''..kişi kendini adayana kadar geri çekilme olasılığını içeren kararsızlık hüküm sürer.
bu her zaman verimsizliğe yol açar, girişimciliği ve yaratıcılığı olumsuz yönde etkiler.
temel bir gerçek vardır ki, bunun yadsınması sayısız düşünceyi ve harika planı öldürür; kişi kendini bir amaca adadığında, evren onunla işbirliği yapar.
başka türlü asla oluşmayacak güçler ortaya çıkarak kişiye yardım eder.
kişinin verdiği karar sonucunda kendini destekleyen bir olaylar zinciri gerçekleşir; aklının ucundan bile geçmeyen her türlü beklenmedik olay ve yardımla karşılaşır. düşleyeceğiniz her şey için yola koyulabilirsiniz.
yüreklilik, içinde zekayı, gücü ve büyüyü barındırır. hemen başlayın!!..'' ayetine hayat veren..
genç werther'in acıları avrupa'da bi dönem intihar salgınına sebep olmuştur. faust'u alırken kimi yerlerde mitoloji sözlüğü verilir. güzellik bakan gözdedir demiş, güzelliğin aslında sıfat sahibince kazanılmayacağını, sıfatı yakıştıranın marifeti olduğunu sölemiştir .daha ne desindir..
acıyorum sizlere ey talihsiz yıldızlar,
sizler ki onca güzelsiniz ve parıltılarınızda görkemli,
severek aydınlatırsınız zora düşmüş gemicileri,
ne tanrılardan ne de insanlardan alamadan ödüllerinizi,
çünkü sizler sevemezsiniz, hiç tanımadığınız sevgiyi!
sonsuz saatler dolandırır hiç durmamacasına
sizleri takım takım gökyüzü boyunca.
hangi yolculuğu sona erdirebildiniz ki!
ben en sevdiğimin kollarında,
sizleri ve gece yarısını unuttuğumdan bu yana.
"bitirmeyişin senin büyüklüğündür, hiç başlamayışınsa kaderin;
şarkın yıldızlı gökkubbe gibi baş döndürücü,
başla son hep aynı, ortanın getirdiği ise besbelli sonda geri kalan ve başta var olandır."
ey imparator
yaşamlarına sana
yalnızca sana sunsunlar diye
zorlayabilirsin insanları
kibrindendir!
bağışlarız bunu
ama ruhlarını da bağlamak istersen eğer
intikam çığlıkları elbet ulaşır tanrıya.....
dizelerinin sahibi. Genç Werther'in acıları ile hayranı olduğum büyük şahsiyet.
faust adlı kitabını 40 yılda yazdığına inanamadığım düşünür. evet kitap iyiydi ancak "bir düşünürün 40 yılda yazdığı bir kitap" diye düşündüğümde çok daha farklı,çok daha doyurucu bir kitap beklerdim. *
o umut : gittikçe daha akıllı olma, kendimizi dış şeylerden, hatta kendimizden, gittikçe bağımsız kılma umudundan, vazgeçemiyorduk.. özgürlük sözcüğü kulağa öylesine güzel geliyordu ki, gözden çıkarılmazdı, tam da bir yanılgıyı niteliyor olsaydı bile..
Bakmadan kara, yağmura, göğüs vererek rüzgâra,
Kayalar içinde ıslak,
Sisleri aşıp koşarak,
Sevmek, bıkmamak sevgiden!
Dinlenmeden, ara vermeden!
Goethe
Büyük sanatçı. Genç yaşlarında islam ile ilgilenmiş. islam dinini ve islam peygamberini övücü şiirleri vardır. o müslüman mıydı değil miydi bilemiyorum. Ama daha sonraları zerdüştlüğü övücü şiirleri de var. Hatta hayatının sonlarına doğru hint kültürüne meyil vermiş.
aslında bütün bunlarda en dikkat çekici öğe, bir insan nasıl oluyorda hayatı boyunca hem islama, hem zerdüştlüğe veya başka bir inanca övücü şiirler yazabiliyor. insanın aklına acaba büyük sanatçı dinden soyutlanmalı mıdır sorusunu getiriyor? işte büyük sanatçı budur; başka bedenlerde kendine yer bulabilen, başka inançların denizinde yüzebilen... Ve insana vaybe adam bizdenmiş dedirten. Şimdi merak ediyorum acaba Necip Fazıl büyük sanatçı mıydı?
Evet! o, türk siyasetinin şekillenmesinde çok etkili biriydi.
Evet! o, şimdilerde birçok insan tarafından küfür yiyen Tayyip gibilerin hocasıydı, örnek aldığıydı.
Evet! o, nurculuğun gelişimine katkı yapan bir insandı.
Evet! o, büyük bir fikir insanıydı. Peki sanatçı mıydı? Farklı insanların iklimlerinde yaşayabilen biri miydi?
merak edilen çok özel bir "an"dır ölüm
herkesin yalnız bir defa tadacağı
gereksiz yere çok da meraklandığı
dehşetinden korktuğu,
hiç istemediği o son an.
işte o "son an"ında "ışık, daha çok ışık" diyerek yüzyıllar boyunca efsaneleşmiş en güzel "son an"ın sahibi.