hayatının sonlarına kadar fransa'da büyük itibara ve saygıya sahip bir rahipti. daha sonra rahipliği bırakıp kendisine daha çok zaman harcadı. bu zaman içinde 3 adet kitap yazarak bu 3 kitapta da bütün dinleri, felsefi görüşleri eleştirdiği söylenir. ölümünden sonra evini dolaşan başrahip evinde 2 tane kitap bulur ve onları bulduğu gün okur ve sonra yakar. fakat başrahip 1 kitabı görmemiştir.
1689'da etrepigny köyünde görevine başlamış olan papazdır. hristiyanlığa aykırı düşünceleri ve davranışlarından dolayı reims başpikoposunun öfkesini üzerine çekti ve düşüncelerini vasiyetname başlıklı bir yazıda topladı. le bon sens (sağduyu) kitabı en ünlü eseridir. bu eseri Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle, 1928 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları arasında Aklı Selim adıyla yayımlandı ve basımı istanbul'da, Devlet Matbaası'nda eski harflerle gerçekleştirildi. Genç Cumhuriyet'in Aydınlanma savaşlarından Dr. Abdullah Cevdetin bu çevirisi, 1929'da Latin harfleriyle yeniden yayımlandı. bu eserinden alıntılar:
''tanrı'ya inanmak, babalardan çocuklara görenekle geçerek yerleşmiş boş bir inançtır, geleneksel bir çocukluk alışkanlığıdır.
onur ve utanma duygusu kişilerin bencil çıkarcılıklarını gemlemek için dinden daha sağlam ve daha güçlü bir dizgindir. erdemli olmak için tanrı'ya inanmak değil, tam aksi inanmamak gereklidir. ''
+ Bu gizli hükümdarın son derece gizli olduğunu söylerler; oysa onun isteklerinden, emirlerinden şikayet etmeyen kimse yoktur.
+ Sonsuz hakim olduğu varsayılır; oysa yönetiminde her şey mantığa ve sağduyuya aykırıdır.
+ Adaleti övülür; oysa uyruklarının en iyileri genellikle en az yardım ve iyiliğe erişirler.
+ Her şeyi gördüğü, her yerde hazır ve nazır olduğu temin olunur; oysa bu hazır ve nazırlığın hiçbir şeye yararı olmaz.
+ Düzen ve doğruluk dostu olduğu söylenir; oysa ülkesinde herşey altüst olmuş, karışıklık içindedir.
+ Herşeyi o yapar; oysa olaylar, ender olarak tasarılarına uygun görülür. Her şeyi önceden görür; ancak hiçbirşeyin olmasına engel olamaz.
+ Kendisine yapılan saldırı ve tecavüze karşı sabır ve tahammülü yoktur; bununla birlikte herkesi kendisine tecavüz edebilmeye güçlü kılar.
+ Eserlerindeki bilimselliğe hayranlıkla bakılır; oysa çelişkilerle dolu eserleri kısa ömürlüdür.
+ Sürekli olarak yapmakla, bozmakla, işinden asla memnun kalmaksızın yaptığını onarmakla uğraşır.
+ Her girişiminde, kendi büyüklüğünden ve şanından başka bir amaç yoktur; oysa büyüklüğü ve şanıyla yüceltilmeye hiç ulaşmaz.
+ Yalnızca uyruğunun refahı için çalışır, uyruğu ise çoğunlukla zorunlu ihtiyaçlarından yoksundur.
+ Armağan ve iyiliklerine erişmiş gibi görünenler, genellikle hallerinden en az memnun olanlardır.
+ Bunların hemen tümü, büyüklüğüne hayran olmaktan ve olgun hikmetini yüceltmekten, iyiliğine tapmaktan, adaletinden korkmaktan, asla itaat etmedikleri emirlerine saygı duymaktan ayrılmadıkları hükümdarlarına karşı aralıksız isyan halinde bulunurlar.
Bu ülke dünyadır; bu hükümdar Allah'tır; vekilleri din adamlarıdır; uyruğu insanlardır.
--spoiler--
şuan elimde bulunan sağduyu - tanrısızlığın ilmihali kitabını yazmış kişidir.
atatürk'ün emriyle 1928 yılında türkçeye "aklı selim" olarak çevirttirilip yayımlanmıştır. içinde kendi el yazısıyla meslier'e arka çıktığı bariz din düşmanlığı içeren notları vardır.
voltaire'i oldukça etkilemiştir. hatta voltaire'in laikliğinde meslier'in payı büyüktür diyebiliriz.
ve halâ ülkemizde bu cumhuriyetin islam temeline göre şekillendiğini, atatürk'ün harika bir müslüman olduğunu düşünen komik insanlar vardır.