jerome david salinger

entry50 galeri2 video1
    25.
  1. hayatı anlatan, argo üstadı. Lise yıllarında beni en çok yakalayan kitapların yazarıdır.
    0 ...
  2. 24.
  3. (bkz: bittim buna) *çok heycan verici bir yazardır esasında . çavdar tarlasında çocuklar' ı okunsa çok iyi olur mesela.
    0 ...
  4. 23.
  5. bir yazar düşünün ki sadece bir roman yayınlasın ve o roman 65 milyon satsın ve ilk ve son romanı olsun; işte böyle bir adam. çoğu insan isteyeceği şey olan; daha fazla para, daha fazla şöhret umrunda bile olmamış; kendisi; şirin bir kasabada ormanlar içindeki evinde münzevi bir hayat yaşamıştır.
    1 ...
  6. 22.
  7. 21.
  8. bugün 91 yaşında anlamsızlığa veda etmiştir

    (bkz: çavdar tarlasında çocuklar)
    0 ...
  9. 20.
  10. öldüğü sanılan adam gerçektan ölmüş. kimsenin yapmaya cüret bile edemeyeceği şeyler yaptı. rip diyebiriz, bir şey diyemeyiz.
    0 ...
  11. 19.
  12. Cathcher in the rye romanı beni benden almamış yazar. Belki aradan geçen bunca yıl sonra tekrar bir okumalıyım.
    0 ...
  13. 18.
  14. sadece gönülçelen mi? madem öyle, bütün bir külliyat verilmeli.

    hani, "ölünce mi hatırladınız?" diyen olur belki de, unuttuğumuz mu vardı? kitaplarını elimizden bir gün düşürdük mü? sokakta daraldıkça bir kitabevine girip yazdıklarının tek sayfasına da olsa sığınmadık mı?

    (bkz: the catcher in the rye) * *
    (bkz: franny and zooey) *
    (bkz: raise high the roof beam carpenters)*
    (bkz: nine stories) *
    çok aristokrat ellerin var diyerek kız götürenlerden nefret eden herkes okumalı.
    2 ...
  15. 17.
  16. ölümünün pek de önemsenmediği, neden önemsemek gerektiğini merak etmeye meyilli sözlük ahalisinin de acilen (bkz: gönül çelen) isimli kitabı hatırlaması ya da okuması gerekir.
    0 ...
  17. 16.
  18. bugün aramızdan ayrılmış üstad, küçük çocuk.

    koca ve boktan dünyada onun yalnızlığını paylaşmamıza izin vermese de, bizimkini paylaştı ve 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.

    duygusallaşmak istemiyorum. yeterince canım sıkıldı zaten.

    ah, telefon numaranı bir bilseydim, ah bir bilseydim.

    sükunetle bekldiğin ölümün, yeni bir başlangıç olsun sana ahbap!
    2 ...
  19. 15.
  20. roman ve öykülerinde genellikle, üstün zekalı, duyarlı, dolayısıyla uyumsuz, tahammül etmekte zorlandıkları hayatla ve insanlarla ironi yoluyla başa çıkmaya çalışan manik-depresif kişilikleri anlatan, kendisi de kahramanları gibi üstün zekalı, çok yetenekli, çok kültürlü münzevi yazar. yazmasa ya da yayınlamasa da, bir yerlerde yaşadığını bilmek bile güzel.
    1 ...
  21. 14.
  22. gözlediğini kağıda müthiş bir şekilde aktarması ile ünlü yazar. betimlemeleri harikulade. yazılarının sonunda bir şey olmasını bekliyorsunuz; ama hiçbir şey olmuyor. bir ekşınla değil de, bir ya da iki cümleyle bitiyor. işte bu da baştan çıkaran bir olay.
    0 ...
  23. 13.
  24. fazla abartıldığını düşündüğüm yazar.

    özellikle de "dokuz öykü" büyük oranda çocuk gözlemlerine dayanmaktadır (hemen her öyküde gizli ana karakter bir çocuktur) ve öyküyü bunun etrafında döndürerek, sağa sola da bir iki "yetişkin" derdi gizleyip biraz da savaş serpiştirerek başarı kokartı takar göğsüne.

    ha tarz olarak yaratıcıdır denilebilir ama ağzımın suyunu akıtmadığı da bir gerçektir.
    1 ...
  25. 12.
  26. " muz balığı için güzel bir gün "ü okumamış olanlar ben öykü okudum demesinler.
    yky'den çıkan " dokuz öykü "nün ilk öyküsüdür. ilk okuduğumda gerçekten sarsılmıştım . 'vay anasını' dedirtecek güzellikte ve orjinallikte bir öyküdür.

    ayrıca yazarın yayınlanmamış bir kaç öyküsünü daha http://www.cemakas.com dan bulabilirsiniz. meraklısına..
    1 ...
  27. 11.
  28. aynı trevanian gibi, edebiyat dünyasında kült bir figür haline gelmiş amerikalı kısa öykü ve roman yazarı. yazdığı ilk dönem kısa öyküleri, 1974 yılından bu yana yayınlanmamaktadır.
    2 ...
  29. 10.
  30. 1951'de yayımlanan, yarattığı anti-kahraman Holden Caulfield'ın
    birkaç gününü anlatan 'Çavdar Tarlasında Çocuklar'(gönülçelen)*
    en iyi bilinen eseridir. 1965'te yayımlanan ''Hapworth 16, 1924''dan beri,
    bir şey yayımlamamakta, münzevi bir hayat sürmekte, 1974'ten beri
    röportaj vermemektedir. *

    ek: sobermag'ın 3.sayısının insan bölümünden 'didem'in yazısı:

    Gizemli yazarımız 1919'da New York'ta dünyaya geldi. Normal bir anne babanın çocuğuydu. Fakat onda sanki normal olmayan birşeyler vardı. Ne ironidir ki yüzyılın modern başyapıtı olarak kabul edilen eserin sahibi olacak bu adam ilkokulda okulun gelmiş geçmiş en başarısız öğrencilerinden biri olarak kabul edildi. Onun edebiyat dünyasıyla ilişkisi 41-49 yıllarında küçük dergilerde kısa hikayeler yazmasıyla başladı. Sonradan da bu hikayeleri bir kitap altında toplamayı reddetti. Yani Salinger'ı iyice tanımak için zorlu bir arşiv araştırması yapmak gerekli. 2.Dünya Savaşına katılan yazar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Sanki savaşla beraber insanların karanlık yüzünü görmüştü, hayata ve hayatın içindekilere güveni sarsılmıştı. Kızı Margaret da babasının ilginç yönlerini anlattığı Dream Catcher : A Memoir adlı kitabında nasıl savaştan sonra psikolojisinin bozulduğunu doğruluyor. Salinger'ı Salinger yapan eseri ise 1951'de ortaya çıktı.Catcher In The Rye ile yazar büyük bir başarı elde etti. Başta pek bir tepkiyle karşılanmıştı kitap, sansürlere uğramıştı, romanın başkahramanı Holden Caulfield'in argo konuşmalarıyla dönemin muhafazakar ailelerinden baya tepki gördü. Hatta ülkemizde de 60 lı yıllarda kitap bazı yasaklar yüzünden piyasaya sürümünde zorluklar yaşadı. Bazı hayranları tarafından kitabın kahramanı Salinger'ın kendisiyle özleştirilmekte. Çünkü Holden'da tıpkı kendisi gibi sahte dünyanın sahte insanlarına savaş açmıştı. Kitap sonradan otoriteler tarafından layık olduğu övgüye sahip oldu. Bu başarı ile yazarın hayran kitlesi de azımsanmayacak derecede büyüdü, öyle ki Salinger bu kitleyle arasına mesafe koymak istediğini fark etti. Artık ne bir fotoğraf çektiriyor, ne de gazetecilere bir röportaj veriyordu. Medya onu sadece bir kare için adım adım takip ederken, o kurtuluşu New York'tan taşınmakta buldu. Bu arada hayranlarının gönüllerini fethedecek diğer romanlarını da yazmayı ihmal etmedi . 9 Öykü , Franny ve Zooey gibi. Her ne kadar o hayranları için yazıyormuş gibi görünse de 'Yazmayı seviyorum, ama sadece kendim için.' demiş bir insan. New York'tan kaçıp kendini kafese kapatan bu adam son 40 yıldır hiç bir şey yayınlamıyor. Fakat ortalıkta dolaşan söylentilere göre aslında o sürekli yazmakta ve bunları biriktirmekte, hatta 'Ölse de okusak şunları' diyenler bile mevcut. Medya da onun herhangi bir delilik yapıp yazdıklarını yakmasından korkuyor olmalı ki artık rahat bırakmış Salinger'ı. Peki nedir bu adamı bu kadar ünlü, bu kadar önemli yapan şey? Cevap basit. Adeta okuyucusuyla konuşurmuş gibi yazıyor. Karmaşık durumları olayları bir iki kelimeyle kesin net bir şekilde anlatıyor. O kadar sade, samimi ve içten ki o anlatırken sizin içinizde de bir anda 'yazmalıyım' düşüncesi doğuyor. Onun bir bakışta anlaşılmayan karakterlerini okurken siz de kendi içinizden bir şey buluyorsunuz onlarda.
    2 ...
  31. 9.
  32. en sevdiğim yazarlardan birisi olup hikayelerini romanından * çok daha başarılı bulduğum şahsına münhasır kişilik. muhteşem bir çizgi tutturmuş, insan psikolojisini çok iyi çözebilmiş, karakter yaratmakta usta, kendi hayatından parçaları hayal gücüyle birleştirip, olay örgüsü içerisinde dadından yinmez bir üslup ile okuyucuya kusursuz olarak sunabilen bir edebiyatçı.

    en popüler hikayesi a perfect day for bananafishdir. seymour glass'ın 2. dünya savaşından dönmesi akabinde eşi ile çıktığı tatili anlatan hikaye sembollerden örülmüştür ve sıradan bir okuyucuya * ilk okunuşunda bazı sezinlemeler dışında kendini açmayan hikayelerdendir.

    Teknede ve teddy okurken kendimden geçtiğim tavan hikayeleri olan yazar, kendini budist keşişliğine fazlasıyla adadığından mıdır nedir, bizi yeni yazılarından ve yayınlamadığı mevcut yazılarını okumaktan mahrum bırakan bir inzivaya çekilmiştir.
    0 ...
  33. 8.
  34. halihazirda bircok kitabinin oldugu fakat yayinlamaya yanasmadigi rivayet edilen,gönlümün sultanı yazar. okurken gözümün önüne umut sarıkaya çemçük ağizli karakteri gelir. bu yüzden ayrica severim,eglenirim
    0 ...
  35. 7.
  36. türkçede bulunan kitapları:
    Yükseltin Tavan Kirişini Ustalar ve Seymour Bir Giriş
    Franny ve Zooey
    Dokuz Öykü
    Çavdar Tarlasında Çocuklar
    Titrek Bacanak Beş Öykü
    0 ...
  37. 6.
  38. hayatı adeta bir sırdır. kızı margaret "dream catcher" adında bir kitap yazarak babasının özel hayatını deşifre etmiştir. fotoğrafının çekilmesinden bile hoşlanmayan salinger'in çok sinirlendiğinden eminim.
    1 ...
  39. 5.
  40. 'dokuz oyku' adli kitabin da yazaridir ayni zamanda.
    oykulerinin sonlarini garip bir $ekilde bagladigi kesindir.
    aslinda tum o oykulerden yola cikarak rahatca romanlar yazabilir ama u$eniyor bana kalirsa.
    2 ...
  41. 4.
  42. "adem ve havvanın yediği elmanın içinde mantık varmış"
    2 ...
  43. 3.
  44. 1 Ocak 1919 New York'ta doğan, Amerikalı yazar. J. D. Salinger olarak tanınır.
    0 ...
  45. 2.
  46. dünyanın en sağlam akıl taşaklarına sahip yazarlarından biri. altmışlı yıllarda yazmayı bırakarak inzivaya çekilmiştir. röportaj sevmemesiyle de karizmayı cilalamıştır. tüm kitapları ilkokuldan itibaren doktora ve sonrasına kadar okutulması gereken ve kesinlikle vasati kırk çöp olmayan yazardır. holden caulfield karakterini pek çoğumuz hatırlayacaktır ki yazdığı tek roman olan ve her ne hikmetse dilimize 'gönülçelen' olarak çevrilmiş 'catcher in the rye'adlı kitabının müthiş antikahramanıdır. (bkz: ne demekse)bu bağlamda başlığı açan üst kat komşusunun densiz derken ne demek istediği pek anlaşılamamıştır ortada bir densizlik var gözükse de.
    7 ...
  47. 1.
  48. bir densiz adı . entel karıların aslında okumadıkları kitapların yazarı .
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük