napster zamanında keşfettiğim ve sadece 3 eserini dinlemeye nail olabildiğim, midi ve elektronik üzerine uzman olduğunu öğrendiğim müzik dehası. lisztronique isimli albümünün isminden anlaşılacağı üzere , klasik müzik üzerine aşmış coverler yapmaktadır. rahmaninov'un prelude op.3 no.2'sine (bkz: the bells of moscow) bach- toccata and fugue bwv 565'in girişini interlude olarak koyup akabinde synthesizer'e yüklendiğinde neden büyük bir isim olduğunu anlarsınız ve (ah napster) neden böyle isimlerin duyulmadığını, daha nicelerini dinlemekten mahrum kaldığımızı (bkz: hennie bekker) kendinize sorarsınız.
diğer 2 esere dönersek, lisztronique'den la campanella ve hungarian rhapsody no.2'yi dinlemek şansına eriştim. la campanella ksilofonla başlıyor, badinerie havasında devam ediyor, interlude ve sonrasında coşuyor; macar rapsodisinde synthesizerin etkisi fazlaca görülüyor ama yine de her 2 eser cover namına orijinalliklerinden birşey kaybetmiyor.
bulun dinleyin, ölümsüz eserlerin sonsuz çeşitlemeleriyle hazzın doyumsuzluğunu yaşayın.