--spoiler--
Sana tanrı hakkında bir iki sır vereyim. Tanrı seyretmeyi sever. O bir oyunbazdır. Bir düşünsene, insana içgüdüler verir sana bu olağanüstü yetiyi verir, sonra ne yapar dersin? Sırf kendi eğlencesi için, kendi özel kozmik komedi filmi için tam zıttı kurallar koyar.
Gelmiş geçmiş en büyük ahmak. Bak, ama dokunma. Dokun, ama tatma. Tat, ama yutma. Ve sen sekip dururken, o ne yapar? Hasta, kahrolası kıçıyla güler! Hasisin tekidir! sadisttir! görevi başında bulunmayan bir derebeyidir! buna tapmak mı? asla!
çocukluğundan beri yazar olma sevdasıyla yaşamış bir büyük şardir hatta ilk dönemlerindeki ''lycdas'' şimdi bile okunur. şairliğinin öncesi siyaset hakkındaki sözeri daha sonra ona pahalıya mal olacaktır. ingiliz burjuva devrimi ve kralın kafasının oliver cromwell'in emri ile kesilmesinden sonra ''commonwealth'' kulurur. onun fikrine göre yeni tip demokrasidir bu. aynı zamanda demokrasi özgürlük gibi değerlerin liberal savunucusu olur.
daha sonra latince çeviri işi ile uğraşır. ama ilerki dönemerde gözü görmez hale gelir. aynı zamanda felaketlerin habercisi gibidir bu olaylar çünkü ''commonwealth'' dağılır kral tekrar güçlenir. bunun sonucu olarak da milton'un da tutuklanması için emir verilir. fakat o biraz da arkadaşlarını yardımı ile saklanır. ama işin kötü tarafı-kral bir yana-elyazmaları halk tarafında yakılır. ve körlüğü ile alakalı da ilginç yorumlar vardır.
''kral'a karşı gelmenin cezasını çekiyordur john milton!''
haliyle kral yeryüzünde tanrının bir temsilcisi ya! monarşinin yeniden kurulması belki de en fazla milton'u çektirmiştir.
bunun yanında bu dönemlerde edebi olarak da verimliliğinin arttığı dönemlerdir incildeki ''eve and adam''(havva ile adem) arasındaki hikayeden etkilenir ve epik poemlerini bu hikaye doğrultusunda yazar. 1667'de ise ''paradise lost'' gelecektir, ki yazıldığında kimse gözlerine inanamaz;milton'un gözlerine inanmadıkları gibi..
On His Blindness
When I consider how my light is spent
Ere half my days in this dark world and wide,
And that one talent which is death to hide
Lodg'd with me useless, though my soul more bent
To serve therewith my Maker, and present
My true account, lest he returning chide,
"Doth God exact day-labour, light denied?"
I fondly ask. But Patience, to prevent
That murmur, soon replies: "God doth not need
Either man's work or his own gifts: who best
Bear his mild yoke, they serve him best. His state
Is kingly; thousands at his bidding speed
And post o'er land and ocean without rest:
They also serve who only stand and wait."
ingiliz edebiyatının shakespeare den sonra en büyük sairi kabul edilir kendileri.paradise ve paradise lost şiirleri acaip meshurdur.kördür.ama yasama sevincini kaybetmemiştir.
bu siirlerde seytanı biraz karizma göstermisitr.adem le havva nın cennetten kovulsu bu siirlerin konusudur.
al pacinonun seytanın avukatındaki adı da john milton dır.tesadüf deildir.
"kibir benim en çok sevdigim gunahtir" sozuyle beni benden almi$ adam. al pacino'nun canlandirmasi ile $eytani gozunuz ile gormus gibi oluyorsunuz.
(bkz: the devil s advocate)
paradise lost isimli eseriyle tanınan ingiliz edebiyatçıdır. dan brown, melekler ve şeytanlar adlı kitabında, galileo'nun sürgündeyken milton'un evinde misafir olarak kaldığını ve her ikisinin de illuminati tarikatı'na üye olduklarını iddia etmiştir.
ingiliz edebiyatının önemli şairlerinden biridir. aynı zamanda siyasette de etkin rol oynamıştır. kör olduktan sonra kızlarına 3 dilde okumayı öğretmiştir. kızlar okuduklarını anlamasalar da babalarının gözleri olmuşlardır.
şiirlerinde din olgusuna çokça rastlanılır. şekspir kadar iyi olmasına rağmen yazdıklarının keskin, uç konularda oluşu* popülerliğini azaltmıştır belki de. paradise regained de kendisinin verdiği ilhamı silemedi bünyelerden sonraları hatta.
"Let me give you a little inside information about God. God likes to watch. He's a prankster. Think about it. He gives man instincts. He gives you this extraordinary gift, and then what does He do, I swear for His own amusement, his own private, cosmic gag reel, He sets the rules in opposition. It's the goof of all time. Look but don't touch. Touch, but don't taste. Taste, don't swallow. Ahaha. And while you're jumpin' from one foot to the next, what is he doing? He's laughin' His sick, fuckin' ass off! He's a tight-ass! He's a SADIST! He's an absentee landlord! Worship that? NEVER!"