porto'da 2 sene içerisinde 5 kupa kazanınca hemen chelsea'ye transfer olmuş portekizli teknik direktör.5 yabancı dil bildiği için çok sayıda yabancı futbolcusu olan chelsea'da zorluk yaşamamıştır.uzun paltosu ve çirkefliği ile tanınır.elindeki sınırsız bütçeyle bu sezon da takımını şampiyon yapacak.
tercümanlıktan teknik direktörlüğe terfi etmiş olan karizmatik zat. 5 yabancı dil bilmesinin asıl sebebi de budur. muhtemelen chelsea deki en büyük hedefi porto ile aldığı şampiyonlar ligi şampiyonluğunu tekrarlamaktır.
2 sene once porto ile kazandıgı sampiyonlar ligi kupasını chelsea gibi dev bir ingiliz kulubunde rahatlıkla gerceklestirmesi gerekirken beklentileri karsılayamamıs, parayla saadet olmaz cumlesini hatırlatan, sıkıldıkca diger teknik direktorlere laf atan sansasyonel teknik adam...
başında bulunduğu takımın başkanı-ya da sahibi mi demeliyim acaba-roman abramovich le beraber kasılma rekorları kıran teknik direktör.porto ya yerleştirdiği defans kurgusunu chelsea ye yerleştirdiği halde birşeyleri eksik yaptığı görülüyor;bu da takım savunması gibi görünüyor.
insanın her gördüğünde karizmatik duruşuyla işte teknik direktör bu dediği özellikle yaptığı açıklamalarla ingiltere gibi bir yerde onların değerlerine meydan okuyabilen sivri dilli kendine hayran bırakan hoca
şu an dünyadaki en gözde teknik direktör.elindeki imkanlar,popülist tavırları bazı insanlar tarafından itici bulunsa da sırf bu sebeplerden dolayı en çok konuşulan teknik direktördür.başarısını sürdürdüğü sürecede kimse onu yerinden edemez. chelsea şampiyonlar liginde başarılı olmasada premier league'i 2 kere üst üste kazanmak büyük başarıdır.
geçen sezon şampiyonlar ligi mücadelesi için ispanyaya gittiğinde damat tween magazasina giren ve tam olarak hatirlamasam da yaklaşık 7000 euroluk alışveriş yapan aldığı giysilerin mükemmel olduğunu söyleyen ve tweenin ingilterede de acılmasını isteyen karizmatik ,başarılı ,yenilgiyi cekemeyince de laf oyunlarına basvurmaktan geri kalmayan teknik adam.
son barcelona-chelsea maçında son dakikada gelen beraberlik golüne yaptığı sevinç gösterileriyle futbolu fanatik bir taraftar gibi sevdiğini göstermiş güzel insan. keşke her antrenör mourinho gibi hırslı olsa.
önceleri futbol zekasını, karizmasını ve cidden yetenekli bir teknik direktör olarak büyüklüğünü takdir ettiğim insandır. ama zamanla gördüm ki bu büyük dehada fazilet ve mütevazilik adına, alçak gönüllülük adına emareler mevcut değil. ve bir nokta koydum...
çünkü devasa büyüklükler önlerine bir nokta konması ile küçülüverirler *****
drogba nın attıgı gol sonrası çılgına dönmüş,bilmem kaç bin dolarlık pantolunu nou camp in çimleriyle kirletmiş teknik direktör.
en fazla dikkatimi çeken olayda;maçı esasında kontrollü ve rahat izliyor.ancak drogba nın golu sonrasında anladım ki maçı en çok o istiyor,ve içindeki kazanma hırsı herkesten fazla.
çoğu kişinin sempatik bulmadığı, chelsea' nın portekizli teknik direktörüdür. sempatik bulunmaz? neden? çünkü farklıdır. kendi metodları vardır, kendine çizdiği bir yol, eski bir teknik direktör olan babasıyla daha çocukken estadio de luz' un çimlerinde vakit geçirmeye başlamış, zamanla futbol terimlerini sökmüş hatta 12' sine gelmeden kadroları ve taktik anlayışı ezberlemiştir. özgün futbol anlayışını geliştirmiş, başka meslektaşlarına özenmemiştir. azimlidir ve dürüsttür, basında yandaş bulup başarılarına yol açmayı ve ortak etmeyi sevmez (bkz: söz meclisten dışarı) portekiz' deki teknik direktörlüğünün başlangıcında bile, benfica, porto, sporting lisbon gibi takımlara yenildikten sonra geceleri uyku tutmaz onu. idealleri için çok çalışır ve ilk takımını alt sıralardan orta sıralara taşır (yanılmıyorsam gil vicente idi) ve barcelona' da geçirdiği stajda öğrendiklerini gittiği her takıma katmaya başlar. savunmayı puan için değil, kazanmak için sever, transfere fazla para harcamamaya gayret eder, onun için öncelikli hedef kadrosundaki futbolculara kim olduklarını hatırlatmaktır. benfica başkanı' nın anlaşılmaz tavırlarından dolayı ayrıldığı kartallar' ın ardından, en büyük hayalini gerçekleştireceği porto' da, eski teknik direktörün bir kenara ittiği futbolculara güven aşılar ve onları gözü kapalı sahaya sürer: maniche, pedro mendes ve postiga, mourinho sayesinde futbol karakterlerini kazanır ve tam bir takım oyuncusuna dönüşür. ardarda gelen lig şampiyonlukları sonrasında porto ruhu' nu öyle canlandırmıştır ki, en büyük kozlarından paredes' in reggina' ya transferine ve trip yapan bazı futbolcuların ayrılmalarına ses çıkarmaz, sistemine uyanlarla devam eder. maçlarda kendini kontrol edememesi aşırı hırsından ve sahadaki futbolcu kadar hırslı olmasından dolayıdır. yedek kulübesinde değildir o; sağ kanattaki fereira' dır, gol pozisyonundaki mc carthy' dir, ince bilek hareketine tekmenin uzandığı deco' dur. deco ve postiga bugün önde gelen liglerde istikrarla oynuyorsa, zamanı geldiğinde saçlarını okşayan, zamanı geldiğinde azarlayan mourinho' ya çok şey borçludur. porto da borçlanır mourinho' ya üstüste gelen lig şampiyonluğu ambargolarının ardından, şampiyonlar ligi finaline kadar yükselir, avrupa' nın 2003-2004' teki diğer yenilmez armadası monaco ile adeta kedi-fare oyunu oynayarak 3-0 galip gelir. yeni ufukların zamanıdır ve rota rus trilyoner abramovich' in ciddi yatırım yaptığı chelsea' dır. mavi beyazlılar, seneler sonra şampiyon olurken mourinho yine başköşededir. transfere trilyonlar ayırıp avrupa' da kupa kaldıramayan birçok takıma rağmen, geçen sezon barcelona' ya elenene kadar bir numaralı şampiyonluk adayıdır. sallanıp yıkılmadan kaybeder turu, aynı barcelona, şampiyonlar ligi kupasını kucaklarken, mourinho, gelecek sezon barcelona' nın karşısına çıkmayı ister tanrı' dan. dileği gerçekleşir ve barcelona karşısında iki maçta 4 puan toplar. mourinho, karizması ve özgün futbol anlayışıyla, bugünü haketmiştir.