zamanında kaleye giden bir şutu eliyle çelip penaltıya sebebiyet veren fenerbahçeli eski defans oyuncusu. pozisyon sonucunda kırmızı kart görmüştü, ayrıca penaltı da gol olmuştu. ***
1996 yılında Parreira ile şampiyonluğu yakalayan kadronun en önemli oyuncularından birisidir.
Brezilyalı antrenör, 1994'te dünya şampiyonu olan Brezilya milli takımına uygulattığı ön liberolu sistemi Fenerbahçe'de de yerleştirmiş, başarılı olmuş ve zor gol yiyen bir ekip yaratmıştır (Takım o sezon sadece 19 gol yemiştir). Danimarkalı oyuncu ise Uche ile birlikte bu zor gol yiyen ekibin savunmasındaki baklava diliminin temel direği olmuş, zaman zaman attığı kafa golleri ile de taraftarların gönlünde taht kurmuştur.
fenerbahceli taraftarlar bir dönem rakip takım ataklarında "tamam defansta uche ve hogh var bişey olmaz. zaten onları geçse rüştü var" demiştir. işte öyle bir adamdır hogh.
kirmizi kart gormesinden yaklasik 30 dakika sonra fenerbahce kalecisi murat sahin'de uche'nin ayagini kirmistir. uche - hogn efsanesi de boyle bitmistir.
uche'siz högh, högh'süz uche olmazdı. gerçekten çok sağlam bir defans oyuncusuydu. en son felç geçirdiğini ve konuşma yetisi kaybettiğini okumuştum. son yıllarda beni en çok üzen haberlerden biriydi maalesef...
uche ile beraber 1996 yılı şampiyonluğunda büyük katkısı olan danimarkalı. umarım sağlığına kavuşur. en önemli özelliği topu oyuna iyi sokması ve kornerlerde ön direkten yaptığı kafa vuruşları idi. brondby takımından birlikte gelmişti uche ile. daha sonra cüzi bir rakama da olsa fc chealsea takımına satılmıştı.
not: şampiyonluğu 1995 diye yazmıştım. 1995-1996 doğrusudur.
paheyra hocanın sisteminde önemli bir yeri olan 4 numaralı adamdır. şampiyon olunan o yıl tüm takım elele tutuşup sahaya çıkardı. hey gidi günler. kendisini 15-16 kez canlı olarak izlemişliğim vardır. karakterli bir oyuncumuzdu.
yaşadığı sürede defalarca kez kavga ettikleri Alpaslan Dikmen'e, saygıda kusur etmeyerek büyüklük gösteren Fenerbahçe taraftarının (ki doğrusu da bu zaten), aynı hassasiyeti çubuklu için ter akıtan ve bu takımın unutulmazları arasına girmiş olan Jes Högh için de göstermesini bekliyorum. Belki tedavisine bir katkısı olmayacak ama uzaklarda da olsa unutulmadığını göstermek, halen daha sevildiğini göstermek acılı ailesine bir küçük teselli olacaktır.
edit : adam turp gibiymiş, bizim medyaya inananda kabahat zaten, neyse bu vesile ile turp gibi olduğunu öğrendik en azından o da iyi.
Fenerbahçe'nin en seviyeli defans oyuncusuydu. Bu yüzden zaten herkes seviyor ve sevmeli de. Ne Bilica gibi penaltı noktaları ile oynar ne de Lugano gibi agresif tavırlar içinde çaktırmadan faul yapardı. Güzel adamdı, iyi adamdı. Ben bir Beşiktaşlıyım ama ben bile bu duruşa sahip futbolcuları özlüyorum. Elbette günümüzün çirkef futbolcuları fenerbahçe'nin tekelinde değil. Her takımın bu tip adamları var. Hatta bazen bu özellikleri nedeni ile transfer ediliyor. Ama bu oyunu sevenlerin özlediği bir adam jes Högh. Umarım bundan sonra kötü haberlerini almayız, umarım iyileşir. Taraftarı olsun, rakibi olsun herkesin saygı duyduğu bu isim için Fenerbahçe camiası ve Aziz Yıldırım'ın da bir şeyler yapmasını beklerim. Bu tip vefa göstermeler bu oyuna bakışı güzelleştirir. Geçmiş olsun diliyorum kendisine.
türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi defans oyuncularından biridir. yanılmıyorsam fenerbahçe'de kaptanlık dahi yapmıştır. bu nedenle fenerbahçe camiası kaptanlarına sahip çıkmalıdır.
högh acilen danimarka'nın dandik ikliminden ve sıkıcı muntazam kurallarından kurtarılıp bir türk vatandaşı gibi tedavi görmeli, çivi çiviyi söker tedavisi kendisine uygulanmalıdır.
kendisi çocukluk kahramanımdı uche ile birlikte.biz çocukken o ikisi varsa takımımız gol yemez diye düşünürdük.şimdi fenerbahçe nin büyüklüğünü gösterme zamanı.bu adamada sahip çıkmazsan nerde kaldı senin büyüklüğün ?
bir beşiktaş maçında ilk 10 dk da ceza sahasında topa elle müdahale ederek penaltıya sebep vermesi ve kırmızı kart görmesi sonucu takımdan gönderilmiş emekli futbolcu.