Sıradışı zekasıyla otoriteye, insan doğasına karşı olan her türlü güce savaş açmış ünlü rock müzisyeni. Morisson'u ne zaman dinlesem ya da konser kaydını izlesem bu adam yaşlansaydı ne olurdu diye düşünürüm. Altmışlı yaşlarının sonunda bir Jim morrison olarak görseydik nasıl bir izlenim bırakırdı. Sonra hep düşüncemden dönerim. Çünkü bu mümkün olamazdı. O yaşlanamazdı ve yaşlanmadı. Yaşamadığımız dönem hep büyülü bir geçmiştir bizim için. Morrison da o büyülü geçmişin içinde bugünün gençlerine yüzünü göstermemiş bir rock ilahı oldu. Belki de onu efsane haline getiren de bu oldu. Böyle olması gerekiyordu. Doors'un diğer üyeleri bugün hayatta. Ama onlar ne kadar iyi müzisyen olurlarsa olsunlar bir dönem morrison'un etrafında toplanmış bir büyük maceranın aktörleri gibiler hepsi bu.
Burada William blake'in ünlü sözünü hatırlarsak: "Eğer algı kapıları temizlenseydi her şey insana olduğu gibi görünürdü: sonsuz." morrison'un açmak istediği kapı bugünden baktığımızda daha iyi anlaşılıyor. Rahat uyu dev adam. **
muhteşem ses, kötü ölüm insanı.
hayatını daha iyi öğrenebilmek için 1991 yapımı the doors filmini izleyebilirsiniz.
not: val kilmer cuk oturmuş jim morrison karakterine. ikizi olsa ancak bu kadar benzeyebilir.
kadınlarla olan ilişkileri ian curtis'inkiyle benzerlikler taşımıştır. tıpkı onun gibi, genç yaşta hoş, masum bir kıza gönlünü vermiş ve onu çok sevmiştir. fakat şöhret basamaklarını koşarca tırmandıktan sonra karıya kıza çok dadanmıştır. bu sırada kalbinin asıl sahibi hep pam olarak kalmıştır fakat kıza çektirdiklerinin biri bin para. ian curtis'le bu konuda benzeşmekle kalmayıp aynı zamanda gazeteci hatunlara tutulma konusunda da büyük benzerlikler gösterirler. sonları da pek farklı olmadı zaten. aralarındaki tek fark belki de curtis'in sağlık durumunun onu intihara götüren yolda önemli bir paya sahip olmasıydı.
"en çok seven anne, baba, akrabalar hatta sevgili, suratlarında gülücükle cinayet işlerler. gerçekten olduğumuz asıl kişiyi tahrip etmemiz için zorlarlar. anlaşılması güç, absorbe edici iğrenç bir cinayet." demiştir.
27 yıla yirmi yedi ömür sığdırmıştır güzel ruhlu ozandır.
Efsane sözleriyle The Doors grubunu da yanında yükseklere çıkaran, daha sonraları topluma söyleyecek tek bir sözü kalmayarak hayatına son vermiş ilahi kişilik.
Bir uçak kazasında ölmeyi önemsemem. Güzel bir gidiş olurdu. Uykuma ya da yüksek dozdan ölmeyi istemiyorum.. onun nasıl olduğunu hissetmek istiyorum. Onu tatmak, duymak, koklamak istiyorum. ölüm bize sadece bir kez gelecek onu kaçırmak istemem.
bu sözünü 1969 yılında söylemiştir tam iki yıl sonra da ölümü ertelemek istememiş ve onu kaçırmamıştır.
ilham perisi olan pam ile gitmiştir ölüme, son sözcükleri orada mısın Pam olmuştur, bize ise ölümsüz parçalarını bırakmıştır. Bir çok hayranı da Doğu ülkelerinden birisinde yıllardır inzivaya çekilmiş olduğuna inanmak ister bende isterdim, inanmak isterdim hala yaşadığına inanmak isterdim ama ölümü öyle güzel anlatmıştır ki erkende olsa kabullenmek gerekir.
ilk şiirinin bir parçası ona olan bağımlılığımı arttırmıştır;
buraya kadar güzel dostum
buraya kadar eski dostum
buraya kadar ilgisiz dostum
buraya kadar tek dostum
buraya kadar
acı veriyor seni bırakmak
ama beni izlemeyeceksin artık
gülüşler ve tatlı yalanlar buraya kadar
ölmeye çalıştığımız geceler buraya kadar
buraya kadar...