Efsane michigan eyaletinde polis memuru olan Jonathan Wide'ın küçük mü küçük, tatlı mı tatlı bir oğlu varmış. bu çocuk parantez içinde cümle kurmayı çok severmiş, her gün en az üç-dört adet parantezli cümleler kurarmış. Hatta öyle ki, bu eylemi gerçekleştiremediği günlerde yatağında hıçkırarak ağlarmış. Jonathan oğlunun bu durumuna çok üzülmüş ve ona "sen bir okb hastasısın, seni kafan dışarıda kalacak şekilde toprağa gömeceğim oğlum" demiş. Oğlu da büyük bir ürpertiyle "nasıl yani, ya orada parantezli cümle kuramazsam, ya-ya ölürsem?" Demiş. Babası derin bir üzüntüyle "eğer toprağı kabul etmiyorsan, seni baraja atmak zorunda kalacağım oğlum" demiş ve sonra göz yaşlarını tutamayıp, koşarak yatak odasındaki battaniyeye kafasını sokmuş ve orada hıçkırarak ağlamış. Jonathan'ın oğlu bir plan yapmış "eğer evden kaçıp bir adet kültür mantarı yersem, bundan kurtulabilirim" demiş. Ertesi gün olduğunda evde parantezli cümleler işitemeyen Jonathan, büyük bir endişeyle oğlunu kontrol etmiş ve onun evden kaçtığını farketmiş.
Daha sonra michigan valisi Gretchen Whitmer, Jonathan'a "eğer oğlunu bulmak istiyorsak, onu Lansing'te aramalıyız, aksi takdirde oğlunu bir zeplinde yarı ölü bulabiliriz" demiş. Jonathan'da valiye hak vermiş ve birlikte lansing'e doğru yola çıkmışlar. Merkeze ulaşmaya ramak kalmışken benzinlikte duraksayan Vali "ben bir sigara alacağım, sen de ister misin?" Diye sormuş, jonathan ise "ben elimle sarıyorum, paket kullanmıyorum" demiş. Vali bu duruma çok şaşırmış ve "sende hiç tütün içen insan tipi yok, o zaman sana bir tane muzlu süt alıyorum" demiş. Jonathan onaylamak maksadıyla kafasını bir yukarı bir aşağıya sallamış. Neden sonra, arabayı çalıştırıp merkeze ulaşan Vali "hazırsan artık oğlunu aramaya başlayalım, burada bir yerlerde araç fabrikası var, eğer yanlış bilmiyorsam, yer altına uzanan da bir adet tünel var" demiş. Jonathan meraklı bir şekilde "oğlumu tünelden ohio eyaletinin açıklarına kadar sürüklendiğini mi düşünüyorsunuz?" Demiş ve vali de bir an bile duraksamadan onaylamak için kafasını bir aşağı bir yukarı sallamış. Bunlar olurken jonathan'ın parantezci oğlu ormanda bir tane mantar bulmuş ama bu mantar biraz farklıymış. Üstünde yeşil çizgiler varmış ve hafifçe ışık saçan bir yapıya sahipmiş, jonathan'ın parantezci oğlu onu yemek için bulunduğu yerden koparmış.
Jonathan wide ohio çevresinde amansızca oğlunu ararken, parantezci oğlu mantarın etkisine girmiş, çevresindeki objelerin büyüyüp küçüldüğüne şahitlik eder olmuş. Gretchen whitmer ise michigan sınırlarının dışına çıkamayacağını wide'a belirtip yolu tamamlamadan geri dönmüş. Parantezci oğul yalpalayarak yürürken karşısında bir oduncu görmüş, ona "ey oduncu, bana dünyanın en büyük ağacını anlat" demiş gözünü ovuştururken. Oduncu da "yoksa sen mecik maşrum mu yedin?" Diye sormuş. Parantezci oğul da "elbette yedim, açlıktan ölüyordum" demiş. Oduncu bu durumu lehine çevirmek için parantezci oğulu tahta sandalyeye gemi halatıyla bağlamış ve parantezci oğulun cebindeki telefonu alıp babasını arayarak fidye istemeye karar vermiş. Jonathan ise ohio'nun sessiz topraklarında yürürken aklına birden "ne aptalım ohio'ya kadar geldim ama oğlumu aramayı akıl edemedim" demiş.
Oğlunu aramayı nihayet akıl eden jonathan, parantezci oğlunun telefonunu çaldırmış, çağrıya yanıt verilmiş fakat telefonu açan başka bir kimseymiş. Jonathan merakla onun kim olduğunu sormuş fakat karşıdaki kişi "benim kim olduğum önemli değil, oğlun sihirli mantarı tükettiğinden beri her tarafta parantez görmeye başladı, eğer bu kadar önemsiyorsan bir milyon dolar hazırla ve sana vereceğim adrese gel, tekrar arayacağım" demiş ve jonathan'ın yüzüne kapatmış. Parantezci oğlan sanrılarının içerisinde yüzerken babası Jonathan ise oğlunu kurtarmak için bir banka şubesine giderek 1 milyon kredi tahsis etmiş. Başta vermemişler fakat yüksek enflasyon haklı bir gerekçe olarak gösterilince onay verilmiş. Jonathan nereye gideceğini bilemeyerek telefonuna devamlı bakar hale gelmiş. Nihayetinde telefonu çalmış ve fidye isteyen yabancıya parayı hazırladığını ifade etmiş. Fidyeci ise ona nerede olduğunu sorunca Ohio diyen jonathan'a "geriz*kalı adam orada ne işin var michigan'a geri dön ve aziz patrick bulvarı 339 numaraya gel" demiş.