oynamış bu filmde anlamıyorum, anlayamıyorum. senaryoyu okuyunca farklı bir kurgu falan sanmış ama bence galasına gittiğinde "lan ne yaptım ben" demiştir içinden.
film olanını izledim. düşündüm, taşındım, özümsemeye çalıştım ve filmin ana fikrine varabildim nihayetinde. anlatılmak istenen şudur: eğer roma'ya birinci sınıf bir gidiş-dönüş uçak bileti edinebilirseniz ilk geceden yatağa atamayacağınız bir ilkokul arkadaşınız yoktur. uçak biletini kapıp karşısına çıktığınız kimse size " manyak mısın lan, 20 seneden beri neredeydin?" falan diye sormaz, kollarınıza atlar hemen. akabinde gittim kendime kolpa bir uçak bileti yaptım roma'ya hem de birinci sınıf. bütün ilkokul arkadaşlarıma gonderdim dedim ki "benimle roma'ya uçun". bir kaç kişi "sidigit manyak, sapık, kocama söyledim kıracak kemiklerini" vari bir tepki gösterdi. sedat ve hasan sakin yaklaştılar olaya "ipne mi oldun olum sen?" diye sordular sadece, bülent " tamam gidelim fakat bir şartım var, bedenimi alabilirsin ama ruhumu asla" dedi( bunu ben de pek anlayamadım )ama o gökşin yok mu? ah ya, havalı kaltak." sen hala vaz geçmedin mi pis herif" dedi bana. vazgeçmedim lan vazgeçmeyeceğim, benim olacaksın.