galatasaray'ın takım savunmasının en önemli parçası. markaj altında olduğu büyük maçlarda gücünü ve enerjisini o kadar yerinde kullanıyor ki, hem takım savunmasını başlatıyor, hem top çalıyor, hem pas dağıtıyor, hem gol atıyor, hem hava topu alıyor. mükemmel bir futbolcu kesinlikle.
in flames ve metallica dinliyor olması da ona olan sevgimi 28 kat artırmaktadır.
takım taraftarları quaresma, lincoln gibi yetenekli ama disiplinsiz takımı önemsemeyen, huzuru bozan, bir verip takımdan beş alan futbolcular yerine johan elmander gibi canını dişine takan, efendi ve takıma yararlı futbolcuları desteklemelidir.
guti dediler quaresma dediler adamlar dünyanın parasını alıp takımlarının içine sıçtılar.
abdürrahim albayrak her maçtan sonra fatih terim için "Allah fatih hocamızı başımızdan eksik etmesin." diyor. bende aynı cümleyi bu kuzey insanı için söylüyorum. hep bizle kal viking.*
şimdiye kadar aldığı formalara ya kendi ismini/nickini yazdırmış, ya da hiç bir şey yazdırmadan giymiş bir insan olan beni, 9 numara elmander forması alma konusunda feci halde ikna etmiş futbolcu.
10 mart 2012 galatasaray gençlerbirliği maçında taraftara kızma sebebimdir aynı zamanda. şöyle ki;
johan elmander'in sakatlık geçirdiği pozisyonda(ki sakatlığın sebebi maç başına 5765675674765467 kilometre koşması, takımı için kendini paralaması) milan baros kenarda görüldüğü anda tüm stadın baros diye inlemesi sinir bozucudur.
milan baros candır, kendisini sevmeyen galatasaraylı azdır. ancak her maç sahada olup kıçını yırtan bir adamın sakatlığında, sezonun yarısını cezalı ya da sakat geçiren bir adama tezahürat yapmak tıp dilinde ''cassio lincoln sendromu'' diye adlandırılır.
önce elmander'in hakkını ver, alkışla, sonra yırt kıçını baroş için.
neyse;
yine sakatlandığı pozisyonda oyuna girmeye hazırlanan servet çetin'in tekrar pijamasını giyip kulübeye oturmasını sağladığı için sevgim bin kat daha artmıştır bu vikinge.
olum, sakatlanırken bile işe yarıyorsun len metalci çocuk. gel alsancak uğrak bara, 2 tane biran benden.
bir kaleci olmadı onu da yakın zamanda beklediğimiz türk ligi standartlarının üstünde golcü.
10 mart 2012 gençlerbirliği maçında emre çolak ın saçma sapan pasında ayağına almadığı toptayım ben hala. o an sinirden.. neyse.
bu adam gol atınca ayrı bir keyif veriyor. hele golden sonra ellerini açarak koştuğu sevinci izlemek...