son sürat koşarken abs donanımı sayesinde 'zınk' diye olduğu yerde durup markajcısını kale arkası tribünlere taraftar yapabilen insan üstü yaratık. bu inanılmaz yeteneği onda kalıcı bir kalp rahatsızlığını hatıra olarak bırakmıştır.
''100 metre koşucuları neden yarış bittikten sonra mal gibi yavaştan koşmaya devam eder'' tarzı sorularımın da cevabı olan insandır.
bildiğin spoiler: batı almanya ile hollanda nın kapıştığı bir maçta cruyff soldan kaptırmış giderken, o tarihin en hızlı sağ beki berti vogts'a korkunç bir fark atmış; vogts can havliyle sarı faremin uzun saçlarına yapışmıştır. her normal insanın kendini yere atıp rakibine kırmızı gösterilmesini bekleyeceği bu pozisyonda cruyff ne yapmıştır zahir? dirseğini vogts'un suratında patlatıp bok çuvalı gibi yerde bıraktıktan sonra kendisine cinayete teşebbüs şeklinde dalan 2 almanı kılına bile dokundurtmadan çalımlayıp belini kırmış, kaleciyede bir şut fake i atıp topu sağ köşeye takmış; kendisine diklenen batı alman yedek kulübesinden bir heyecanlı arkadaşa tokatı patlatmış, hakem kırmızıyı göstermeden sahayı terketmiştir.
1947 yılında doğdu..'Sarı Fare' lakabıyla ün yapan Hollanda'lı sporcu futbola Ajax'ta başladı..Bu takımda 6 lig, 2 kupa ve 3 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu yaşadı..1973'te Bercelona'ya, 1978'de Los Angeles Aztecs'e transfer olduktan sonra ülkesine döndü..2 kez Avrupa'da "yılın futbolcusu" seçildi (1973-74)..1974 Dünya Kupası'nda takımının kaptanlığını yaptı..51 kez milli olan Cruff , futbolu bıraktıktan sonra teknik adam olarak Barcelona'da görev aldı..
barcelona kendisi olmadan önce değil real madrid,atletico madrid seviyesinde bile değilken,kendisinin üstün çabaları sayesinde(futbolculuk ve teknik direktörlüğüyle) dünyanın en çok saygı duyulan kulübü oldu.sadece bu yönüyle bile saygıyı hak ediyor.keşke hollandanın bir dünya kupası aldığını görebilseydi.mekanın cennet olsun güzel insan.