--spoiler--
futbolculuk sonrasını kara günler içinde yaşamaktadır. 12 Ocak 2007 yılında beyninde meydana gelen kan pıhtısı nedeniyle, sağ tarafına felç gelen, dili tutmayan ve yürüyemeyen biri olmuştur. konuşamadığı için yazarak derdini anlatıyor ve ölümü beklediğini belirtiyor. Hastalığının ardından geçen yıl eşi Camilladan boşanan ve Canal Plustati yorumculuk işini de kaybeden Högh, daha bu yaşta dünyaya küstü. Aarhus Üniversitesi Hastanesinde görevli doktor Sören Paaske Johnsen, Böyle bir hastalık herkesin başına gelebilir. Jessin durumu ise biraz daha farklı. Kafasına darbe alan boksörler gibi o da hayatı boyunca sürekli kafa toplarına vurduğu için, beyni kan pıhtılaşması hastalığına daha hazır konuma gelmiş diye konuşuyor.
--spoiler--
zamanında kafa attığın top, şimdi senin sağlığını bozmuş. çocukken canlı izlediğim cL maçı olan Rapid Wien mücadelesindeki golünü hatırlarım:
Fenerbahcenin efsane futbolcularındandır. beşiktaş Maçında Gördüğü Kırmızı Kart Sonrası yönetimin gözünden düşmüş sezon sonu chelsea takımına transfer olmuş efsanedir. Fenerbahçe taraftarının en çok sevdiği yabancı futbolculardandır.
türkiye'ye gelerek 24 ekim 2010 fenerbahçe galatasaray maçı nı Fenerbahçe şükrü saracoğlu stadı tribünlerinden izleyecektir. bir eski dosta merhaba deme zamanı...
görev bilinci ve karakteriyle, türk stoperlerine örnek olması gereken, bir dönem fenerbahçe' de oynamış kaliteli yabancı. aslında cümlenin sonunda yabancı nitelemesini kullanmak yanlış olur, o bizden biri, hatta her maçta elini kolunu sallayıp yüzünü enteresan şekillere sokarak hakeme itiraz eden futbolcularımıza örnek olması gereken bir insan.
gheorghe muresan ve billy cristal' in oynadığı bir film vardı. bu filmde billy cristal kovulmak üzere olan bir yetenek avcısını canlandırıyordu. yolu romanya' ya düşen crystal, muresan' ı keşfediyor, birlikte bir sürü maceraya atılıyorlardı. sonunda dev yeteneğin ölüm haberi geliyordu. sebebi, kalbinin aşırı büyük olmasıydı.
högh' ün de kalbi öyle. yaptığı işe hem profesyonelce yaklaşan hem de içindeki amatör ruhu kaybetmeyen bir insan. umarım en kısa sürede sağlığına kavuşur. maçı başka yeriyle değil, kalbiyle izleyen her türk futbolseverin duası da onunla olacaktır.
antu.com dan geçen habere göre metin şen tarafından kendisiyle yapılan telefon görüşmesi sonrası sağlık durumunun gayet iyi olduğu hatta futbol oynayabilecek durumda olduğunu öğrendiğim fenerbahçe nin efsanevi futbolcularından biri.
bir beşiktaş maçında ilk 10 dk da ceza sahasında topa elle müdahale ederek penaltıya sebep vermesi ve kırmızı kart görmesi sonucu takımdan gönderilmiş emekli futbolcu.
kendisi çocukluk kahramanımdı uche ile birlikte.biz çocukken o ikisi varsa takımımız gol yemez diye düşünürdük.şimdi fenerbahçe nin büyüklüğünü gösterme zamanı.bu adamada sahip çıkmazsan nerde kaldı senin büyüklüğün ?
türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi defans oyuncularından biridir. yanılmıyorsam fenerbahçe'de kaptanlık dahi yapmıştır. bu nedenle fenerbahçe camiası kaptanlarına sahip çıkmalıdır.
högh acilen danimarka'nın dandik ikliminden ve sıkıcı muntazam kurallarından kurtarılıp bir türk vatandaşı gibi tedavi görmeli, çivi çiviyi söker tedavisi kendisine uygulanmalıdır.
Fenerbahçe'nin en seviyeli defans oyuncusuydu. Bu yüzden zaten herkes seviyor ve sevmeli de. Ne Bilica gibi penaltı noktaları ile oynar ne de Lugano gibi agresif tavırlar içinde çaktırmadan faul yapardı. Güzel adamdı, iyi adamdı. Ben bir Beşiktaşlıyım ama ben bile bu duruşa sahip futbolcuları özlüyorum. Elbette günümüzün çirkef futbolcuları fenerbahçe'nin tekelinde değil. Her takımın bu tip adamları var. Hatta bazen bu özellikleri nedeni ile transfer ediliyor. Ama bu oyunu sevenlerin özlediği bir adam jes Högh. Umarım bundan sonra kötü haberlerini almayız, umarım iyileşir. Taraftarı olsun, rakibi olsun herkesin saygı duyduğu bu isim için Fenerbahçe camiası ve Aziz Yıldırım'ın da bir şeyler yapmasını beklerim. Bu tip vefa göstermeler bu oyuna bakışı güzelleştirir. Geçmiş olsun diliyorum kendisine.
yaşadığı sürede defalarca kez kavga ettikleri Alpaslan Dikmen'e, saygıda kusur etmeyerek büyüklük gösteren Fenerbahçe taraftarının (ki doğrusu da bu zaten), aynı hassasiyeti çubuklu için ter akıtan ve bu takımın unutulmazları arasına girmiş olan Jes Högh için de göstermesini bekliyorum. Belki tedavisine bir katkısı olmayacak ama uzaklarda da olsa unutulmadığını göstermek, halen daha sevildiğini göstermek acılı ailesine bir küçük teselli olacaktır.
edit : adam turp gibiymiş, bizim medyaya inananda kabahat zaten, neyse bu vesile ile turp gibi olduğunu öğrendik en azından o da iyi.
paheyra hocanın sisteminde önemli bir yeri olan 4 numaralı adamdır. şampiyon olunan o yıl tüm takım elele tutuşup sahaya çıkardı. hey gidi günler. kendisini 15-16 kez canlı olarak izlemişliğim vardır. karakterli bir oyuncumuzdu.
uche ile beraber 1996 yılı şampiyonluğunda büyük katkısı olan danimarkalı. umarım sağlığına kavuşur. en önemli özelliği topu oyuna iyi sokması ve kornerlerde ön direkten yaptığı kafa vuruşları idi. brondby takımından birlikte gelmişti uche ile. daha sonra cüzi bir rakama da olsa fc chealsea takımına satılmıştı.
not: şampiyonluğu 1995 diye yazmıştım. 1995-1996 doğrusudur.
uche'siz högh, högh'süz uche olmazdı. gerçekten çok sağlam bir defans oyuncusuydu. en son felç geçirdiğini ve konuşma yetisi kaybettiğini okumuştum. son yıllarda beni en çok üzen haberlerden biriydi maalesef...
kirmizi kart gormesinden yaklasik 30 dakika sonra fenerbahce kalecisi murat sahin'de uche'nin ayagini kirmistir. uche - hogn efsanesi de boyle bitmistir.