izlemesi iğrenç bi spor. bence icra etmesi de. ben sporcu olsam judo yerine güreşi seçerdim mesela.
bugun olimpiyatlarda judo maçları vardı. böyle zevksiz bi spor görmedim arkadaş. birbirlerinin bornozundan tutup debeleniyolar. bir bakıosun sayı oluyor alttaki adam mı üstteki mi avantajlı anlayamıyorsun.
savunma/dövüş sanatları içerisinde en etkili olan türlerden. gerek kas yapısı gerek kemik yapısı olsun vücudun komple güçlü ve dayanıklı olması gerekiyor bu sporu yapabilmek için. güçlü olmanın dışında olay basit fizik ve anatomik kurallar dahilinde gücünü kullanma ve rakibin gücünden de faydalanarak avantaj sağlama üzerine kurulu. çok fazla tekniği var, strateji gerektiren bir yapıya sahip.
çoğu dövüş sporu kadar görsellik sunmayabilir judo müsabakaları. bunun sebebi hamlelerin neredeyse tamamının rakibi tuş edip dövüşü/kavgayı bitirmeye yönelik olmasıdır. ve kilitleme sekansları uzun sürebilmekte. bu da izleyeni sıkabilir. ayrıca oldukça efsanevi hareketleri de vardır, görsellik az dediysek hiç yok değil tabi.
ilgilenenler bilir, serbest stil kafes dövüşü vb. müsabakalarda judocuların üstünlüğü dikkat çekicidir. karate, boks gibi darbeye dayalı disiplinlere karşı oldukça fazla avantajı var. rakibi ne kadar hızlı ve güçlü olursa olsun yumruk ve tekmeleri bir şekilde ekarte edip rakibe yapışıyorlar. sonrası ise bu arkadaşların hünerlerini sergileyecekleri bir mücadeleye dönüşüyor. dövüş zemine indiyse hele, judocu bir şekilde pozisyonu yaratıp rakibi pes etmeye zorluyor. tabi olay yine sporcuda bitiyor. ~dövüşçülerin alanlarında uzman olduğunu düşünerek yazdım bunları
~
siz siz olun iyi seviyede judo ya da güreş bilen birine sakın ola bulaşmayın, pişman olursunuz. tabi bunu anladığınızda çok geç olabilir.
yapmak için çok kararlı gittiğim ama minderlerin pisliğini, hocanın sarkmalarını görünce yeteneğimi ziyan edip kaçtığım. kaçış istikametim taekwondo oldu ki, daha iyi oldu.
Feci bir kondüsyon gerekir. Her şeyden çok da sabır. Işin temeli kilitli kalınan anlarda ayaklar yardımıyla puan almaktır. Öyle ha deyince ippon layamazsınız karşınızdakini. Genellikle sıkıcı geçer ve galibi waza ari ler beirler.
Son olarak erkekler kadınlara göre çok sakin yapar bu sporu. Bölge elemelerinde tekme tokat birbirine giren hatunlar gördü bu gözler.
çok deli spordur. kurallara uyularak yapıldığında bile çok tehlikelidir.
sokakta kendini savunmak zorunda kalan judoka ise çok çok tehlikelidir.
herkese taviye edilecek spordur.
avrupa'da çok yaygındır, özellikle fransa ve almanya'da çok sağlam bir judo ekolü vardır.
bizde maalesef halka yayılamamıştır. sadece sporcu olmak veya yetiştirmek isteyenlerin elindedir.
halka indirilse ve yayılsa,mesela ailecek insanlar judoya gitse esas o zaman judonun faydaları belli olacaktır.
kurucusu jigaro kano da judoyu esas bu anlamında önemsemiştir.
kendisi bir eğitimcidir ve judonun bireğitim vesilesi olmasını istemiştir her şeyden çok!
gönlünü bu spora yeni kaptıranlara bazı tavsiyelerim;
kesinlikle kendine zaman tanı. benim şahsi özelliklerime de bağlı olarak, grappling sanki öğrenilmesi-başarılması biraz daha zaman isteyen bir dal. hem de zor bir dal. yanlış yapıldığında vs. sakatlık riski olan bir dal. bu nedenle, şahıs hemen kötümserliğe kapılmamalıdır. acele etmeden öğrenmelidir.
her antrenman biraz daha üzerine koymaya çalışmalı, başarısız olduğunda küsmemelidir.
* kimseyle kendini kıyaslama. iyi bir judo, göze çok hoş gelir ve de etkildir. iyi bir judocu da yağ gibi kayar, arı gibi sokar, dengesini bozmak çok zordur. bu gibi kişilerle çalışılırken; arada fark olmasının doğal olduğunu unutmayın. o seviyeye gelmenin tek yolu susmak ve antrenmana devam etmektir. koyulan emek zaten o farkı yaratmıştır.
* merak etmeyin; başarısızlık halinde kimse sizle dalga geçmez. bu nedenle rahat olun. kimseye bir şey ispatlamaya çalışmayın.
*shiai söz konusu oluncaya kadar; yani gayet uzun bir süre aşırı hırslanmayın, kimseye gününü göstermeye çalışmayın, yarışmayın, jedi dilinde konuşursak "karanlık taraf"a geçmeyin. güleryüzlü ve nazik olun, öğrenen kişinin siz olduğunu unutmayın. aslında bunu kimse unutmamalı ya neyse! hayatımızın her anında aslında öğrenmeye muhtaç olacağız, her zaman.
* diğer judokaya karşı güleryüzlü, kibar, yardımsever olun. onlar size zarar vermek isteyen insanlar değildir. bilakis bir zamanlar herkes beyaz kuşaktı. bu nedenle sizin ne düşündüğünüzü-hissettiğinizi onlar bilir ve de size yardımcı olurlar. aralarında olmayan da çıkabilr; bu insanları görmezden gelin ve antrenmanın tadını çıkarın.
*ısınma safhasını kısa tutmayın. vücudunuzu iyice ısıtmanız sakatlık riskini azaltacaktır.
*kendinizi hiç kasmayın, zorlamayın. bu hale sokmayın kendinizi, rahat olun, sakatlık riskini arttırmaktan başka bir işyapmış olmazsınız. yer gayet yumuşaktır, dünyaya sarılmayı sevin. düşmekten korkmayın. benim diyen bebeyken en az 20-30 defa düşmüştür, gayet doğal yani.
* ukemi yani düşme teknikleri çalışmaktan zevk alın. arabaya biner binmez emniyet kemerini bağlamanızı da tavsiye eden ben; ukemiyi de sevmenizi, onu öpüp okşamanızı da tavsiye ederim. o sizi can simidinizdir. mesela ilk zamanlar millet çok havalı atışlar çalışırken, hocanız size ukemi çalışın derse bundan yararlanın, bu fırsatı seve seve kullanın. pişman olmazsınız.
*yeni bir teknik öğrendiğinizde, bunu öğrendiğiniz şekilde ve püf noktalarına dikkat ederek uygulayınız. bırakın 112 defa yapmayın o hareketi, 3-5 defa yapın ama doğru yapın. rakibin sağ kolunu çekerken kolunu gi'den sıkıştırıp aynı anda dönüp, rakibi kendinize çekip hafif de eğilecekseniz bunu yavaş yavaş ve de doğru şekilde yapın, doğru öğrenin.
o sarışın kıza hava atıp, karizma yapacağım derken, silinmesi bir daha çok zor olacak yanlış alışkanlıklar edineceğiniz gibi, ortağınızı da sakatlamanız olasıdır.
yandaki adama da bakmayın, o türkiye şampiyonu olup, dakikada o hareketi 55 defa yapıyor olabilir. kendi temponuzda, tadını çıkararak doğru yapın. aman ha!
sokakta en çok işinize yarayacak olan uzak doğu sporudur. çünkü hasmınızı hasmınızın kuvvetiyle alt etmeyi felsefe olarak edinmiştir. yani işiniz bittiğinde çok fazla güç harcamamış olursunuz. ve bu arada siyah kuşak 3. derece çalıştırıcı gördüm. arkadaş adam ayıboğan değil. ayıboğanı da boğan. kurşun sıksan gene bir şey olmaz o adama. korkmadım değil. gittim konuştum gördüğüm en cana yakın ve samimi insanlardan biri oldu. sonradan hocam oldu o ayrı mesele.
Dünya'nın en sıkıcı sporudur. 2012 olimpiyatlarından bir maçlarına bakayım dedim, allah'ım bu ne lan. Adamlar birkaç saat boyunca sadece savunma yapıyorlar. Tahminimce sokakta hiçbir işe yaramaz.
karatecileri eze eze bitiremedikleri kulüp, spor vs.
uzunca bir zaman judo yapmışlığım vardır lakin şu vahşete hala alışamadım.
adamın teki karatecidir, kulübe gelir. başımızın üzerinde yeri var. yavaşça mindere davet edilir. birkaç hareket göstermesi istenir.
hemen bir tekme havalarda uçarak gelir.
kırmızı-kahve kuşaklı bir judoka çıkar mindere.
tatlı tatlı sorar: "bir daha yapsan olur mu?"
aynı tekme yine dönerek gelir. (herkes hayran adama.)
kızıl kuşaklı herif adamın minderdeki ayağına sıkı bir çelme takar. adam yerlere yuvarlanır, tam kalkmaya yeltenirken kızıl kuşak (vahşi) kemerinden tutarak bir daha adamı fırlatır.
karateci asılır tekmelerine, attığı her tekme adamın kolunun iç kısmında patlar.
afallamasından kurtulan karete üstadı adama sıkı bir tekme atar, biri karnına diğeri koluna...
judoka karnına inen tekmenin acısıyla çılgına dönmüş vaziyette adamın ayak bileğinden tutarak sırasıyla belini omzunu ve kafasını mindere vuracak şekilde hızlıca çeker.
o acıyı yaşayan bilir. sırtın mindere çarptığı anda ciğerlerin çıkacak gibi sızlar.
yetmezmiş gibi adam karete kit'in üzerine atlar ve kolunu boğazına dayar. bu kısım gerçekten adamı boğmak içindir, hiç şakası yok. 15- 20 saniyeden uzun tutulmaz zaten.
karate kit'imizden sıkı yumruklar havalarda uçuşur, adam eğer bileğini yakalayacak olursa onu sağ avcunun içine denk gelecek şekilde bükerek kırmaya yahut incitmeye çalışacaktır, çünkü malum karateci rahat durmamaktadır.
sonra içlerinden biri "sensey" diye canı çıkacak gibi bağırır. judoka hemen yerine geçer, diz çöker ellerini minderin üzerine koyar "rey" diyerek eğilir. yerlerde yuvarlanan misafir hala nefes almaya çalışmaktadır.
masahiko kimura, judo aleminin en çılgın dövüşçülerinden biridir. karşısına çıkan boksör, güreşçi, taek-wondocu ve benzerlerini allah yarattı demeden dövmesi ile meşhur bir sporcudur. en önemli vukuatlarından birini işgalin ardından gelen amerikalı boks şampiyonunun çenesini tek bir uchi mata ile göçerterek * gerçekleştirmiştir.
judo eğer etkili bir şekilde kendinizi savunabilmek istiyorsanız kyokushin kaikan ile birlikte olmazsa olmaz bir disiplindir.
Tamamen savunma sporudur. Bu savunma sporunun eğitiminde en temel nokta düşmedir. Düşmesini öğreneceksiniz, düşerken ağırlığı vücudun her noktasına yaymak sakatlanma olasılığımızı düşürür.