bugün

https://m.youtube.com/watch?v=qB8Ve2KbJng

vio, patron olaylarından sonra ve norm'a destek vermemesinden ötürü biraz uzaklaşmıştım rapinden, yalan yok.

hatta bu parçada defkhan'ı görmesem zor dinlerdim.

ama abi, bu parça çok sağlam.
çok sağlam lan, harbiden yapmışsın joker. def'i almışsın yanına, kurşun 10 numara zaten, popüler rapçilere diss değil ama atmışsınız birkaç punchline. güzel olmuş.

joker, yapmışsın. kaybolan saygımı geri getirdin (gibi). yalan yok.
bu yıl, venedik film festivalinde seyirciler tarafından 10 dakika ayakta alkışlanmıştır film.

Joaquin büyük ihtimal en erkek oyuncu oscarını alacak.
görsel
insan bi link koyar şura.
görsel

Dün izlemiş olduğum film,
Temel olarak değerlendirmek gerekirse ,
Çizgi romanlarındaki joker karakterini biraz değişik bir bakış açısıyla ele almışlar..

Tabi Öncelikle şunu belirtmemde bir fayda var film tam anlamıyla bir dram filmi..

Hikaye özeti olarak basitçe, Mental problemleri olan arthur adlı bir adamın kendine yapılan eziyetler sonucunda iyice zıvanadan çıkması diyebiliriz..

Filmin geçtiği yer ise Güçlünün egemen olduğu , güçsüzleri ezildiği bir şehirde geçiyor..

Batman hayranlarının da bildiği gibi gölgelerde gizli bir suç şehri, gotham şehri bu şehir ..
Ama unutmayın bu film batmanın jokeri değil tam anlamıyla..

Tabi bu filmde bürokrasinin üst tabakasındaki adamlar gününü gün ederken, geçim sıkıntısı çeken halkın ayak sesleri de jokerle geliyor..

Hani derler ya bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış..

Öyle bir şey,
Bahsetmeden geçmek olmaz, Joaquin Phoenix o kadar iyi canlandırmış ki karakteri, delirmenin her katmanını hissediyorsunuz arthurla beraber..
Hatta hemen hemen her anında jokere dönüşen arthura acıyor hatta kimi zaman az da olsa hak veriyor halde buluyorsunuz kendinizi..

Son olarak filmle ilgili şiddete teşvik ediyor, batmanın jokeri olmamış gibi yargıları bir kenara bırakıp bu filmi bir dram filmi gözüyle izlemenizi tavsiye ederim..

Izleyin derim pişman olmayacaksınız..
arkadaşlar bi sahnesi herhalde sadece benim dikkatimi çekti bi standup gösterisi izlemeye gidiyor ve herkesin güldüğü yerde gülmüyorken kimsenin tepki vermediği yerlerde kahkaha atıyor. Nedense o sahnede çok etkilendim.
Joker nasıl joker oldu'nun filmi. izleyin pişman olmazsınız. Final sahnesi bile yeter.
Izmir Karaca Sinemasinda vidiledigim, çok begendigim bir film. Özellikle basrol oyuncusu dokturmus, bir daha vidileyecegim.
bende en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum gidenlerden yorumları alalım.
görsel



Joker
Dram filmi (2019)

Çok çarpıcı sahneleri olan, sarsıcı dc filmi. Joker karakterinin ilk çıkışını anlatıyor. Kafasının neden kırık olduğunu, nasıl ünlendigini, aile hayatını vs. Filmin sonu çok düz bitti yani Belli ki ikinci serisi gelecek. izlemenizi tavsiye ederim fakat bir kara şövalye gibi birşey asla beklemeyin.

Puanım 7/10.

Telaffuz: cokır
Merak ediyorum en kısa sürede gitmeyi planlıyorum. istanbul profilo cinemaya gelmek isteyen yazarlar yeşillendirebilir.
Joaquin Phoenix'e çok büyük olasılıkla akademi ödülü kazandıracak dram filmi. Aksyon beklentisiyle gitmeyin film dibine kadar dram...çok başarılı bir renk paleti ve kamera açıları kullanılmış. şahsen beğendim beklentim aksiyon filmi olmadığı için durağan ilerleyiş ve karakterin gelişim süreci beni ziyadesiyle tatmin etti.
puanım 8/10

2 puanı kırma sebebim, yan rollerdeki oyuncuların başrol yanında aşırı vasat kalması ve jenerik sonunda ek sahne konmamış oluşu...
tavsiye ederim, izleyin.
başroldeki balon yüzünden izlemek istemediğim yarrak gibi film ve jack nicholson'dan daha iyi oynayan kimseye rastlanmamış olan kurgusal karakter.

Ayrıca, bu filmin dceu'ya hiçbir katkısı yok. Öyleyse zaten dceu'da hali hazırda bir joker varken neden başka bir joker filmi daha çektiniz?
birdahakine siz oynarsınız olur biter. sıkmayın canınızı gençler.
peşin tanım : şahane bir film.

peşin not : uzun bir entry olabilir.

değinilesi çok nokta var, nereden başlasam bilemiyorum aslında. farklı dallardan girip dallanıp budaklanacağım gibi duruyor ama sanırım bir joker filmi söz konusu olduğunda artık konuşulması farz haline gelen "heath ledger kıyaslaması" ile başlamak güzel olur.

(küçük not : doğrudan spoiler vermeyi düşünmüyorum ama farkına varmadan yazabileceğim bir detay keyfinizi kaçırabileceği için şimdiden spoiler uyarılarını ekleyeyim.)

--spoiler--

--spoiler--

oyunculuğun kalitesini karakterin hikayesinden bağımsız düşünebilecek olursak eğer -ki nasıl mümkün olur bilemiyorum- joaquin phoenix ile heath ledger arasında tartışmaya değer bir fark yok diyebilirim kendi beğenim açısından, zira ikisi de mükemmeldi. ne var ki karakterleri karşılaştırmak, "biri öbüründen daha iyi bir joker olmuş" demek yanlış olacaktır zira the dark knight'ta (ki bir batman filmidir, hatırlatmakta fayda var) joker'i gördüğümüz ilk saniyeden itibaren çoktan kim (daha doğrusu "ne" ) olduğunu kestirmiş, şehrin suç ağında tepeye oturmuş, ürkütücü bir suç baronuna tanıklık etmişken bu filmde izlediğimiz joker'ın ilk saniyelerinde geçim sıkıntısı çeken ve bir dükkanın satış tabelasını tutarak müşteri çekmeye çalışan içe kapanık, fazlasıyla sıradan bir adamı gördük. dahası, az önce belirttiğim gibi ledger'ın joker'i bir filmin villain' i olarak kadrodaydı. haliyle ekranda gözüktüğü hemen her saniye parlayabildi, karakterin en çarpıcı anlarını izledik. phoenix'in joker'ini ise iki saat boyunca nefes molası bile vermeden izledik desek yanılmış olmayız. haliyle her anını gördük; inişlerine çıkışlarına tanık olduk. bu yüzden birinin diğerinden daha "dramatik" anlar yaratmış olması, teknik olarak amaçlanmış bir şeydi zaten. bu sebepler yüzünden, bana kalırsa bu iki isim arasındaki (nispeten) doğru karşılaştırma ancak ve ancak joaquin phoenix 'in joker'inin devam filmleri çekilirse (umarım çekilmez ama) ve joker'i, yarattığı kaos ortamının zirvesindeki sembol isim; suç dünyasının korkunç maskesi olarak izlenirse yapılabilir diye düşünüyorum.

umarım devam filmleri çekilmez dedim, çünkü bu filmi (yine bana göre) güzel yapan şey, çizgi roman evreninden kopabildiği kadar kopmaya çalışması idi. tabii ki köklerinin nereden geldiği belli, referans verilen karakterler ortada. yine de bu "breaking bad" tarzı denilen, yani bir karakterin ya da olgunun amacından saparak amiyane tabirle "kötü bir yola" girmesi esasına dayalı bir film olarak, bir çizgi roman uyarlaması olarak çıkabileceğinden çok daha yukarılara çıkmış diye düşünüyorum. bir kere bu film katıksız, filtresiz, tertemiz bir dram/gerilim filmi. türün sevenlerini mest edecek kadar başarılı bir örnek bile diyebilirim hatta. zaten filmi yaparken de, yaratıcı ekibin kafasından "bir çizgi roman karakterinin çıkış hikayesini uyarlayalım, biraz da karanlık bir ton katalım" yerine "bir metamorfoz filmi çekelim. sıradan sayılabilecek bir yaşam süren, travmatik geçmişe sahip bir insanın nasıl değişebileceğine dikkat çekelim ama bunu bilinen bir isim etrafında yapalım ki etkileyiciliği artsın" gibi bir düşünce geçmiş diye düşünüyorum. çünkü bu film dc evrenine sadece teknik detaylarla ve görsel arka planı aracılığıyla bağlı. ha, ana karakter joker değil de sıradan bir insan olsa, şehir gotham değil de new york falan olsa bu kadar etkileyici olur muydu, sanmıyorum. yine de, bir devam filmi gelirse mecburen senaryoyu çizgi roman köklerine yaklaştırmak zorunda kalırlar ve bu da ilk filmin duru anlatımını yakalamalarını çok zor hale getirir diye düşündüğümden umarım bu film tek joker orijin filmi olarak kalır diyorum.

senaryonun ve oyunculuğun etkileyiciliği aşikar, herkes tarafından yazılıp çiziliyor zaten ama ben bir de filmin sinematografisine parantez açmak istiyorum. filmde her detay, her ışık, her renk özel olarak seçilmiş ve bunu belli ediyor. geçen her dakika, phoenix'in yüzünü farklı bir formda görmeye başlıyorsunuz mesela. aynı insan, aynı surat ama joker olmaya yaklaştığı her saniye daha keskin hatlara sahip bir yüz, daha korkutucu bir atmosfer gösteriliyor size ve bu tamamen görsel detaycılığın ürünü. Lawrence Sher imiş görüntü yönetmeninin adı, buradan kendisine tebrik ve sevgilerimi gönderiyorum. büyüksünüz *

müzikleri ise bambaşka bir olay olmuş. filmden çıkar çıkmaz müziklerini bulup dinlemeye başladım ve ilginç bir şekilde filmdeki her müziğin, eşlik ettiği sahne ile ne kadar uyumlu olduğunu daha iyi idrak ettim. filmi izlerken çayın, kahvenin yanındaki güzel bir atıştırmalık gibi geliyor, sadece orada olması "hoş olmuş" gibi; fakat dinledikçe anladım ki o müzikler o sahnelerde bir "tamamlayıcı"dan çok daha büyük rol oynamış. görsel detaylar gibi müzikler de karakterimiz geliştikçe değişiyor, tıpkı arthur'un kendisi gibi seyircinin de farklı ruh hali evrelerine geçişini kolaylaştırıyor. böyle detaylara bu kadar özenildiğini görünce de kamera arkasındaki ekibe saygınız bir kat daha artıyor tabii.

--spoiler--

--spoiler--

sonuç : peşin tanımdan farklı bir sonuç yok, hala şahane bir film. vizyonda iken gidin izleyin. son birkaç yıl içinde vizyona giren ve paranızı da zamanınızı da hak edecek ender filmlerden diyebilirim.
Joker son yıllarda izlediğim en iyi filmdi. Hiç spoiler vs. vermeden nedenini anlatayım.
Eski bir senarist olarak size bir hikaye tekniğinden bahsetmek isterim.
Bu tekniği basitçe "seyirci veya okuyucuyla bir sır paylaşmak" şeklinde özetleyebiliriz. Farklı yapılış şekillerini madde madde anlatayım.

1- seyirci hikayedeki bir karakter ile bir sırrı paylaşır.
Çok basit örnek: Clark kent'in superman olduğunu sadece Clark kent ve biz biliriz. Hikayedeki diğer karakterler bilmez. Konu bunun üstüne döner. Felaket filmleri iyi örnektir. Bir bilim adamı deprem olacağını anlar, ona kimse inanmaz. O sırrı seyirci ve bilim adamı paylaşır. Ta ki deprem olana kadar.

2- bir sır hikayedeki bir karakterden saklanır, başka herkes bilir, o bilmez.
Örnek: süt kardeşler. Hikayede şener şen hariç herkes süt oğlan şaban aslında kim, bayram kim, emir erim ramazan kim bilir. Bir tek şener şen yanlış bilir. Biz de bu sırra vakıf olduğumuz için çok eğleniriz.

3. Bir sırrı seyirci bilir, hikayedeki hiç bir karakter bilmez.
Yine basit örnek: Titanik. Sen sinema biletini bile o gemi batsın diye almışsındır. Ama ne jack, ne rose, ne geminin kaptanı olacakları bilmez. O yüzden james cameron filmin başında uzun uzun gemiye binenleri gösterir. Kadınlar çocuklar yaşlılar vs. El ele bir yaşlı çift görür üzülürüz, çünkü geminin batacağını biz bilmekteyiz, onlar bilmemekte. Korku filmlerinde çok sık kullanılır. Sen uzay gemisinde bir yaratık olduğunu bilirsin, mürettebat bilmez. Birer birer ölürler, sen de gerilirsin.

işte Joker'i, Joaquin Phoenix'in enfes oyunculuğu ve müthiş görüntü yönetmeni hariç bu yüzden çok sevdim. Biz bütün film psikolojik sıkıntıları olduğu besbelli bir sokak palyaçosunun hepten sapıtıp jokere dönüşmesini bekledik. Biz biliyorduk, hikayedeki kimse bilmiyordu. Beklediğimiz oldu, muradımıza erdik. Palyaço çok haklı olarak delirdi ve senaryo psycho ile v for vendetta arası bir yere vardığında herif joker'e dönüştü. Hepimiz muradımıza erdik tatmin olduk ve film sona erdi. Yazılar....
Hiç sevmedim.
içinde çatışma, aksiyon dövüş olmayan boş beleş bir film.
bazıları ilk yarım saatini, belki 40 dakikasını falan sıkıcı bulabilir. ama bu filmin çok iyi olduğu gerçeğini değiştirmez. gerçekten iyiydi.

kaldı ki (bkz: Joaquin Phoenix) muazzam ama cidden muazzam bir oyunculuk sergilemiş. çok ama çok iyiydi. ekşi'de de filmi boklamaya çalışanlar oldu ama gerekli cevapları aldılar.

dediğim gibi -bazı- insanlar için sıkıcı başladığı düşünülse de kurgusu ve muhteşem oyunculukla düşünüldüğünde cidden şahane bir film olmuş. devam filmi çekilse koşa koşa giderim.

iyi ve kaliteli bir sinema salonunda arkanıza yaslanın ve tadını çıkarın. zira sizden aldığı zamanın karşılığını fazlasıyla veren bir film izleyeceksiniz.
heath ledger'in jokeri sürekli aksiyon içerisinde olması gereken ve buna göre de soğuk kanlı ve üstün zeka bir psikopatı canlandırması gereken şartlar içeriyordu ki daha iyisi kıyamete kadar olmayacaktır. heath ledger öyle bir joker yarattı ki, millet jokerin aslında ne ayak olduğunu merak etti ve bu ihtiyaca yönelik yan sanayi filmler çıkmaya başladı.

son çıkan joker filmi de aslında heath ledger'ın bir tanrı edası ile ruh verdiği (tabiki nolan'ın da pek ala desteği muhakkak olmuştur) joker karakterinin geçmişine olan meraktan öte bir şey değil. bu zamana kadar joker ile ilgili single bir film olmamıştı çünkü joker karakterine merak uyandıracak kadar ruh veren oyuncu da olmamıştı!
bu filmin alt metni ledger'ı unutturmayı içeriyor fakat, joker eşittir ledger daha ilerisi yok ve farklı bir din yok.

joaquin phoenix'e, bize ledger'ı hatırlattığı ve yad ettirdiği için teşekkür ederiz.

(bkz: r i p ledger)
joaquin phoenix film boyunca kahkaha attı ve biz hiç gülmedik. Hatta ağladığımız yerler oldu. Bunu başarması şa ha ne. Ayakta saatlerce alkışlanası performanstı.

Toplumu ve bireyi öyle güzel yoğurmuşlar ki daha zihninizde mayalanırken mesajlar, pişmeden burnunuzun direğine direğine öyle ağır kokuyor ki. Dayanabilene aşk olsun.

Bireylere göre şekillenen toplum ve topluma göre şekillenen bireyler kısır döngüsünde gerçekten komik olan çok şey var. Bir joker kahkahası da ben atmak istiyorum.

izleyin, izlettirin. Hadi bay.
Vizyona girmeden önce yönetmen zaten taxi driver’daki travis karakterinden ilham aldığını söylemişti. Benim favori filmlerimden olduğu için sanırım bu hafif benzerlik beni film izlerken coşturdu(Elbette joker daha freak bir karakter). Harika bir filmdi, kötü ama acındırılan bir joker izlemek keyifliydi.
Gece seansinda izledigim ve insani gercekten rahatsiz eden film. Ayni seyi, black mirror’i izlerken de hissetmistim.
film boyunca kahkaha atarak çok çok iyi bir film olduğuna inandırdı herkesi helal olsun. batman'deki joker bin kat daha iyiydi. bu film imdb'de ilk 10'u hak etmiyor. Fight club gibi bir filmden daha iyi değil bence.
Bak kötü film demiyorum, izledim beğendim sinemada. Ama çok çok iyi bir film de değil be kardeşim. adam film boyunca güldü. film boyunca müzik vardı. kasvet vardı. tamam sanatsal, psikolojik bir şey olmuş; güzel de olmuş eyvallah ama çok iyi değil yani.

forrest gump
inception
matrix
kuzuların sessizliği
star wars
yeşil yol
piyanist
prestij
akıl defteri
akıl oyunları

gibi filmlerden iyi değildi yani açıkçası.
görsel