alman edebiyati'nin mihenk tasidir. 18. yuzyilin en onemli edebiyatcilarindan birisidir. edebi birikimi altili kuponundan ibaret kisiler tarafindan adinin turk dilinde cagristirdigi kelimeye binaen sig espriler yapilir.
zengin bir ailenin cocugudur, cok iyi bir egitim gormus, resim, muzik, edebiyat gibi alanlarda uzun sure dersler almistir. dogayi, gezmeyi, gormeyi cok seven bir insandir. bu eserlerine (roman, siir, resim) de yansimistir. onun icin "gormek icin dunyaya gelmis" denir. bir cok kez asik olmus, hepsinde de delicesine asik olmustur, bu asklari onun edebi cizgisine de yon vermistir. lotte'ye duydugu platonik askinin acisini dindirmek icin yazdigi die leiden des jungen werthers kitabi toplu intiharlara yol acmistir o donemde. yasami boyunca agir hastaliklar gecirmistir, bu yuzden ruh olarak ta kirilgan, duygusal bir yapiya sahiptir.
siir, seyahatname, roman, hikaye, tiyatro alaninda verdigi eserleri mukemmel bir aynadir. gerek dogayi gerekse donemini mukemmel bir sekilde yansitir.
ahmet altan bir denemesinde goethe'nin mektuplarından bahseder.burada goethe'nin aşık olduğu bir kadına sarfettiği sözcük vardır.
"biz birbirimizin hiç bişeyi olmak için yola çıktık ama herşeyi olduk oysa herkes birbirlerinin herşeyi olmak için yola çıkarlar ve sonuçta hiç bişeyi olurlar."
"sanatta hiçbir zaman kusursuz yoktur, en iyi sayılabilecek bir yapıt ancak 'oldukça iyidir'" sözleriyle sanat anlayışını belirten Geothe, sadece almanya'nın değil, bütün avrupa'nın en önemli dehalarından biridir. Yaşamı boyunca şiirden romana,felsefeden bilime kadar farklı alanlarda sayısı yüzlerle ifade edilen yapıta imza atmıştır.
goethe, alman edebiyatının büyük simalarından biridir. salt edebiyat için mi geçerli? genel manada ve bir çok bilimsel alanda yaptıkları ve ettikleriyle büyük bir insandır. edebiyatın bir çok dalında eser vermiştir en başta şiir ve roman olmak üzere. bununla birlikte, evrensel bir insan olarak nitelendirilebillir hatta kürselleşme fikrinin temelleri bile goethe'ye bağlanmaktadır.
daha doğrusu goethe'nin anlatmaya çalıştığı birbirimizi sevmesek bile bir arada yaşamamız gerektiğini daha doğrusu birbirimize katlanmamız gerektiğini belirtmiştir. bu goethe'nin tolerans anlayışıdır. eserlerinin bazılarında da bir çok fikri karşıtıyla vermesi açısından da bakıldığında bu fikirler ve karşıt fikre yaşam hakkı verilmesi olgusu, goethe'nin fikir ve yaşamında açığa çıkmaktadır.
evrensel kişiliğinden hareketle weltliteratur[dünya edebiyatı] kavramı goethe'ye aittir. belki de hafız'ı, hayyam'ı o zamana kadar, goethe gibi kimse incelememişti. ve goethe'de bilindiği gibi bir oryantalist yapı sezilir. hatta islama hayranlığı da bilinen bir gerçek. doğu-batı divanı biraz bu duygulardan hareketle yazılmıştır. bazı eserlerinde de masallardan ve kutsal kitaplardan, mitolojilerden atlayıp gelmiş kahramanlar göze çarpar[özellikle faust].
ilginç bir nokta da şudur. goethe bilindiği gibi fransız devrimi'ni coşkuyla karşılamamıştır. bunun nedenlerini de esasında bilimsel incelemelerinde bulmak mümkün. goethe toplumsal değişimlerin bir devrimle olmasını kabullenmiyordu, düşündüğü ya da olması gerekn olarak düşündüğü;yavaş yavaş evrimle şekillenmesiydi. goethe'nin bu özelliği daha doğrusu genel itibariyle bu özellikleri sonraki dönemlerde alman edebiyatının ayrı akımlara ayrılmasına neden olacaktır.
Faust ve Genç Werther'in Acıları okunmalıdır. Aslında tüm eserleri okunmalıdır. Almanların en büyük edebiyatçısı şüphesiz.
islam ile ilgilenmiştir ayrıca anne tarafından osmanlı soyundandır kendisi.
Neden sana acı çektiriyorum, sevgilim?
- Neden hep, ya sana acı çektirmek, yada kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler. Biz birbirimizin hiçbirşeyi olmayacaktık; ama herşey olduk. Seninle böyle düpedüz konuşuyorum, çünkü sen her bakımdan anlarsın. Şu var ki ben, herşeyi olduğu gibi görüyor ve bunun için de çIğrımdan çıkıyorum. iyi uyu meleğim ve uyan! Seni artık görmeyeceğim yalnız biliyorsun ya ben kalbimi ah , hepsi saçma, ne soylesem hepsi boş. Yıldızları nasıl seyrediyorsam bundan böyle sana da öyle bakacağım demek! Hele, bir düşün bunu...
"Yaşamaya zaman ayırın, zira zaman, bunun için yaratılmıştır.
Çalışmaya zaman ayırın, çünkü başarının bedeli budur.
Düşünmeye zaman ayırın, çünkü güçlü olmanın kaynağı budur.
Çevrenize nazik davranmaya çalışın, çünkü mutluluğa giden yol budur.
Etrafınıza bakmaya zaman ayırın, çünkü günler, bencilliğimize yetmeyecek kadar kısadır.
Gülmeye zaman ayırın, çünkü ruhumuzun müziği budur.
Çocuklarınızla oynamaya zaman ayırın, çünkü zevklerin en büyüğüdür.
Terbiyeli olmaya zaman ayırın, çünkü insan olabilmenin sembolü budur."
eskiyi de, yeniyi de en can alacak yerlerinden görüp gösteren bu eşsiz adam, klasik tragedyada egemen olan ödev ile istek arasındaki çatışmaya karşılık modern dramda istek ile istenç arasındaki, "yapmak isteyip de yapamamak" çatışmasının işlendiğini ileri sürer. başka bir deyişle, eski zamanlarda egemen olan zorunluluk yeni zamanlarda yerini özgürlüğe bırakmıştır. artık birey kendi duygu ve düşüncelerine uygun olan kararı verir, bu kararı uygulamaya bakar. başarır ya da başarmaz, o başka sorun. başaramazsa ortaya dram dediğimiz durum çıkar. artık "ödev-istek" çatışmasının yerini, istek-yapma gücü, gerçekleştirme çatışması almıştır. böylece insanlık trajik bir çağdan dramatik (buna romantik de diyebiliriz) bir çağa geçmiş olur. bu yeni çağın temsilcisi olarak da ingiliz şair william shakespeare'i görür goethe, onu örnek gösterir. şu çok derin buluşunu ortaya atar: william shakespeare, insanlardaki istekleri, dışardan onlara zorlanmış gibi gösterme yolunu tutmuştur oyunlarında... sözgelişi macbeth, sanki falcıların, büyücülerin telkinlerine uyarak kral olma hevesine kapılmıştır. oysa bal gibi bu tutkuya kaptırmıştır kendini. başka bir deyişle shakespeare, buradaki dramı, tragedya kılığına sokmaktadır.
genç werther'in acıları kitabıyla kendisiyle tanıştığım ünlü yazar. yazılarını yazdığı ev müzeye dönüştürülmüş ve masasındaki mürekkep izleri dahi korunmuştur, çok sayıda turist bu müzeyi ziyaret edermiş, bizim ülkemizde ise bırakın yazı yazdıkları evlerin müzeye dönüştürülmesini, yaşadıkları, yazdıkları evler birer birer yıkılmaktadır, edebiyat dünyası her seferinde goethe'nin müzesini hatırlatır ama sonuç değişmez. einstein ile goethe'dir hayranlık duyduğum iki alman.
yaşamının son dönemlerinde iyice depresyona kapılmış ve hayatın anlamını sorgulamış alman yazar. son sözleri, ' ışık, biraz daha ışık ' olmuştur.
buna rağmen, faust ve genç wertherin acıları gibi eserleri çağını adeta sallamıştır. goethe, hem usta bir edebiyatçıydı hem de derin ve etkili bir hayalgücüne sahipti.
ibrahim canbolat'ın feci bir şekilde hayranlık duyduğu ve aynı zamanda k dergisi'nin kapak üstü sloganı olan ''insan kendini yalnızca insanda tanır'' cümlesinin sahibi Alman filozof, yazar ve şairdir.