yerini kartlı telefonlara bırakmış olan, umumi telekominikasyon aracı.
ilk okuldayken veli toplantısı için annemi çağırmam gerekiyordu. kara kara nasıl eve gideceğim şimdi diye düşünürken, cebime nasıl girdiğini bilmediğim telefon jetonlarını görüp, heyecanla okulun karşısındaki telefon kulübesine koştum. kulübeye vardığımda ise jeton elimde, kalakalmıştım. zira jeton atma kısmı yerinde, daha ince daha uzun bir aralık bulunuyordu. nüfus cüzdanımı o aralığa sokmaya çalıştıysamda, başarılı olamadım. kuzu kuzu eve kadar yürümek zorunda kaldım neticesinde. işte o gün bugündür, jetonlu telefon görememişimdir. hikâyem bu.
başlığı altına (bkz: başlık sıçmak) şeklinde entry giren siyah-beyaz yazıcı.
sanırım kendisi bu başlığı hayal gücü yüksek bir yazarın açtığı başlık olarak algılıyor.sivas katliamı sırasında dışarıda toplanan yobaz grubun ağzından çıkan bi slogan olduğunun farkında değil. eee jetonun hala düşmemesi dedikleri bu olsa gerek.
küçükken oynamaktan büyük bir haz duyduğum oyuncaktı benim için.sırf iki kurcuklamak için 5 sokak aşağı inmem gereksede ve ortalardan kaybolduğum için evde beni büyük bir azarın beklediğini bilsemde vazgeçemediğim düğmeli kutudur 'jetonlutelefon' .
izmir'de ki olanıksızlıklardan bahsederken hükümetin politikalarını acilen öğrenmesi gereken zat. zira hiç bir şey bilmiyor. sadece yazıyor. yazmakla olmuyor, okumak öğrenmek lazım. ayrıca bu kadar alenen yazdığına göre aşırı güveni var. insan bir araştırıp da yargısını dile getirir.
edit:böyle agresif bir entrye gayet doğal bir cevap vermiş ve mevzu bahis entrylerini makul bir hale getirmiş. ilgisi için teşekkür ederiz.
