joe d. ball 7 ocak 1896′de doğdu. çocukluğu boyunca kendi başına takılır ve diğer çocuklara pek katılmazdı. daha çok etrafı keşfetmek ve balık tutmaktan hoşlanırdı. ergenliğe ulaşınca ilgisi silahlara kaydı. onları seviyor ve günün çoğunu onlarla alıştırma yaparak ve becerilerini geliştirerek geçiriyordu.
6 nisan 1917′de abd almanya’ya savaş açtı ve birinci dünya savaşına katıldı. kısa süre sonra joe’da silah altına alınıp avrupa’ya yollandı. terhis olduktan sonra içki kaçakçılığına başladı.
içki yasağı bittiğinde joe’nun da kaçakçılık günleri sona erdi. ama likör ve bira işleri konusunda bayağı bilgi edindiği için bir taverna açmaya karar verdi. şehir dışında küçük bir arazi aldı ve oraya adını sociable'ın koyduğu ufak bir yer açtı. arkada iki yatak odası vardı, önde bir bar, piyano çalan bir adam ve gelenlerin oturabileceği masalarla dolu büyük bir salon.
işler iyi gitmesine rağmen, müşterileri çekmek için sıradışı bir yöntem olarak arka bahçede timsah beslemek aklına geldi. barın arkasında bir çukur vardı, önce içine beton kaplattı sonra da suyla doldurdu. etrafını 3 metre yüksek bir çitle kapladı ve içine 1 büyük 4 tane de küçük timsah yerleştirdi. joe’nun fikri büyük bir başarıydı ve onları görmek için sürülerce insan geldi.
timsahların dışında erkek müşterileri çekme sebebi garson ve barmaid olarak sadece köyün güzel ve genç kızlarını işe alınmasıydı.joe bunlardan bikaçına aşık olmuştu.kızlar da ona tabii..
yardımcıları teker teker ortadan kaybolsa da işler yolundaydı..defalarca kaybolan kızların ailesi tarafında polise ifade verdi ama kesin delilleri olmadıgı için polisler de her seferinde onu serbest bıraktı.
23 eylül 1938′de joe’nun şansı tükenmeye başladı. yaşlı bir komşusu polise gelip onu bir insan cesedinden et kesip, timsahlara verirken gördügünü söyledi. polisler daha yola çıkamadan bir meksikalı gelip, joe’nun onun kız kardeşinin ahırının arkasına kötü kokan bir varil bıraktiğini söyledi. ''sanki içinde ölü birşey varmış gibi kokuyordu.'' dedi. ertesi sabah memur john gray ve john klevenhagen ahıra araştırmaya gittiler, ama varil gitmişti.
joe burda polislere silaha saldırda bulundu.ülkenin heryerinden gelen memurlar joe’nun barının her noktasını araştirdi. timsah havuzunun etrafında bulunan etlerden ve kan ve saç bulaşmış bir balta bulduktan sonra, onun kurbanlarını öldürüp timsahlara yedirdiğini düşünmeye başladılar.
olay mahalini güvenlik altına aldıktan sonra wheeler san antonio’ya sorgulanmaya götürüldü. kayıp kişiler hakkında hiçbirşey bilmediği konusunda ısrarlıydı, ama günler geçtikçe bu konuda yalan söylediğini itiraf etti.
sevgililerinden biri olan wheeler bolca içtiği uzun bir geceden sonra, ball’ın ondan birkaç battaniye ve alkol bulmasını istediğini söyledi. sonra ikisi arabayı alıp, joe’nun kız kardeşinin ahırından 200 litrelik bir varil alarak nehire gitmişler. wheeler ondan silah zoruyla bir çukur kazmasını istedi ve sonra varili açtı, içinde hazel brown’un cesedi vardı. aslında ona yardım etmek istemiyordu ama sarhoş haliyle joe uzuvları kesemiyordu ve wheeler’dan onları tutmasını istiyordu. iğrenç kokudan içleri bulanınca ara verip daha fazla bira içiyorlardı. parçalama kısmı bitince gömüp kafasını da ateşe atmışlar.
araştırmacılar joe’nun sevgililerinden dolores’i kaliforniya’da buldu. ölü olmaktan çok uzaktı ve gerçekten de orayı yeni bir hayata başlamak için terketmişti. iki hafta sonra phoenix, arizona’da kayıp kadınlardan biri daha bulundu. sonradan havuzun etrafında bulunan etlerin insan eti olmadiği ortaya çıktı.
aslında kimse tam olarak joe ball’ın kaç kişi öldürdüğünü bilmiyor, ve herhangi birinin timsahlara yem olup olmadığını, ama onun adı ve çektiği ilgi bügüne kadar geldi. elmendorf kasabı veya güney texas’in mavisakalı gibi isimlerle de anılan timsahlı adamın efsanesi daha çok kuşaklara anlatılacak gibim.. *
bazıları için bir efsane, bazıları için 20' den fazla kadını öldürmüş gerçek bir seri katildi. tobe hooper' in eaten alive filmi kendisinden esinlenilmiştir. *