we took a walk that night, but it wasn't the same
we had a fight on the promenade out in the rain
she said she loved me, but she had somewhere to go
she couldn't scream while i held i close
i swore i'd never let her go
tell me what you wanna know
oh come on, oh come on, oh come on
there ain't no motive for this crime
jenny was a friend of mine
so come on, oh come on, oh come on
i know my rights, i've been here all day and it's time
for me to go, so let me know if it's alright
i just can't take this, i swear i told you the truth
she couldn't scream while i held i close
i swore i'd never let her go
tell me what you wanna know
oh come on, oh come on, oh come on
and then you whisper in my ear
i know what you're doing here
so come on, oh come on, oh come on
there ain't no motive for this crime
jenny was a friend of mine
oh come on, oh come on, oh come on
arkadaşa aşık olmak temasını işleyen bir şarkıdır. türkçe karşılığı ingilizce anlamından uzak olsa da, basit bir çevirisi şöyledir;
o gece jenny ile yürüyüşe çıktık ama her zamankinden farklıydı
yağmur altında gezerken tartışmaya başladık
beni sevdiğini söyledi, gitmesi gereken bir yer vardı
onu tutup kendime çekerken sesini çıkarmadı
ona gitmesine asla izin vermeyeceğimi, onu hiç bırakmayacağımı söyledim
bana ne bilmek istediğini söyle
hadi, hadi, hadi
bu suçu tarif edecek bir duygu yok
jenny benim arkadaşımdı
hadi, hadi, hadi
yapabileceklerimi biliyorum, bu yüzden bütün gün buradaydım
ve şimdi benim gitme zamanım
bu yüzden her şeyin yolunda olup olmadığını söylemen lazım
ben bunu kaldıramıyorum, yemin ederim ki gerçek bu
onu tutup kendime çekerken sesini çıkarmadı
ona gitmesine asla izin vermeyeceğimi, onu hiç bırakmayacağımı söyledim
bana ne bilmek istediğini söyle
hadi, hadi, hadi
sonra kulağıma fısılda
burada ne yaptığını biliyorum
hadi, hadi, hadi
bu suçu anlatacak bir güdü yok
jenny ve ben arkadaştık
hadi, hadi, hadi
potansiyel yabancı şarkı ismi diyecektim ki öyleymiş zaten. hayır anlamıyorum bunlar nasıl söz yazıyor. bizim türklerde niye böyle bir olay yok. mesela bünyamin çok kalender bir adamdı gibi ya da ne bileyim selin taş gibi kızdı gibi.