genellikle bim veya mahalle bakkallarında, ucuzluğun da verdiği rehavetle erekte olan tüketim damarlarımızın etkisiyle aldığımız üründür.
dandikliği sebebiyle sahip olduğu "kullan at" imajına istinaden anında tüketmek isteriz. lakin bünyede tokat etkisi yaratan ve sizi adeta kayadan excalibur çıkarıyormuşcasına ıkındıran jelatini buna engel teşkil eder. üretici firma bu yolla adeta kompleks bastırmaktadır. niteliksizliğinin kamuflajı gibidir.
siz açmaya uğraştıkça içindeki ürün iyice dağılır ve görsel açıdan da çekilmez bir hal alır. dişlerinizi denersiniz ancak tükmük, olayı daha da çekilmez bir boyuta taşır. halbuki jelatine harcadıkları bunca emeği ve masrafı içindekine harcasalar ya. ardından kesici bir alet yardımıyla ürüne ulaşıp, doyuma da ulaşırsınız.
ertesi gün yolda yürürken, yerde aynı ürünün çöpünü görürsünüz. inanılır gibi değildir. birileri o jelatini yürürken açabilmiştir. yok canım, pencereden atmışlardır ya da çakısı falan vardır. yok yok, olamaz.
- mnakym bi daha denicem lan!
ayrıca bu sefer iş şansa bırakılmaz, iki tane alınır. adeta pazarlama harikası.
jedit: tarafımca yapılan "jilatin" hatası "jelatin" olarak düzeltilmiştir. bir zamanlar "şarj" yerine "şarz" demişliğim de vardır hatta. allah' ta beni kahreder sanırım. şüphesiz ki o kahredendir.