caz dendiği zaman akla ilk gelen isim olmasa da, değeri anlaşıldıkça ve eserleri dinlendikçe, ününün cazseverlerin ötesine geçeceğine emin olduğum üstad.
frank kofsky’nin “john coltrane and the jazz revolution of the 1960s” kitabında yer almış bir söyleşide kofsky ile coltrane:
“frank kofsky: bir arkadaşım, genç bir bayan ve onun arkadaşı var; o malcolm x’in konuşmalarında onun yanındaki koltuğa oturanın john coltrane (gülüyor) olduğunu söylüyor
john coltrane: (gülüyor) evet.
frank kofsky: ondan etkilenmiş miydin?
john coltrane: kesinlikle, kesinlikle. kendimi bu adamı görmek zorunda hissettim. ondan çok etkilendim.
frank kofsky: bazı müzisyenler ise malcolm’un fikirleriyle ve caz müzik arasında bir ilişki var diyorlar.
tüm zamanların en büyük saksafon ustası jazz müzisyenidir kanımca. hüznü, yalnızlığı inanılmaz yorumlar. büyük ustadır. miles davis'in yardımlarını görse de bence aşmış yeteneğiyle nasıl olursa olsun, saksafonunun sesini duyurayı başarırdı.
1959 tarihli "giant steps" ve 1961 tarihli "ole coltrane" albümleriyle öyle muhteşem bir müzik icra etmiştir ki , jazz sound'larını ustaca kullanmıştır. hareketlidir coltranın müziği , klasik jazz gibi durağan değildir. blues'un jazz halidir velhasıl.
ingilizcen varsa şu link seni ilgilendiriyor; yoksa da üzülme kulağın varsa kafi:
John Coltrane'in Giant Steps'ini çalmayı şöyle tarif ederler : Antreman sahasında önünüzde araba lastikleri var onların ortalarına basarak koşuyorsunuz, saçınız yanıyor ve arkanızdan bir köpek kovalıyor.