radiohead'in in rainbows albümündeki en güzel şarkılardan biri. kolay kolay doyulamayacak cinsten.
just as you take my hand
just as you write my number down
just as the drinks arrive
just as they play your favourite song
as the magic disappears
no longer wound up like a spring
before you've had too much
come back and focus again
the walls abandon shape
you've got a cheshire cat grin
all blurring into one
this place is on a mission
before the night owl
before the animal noises
closed circuit cameras
before you're comatose
before you run away from me
before you're lost between the noise
the beat goes round and round
the beat goes round and round
i never really got there
i just pretended that i had
what's the point of instruments
words are a sawed off shotgun
come on and let it out
come on and let it out
come on and let it out
come on and let it out
before you run away from me
before you start unravelling
just as you take my mic
just as you dance, dance, dance
jigsaw falling into place
there is nothing to explain
regard each other as you pass
she looks back, you look back
not just once
not just twice
wish away the nightmare
wish away the nightmare
you've got a light you can feel it on your back
you've got a light you can feel it on your back
jigsaw falling into place
tek kelimeyle nefis bir radiohead parçası. böyle mükemmel bir albüme bir şarkı bir gıdım daha öne çıktıysa düşünmeden dinlemek lazım. öyle bir şey işte bu şarkı.
jigsaw falling into place başlığı altında bir nevi hayatın sorgulamasıdır.
yok hocu yok. inanamıyorum, aklım almıyor. bi powerturk'te kral tv'de falan cıkan videolardaki insanlara bakıyorum, bir bu şarkıya, bu adamlara. tanrı nasıl bu kadar adaletsiz olabilir ? veya insanoğlu bu iki şeyi nasıl aynı kategoriye sokabilecek kadar mal olabilir?
yok arkadaş. bana müziğin tanımını yapmayın. eğer bas gaza aşkım bas gaza'lara şarkı deniyorsa, müzik klasmanına giriyorsa, bu şey başka bir şey. ismail yk şarkıcıysa, "sanatçı"ysa, bu adamlar başka bir şey. ben insansam thom yorke başka bir şey.
hayatım boyunca en etkilendiğim üç beş parçadan biri. hatta en etkilendiğim parça... kafayı bulmuş ve mutluluk verici bir yolculuk yapıyormuşum gibi hissettiriyor; içine çekiyor... sanki bende birşeyleri açıklıyor bu şarkı.
eksponansiyel bir yükselişin habercisi, loop'da öldürülüp parçalanası, gözler kapalıyken saatlerce etrafında dönülesi, baykuşlarla beraber, meze eşliğinde oturulası bir mucize.
şarkının ismi bütün şarkının özetidir. şarkı ilerledikçe puzzle ın parçaları yavaş yavaş yerine yerleşir. bi şarkının nasıl oluştuğunu görürsünüz dolaylı yoldan, içine alır. şarkı başından sonuna kadar çok değişir aslında ama, davulun tekdüze ritmi yüzünden bunu farketmezsiniz. bu da müziğin sihri sanırım. neyse, basit olduğu kadar da karmaşık bi şarkı özetle. yaşattığı duygular da öyle.