16. yy'da yaşamış fransız düşünür.. kraLın tanrısaL hakLarına katıLmıyor.. egemen sadece tanrının ve doğanın yasaLarına bağLı oLmakLa yükümLüdür.. monarşiyi destekLiyor.. ayrıca ; paranın miktar teorisini ilk biçimiyle formüle eden ekonomisttir..
fransız düsünce adamıdır. fransa'da protestanların katledildigi st.barthelemy katliamına sahit olmustur. düsüncenin ekseni, kiliseye karsı kralın mutlak iktidarını savunmaktır. egemenlik kavramını ilk defa eden ve onu sistemlestirerek bir teori haline getiren düsünür jean bodin'dir.egemenlik tektir, bölünmez ve devredilmez . yani bir ülkede sadece tek bir egemen olabilir ve egemen kudret bölünemeyecegi gibi baskasınada devredilemez.
devlet çeşitli ailelerin birleşmesinden meydana gelir der. ailenin kronolojik olarak devletten önce gelmesi iki sonuca yol açar.
*ailenin özel mülkiyetinin dokunulmazlığı
çünkü aile daha önce kurulduğundan özel hukuk da kamusal hukuka üstündür der.
*aile içi otoritenin devlet otoritesine örnek olması.
bodin'e göre devlet diğer bütün topluluklardan bir özelliği ile ayrılır o da egemenlikitr. egemenlik sürekli, mutlak ve bölünemezdir. hükümetlerden ayrıdır, zamanla değişmez. egemenlik başka bir iradeden emir almadan yasa yapıp kaldırmak iktidarıdır bodin'e göre. egemenliğin diğer ifadeleri ise savaş açmak, vergi koymak, barış yapma, memur atamaktır.
bodin'in tanımladığı egemenlik en çok monarşiye uyar. bodin'e göre egemenliğin en iyi temsilcisi kraldır.
ilahi hak üzerine kurulu ve yalnızca doğal hukuk ile sınırlanabilen mutlak yasama erkine sahip demokratik bir monarşi içinde kral ve parlamento arasında denge kuran ideal devlet kuramı ile tanınan Fransız siyaset felsefecisi.
Roma hukukundaki aile babasından yola çıkarak pater familiası prensin yerine koyup ailenin mini bir devlet olduğunu aynı şekilde prenslere de aile babasına gösterilen itaatin gösterilmesini savunan devletin temelini bu şekilde düzene koymayı ve temelde ahlak adalet dengesini kurup siyasal iktidarın gücünü dünyevileştirmenin yanında siyasal iktidarın doğal bir kurum olduğunu söyleyerek çelişkiye düşmüş Fransa'nın iç sorunlarına kendini adamış aynı zamanda kralın danışmanlığını yapmış rönesans filozofudur.
diğer mutlakiyetci düşünürler arasında en sevimlisi sayılabilir.
aileye yaptığı vurgu, mutlakiyet sayesinde kabiliyetli insanların yönetime gelmesi, yönetime yardımcı olabilmesinin daha kolay olacağı tesbiti önemlidir.