mezuniyet gecesi şu anki eşi olan kadını ekip "nba için son şansım." diyerek spor salonuna gitmiş, her zamanki gibi karanlıkta top sürme antremanı yapmıştır.
NBA'in gelmiş geçmiş en çok asist yapan oyuncusu olarak kırılması neredeyse imkansız bir rekora imza atmıştır. hiç şampiyonluğu bulunmayan efsaneler arasında yerini almıştır.
(bkz: hall of fame)
bu kadar iyi top sürmesinin sebebi sorulduğunda lise yıllarında ışıkları kapalı spor salonunda saatlerce top sürme idmanı yapmasını cevap olarak veren efsane basketbolcu.
john ufaktır küçüktür kimse onu takıma almaz aslında fena da oynamaz. bir gün yine abilerini izlerken abilerden biri küçük john "hadi sen de gel fasulyeden oynarsın" derler. amaçları johnla tşşk geçmektir. Ancak john eline gelen her topu sayıya çevirince abiler ona şöyle der "john nası taktın len ordan" derken adı günümüze john stockton olarak gelmiştir.
Nba asist rekortmenidir. 16000'in üzerinde asisti vardır. Şöle açıklarsak daha mantıklı olur : Bu rekorun kırılabilmesi için, bir basketbolcunun 20 sene boyunca hiç bir normal sezon maçını kaçırmaması ve maç başına en az 10 asist ortalaması tutturması lazımdır. Gerçekten de muazzam bir rekor.
karl malone'la beraber utah jazz'ın efsane ikilisini oluşturdular. ama, stockton utah'lıların gözünde biraz daha ön plandadır; bir adım öndedir. çünkü malone, son senesinde yüzük uğruna lakers'a giderken, o yüzük takmak için başka bir takıma gitmeyi tercih etmeden başladığı yerde bıraktı.
gösterişsiz oyunu draft edildiği sezon 1984 draft sıralamasında 16. sıraya kadar düşmüş olmasına neden olmuştur. kendisini bu sıradan draft eden utah jazz da gelecek 13 yıl boyunca batı konferansı'nda play off'ları domine eden bir takımın beynini kazanma imkanını elde etmiştir. başarı için her şeyden önce takımdaki diğer 4 oyuncuyu oynatabilecek birisinin takımda var olması gerektiğinin; hatta bu oyuncu var olduğunda onun etrafı vasat oyuncularla dahi kurulu olsa başarı elde etmenin mümkün olduğunun en büyük ispatıdır. belki de o olmasa karl malone dahi bir efsane olmak yerine ancak iyi istatistiklere sahip eski bir nba oyuncusu olarak anılacaktı yalnızca kimbilir... ha ben seyir zevki bakımından asla bir utah jazz maçı izlemeyi istemedim; hatta her zaman utah'ın karşısındaki takımın destekçisi oldum, fakat bir ciddi organizasyon içerisinde mücadele eden bir takım sözkonusuysa onun başarı kriteri maç içerisinde kimin kaç alley oop smaç yaptığı dğil takımın elde ettiği sonuçlardır ve john stockton da utah tarihinin en büyük başarılarının anahtarı rolünü hakkıyla üstlenmiştir.
1962 doğumlu earvin magic johnson dan sonra nba in gelmiş geçmiş en iyi guardı.mükemmel mücadelesine gösterdiği insan üstü çabalara rağmen şampiyonluk yüzüğünü takamamasında chicago bulls un olağanüstü bi kadroyla karşılarında dim dik dikilmesi en büyük etkendir.basketbol oynadığı dönemde sadece işini düşünen ender oyunculardan biridir.o bücür haliyle 40 ına kadar basketbol oynaması ülkemizde "30 yaşına gelen oyuncu yaşlanmıştır "diyen kişilere en büyük kapaktır.
oyunu zevkli kilmaktan ziyade,oyunu duzgun oynamanin,dogal yetenegin degilde calismanin basari getirdiginin,en buyuk ornegi,gelmis gecmis en iyi asistor.
oynadigi yillar boyunca utah jazz formasi giymis,malone ile birlikte muthis bir uyum yakalamistir.
