süper bir zaz şarkısıdır. sözleri de çok anlamlıdır.
sözleri özetle şu şekildedir, mahalle türkçesi'yle:
bana ritz'den bir suit versen neyleyeyim,
bana chanel'den mücevherler alsan neyleyeyim,
limuzin versen de neye yarar...
ben sadece aşkı arıyorum kanka...
güzel duyguları...
paran beni satın alamaz...
ben eli kalbinde olanı arıyorum. kalbini dinleyeni.
o zaman beraber,
benim özgürlüğümü keşfedelim,
tüm klişelerini unut,
gerçekliğiminle tanış,
ben yeri gelir elimle yemek yerim,
yeri gelir arka sokaktan giyinirim,
bu benim bilo, işine gelirse...
ben dolu bir ruhu,
aşkı ve sevinci istiyorum.
beni mutlu edecek senin paran değil.
yüreğimin üzerine uzanan
bir el ile ölmek istiyorum.
haydi beraber olup
özgürlüğümü ortaya çıkartalım.
sıyrıl bütün önyargılarından
hoşgeldin aslıma...
--spoiler--
benim gibi fransızcayı hiç hiç sevmeyen birine bile günde 5 kere dinletmeyi başarmış bir şarkıdır garip gelebilir ama şarkıyı fb tv de niang ın videosu sırasında çalarken keşfettim.
dinledikçe daha da sevilendir. sözlerinin anlamını okuduktan sonra daha da bağra basılasıdır. gerçek aşkın tarifini yapan bir şarkı bu. insan hem neşeyi hem hüznü aynı anda hissediyor.
ritz hotel de bana bir süit verseler istemiyorum
istediğim, chanelin mücevherleri de değil
bana bir limuzin verseler neye yarar?
kurmaylığı teklif etseler neye yarar?
neuchatelda bir köşk, bana göre değil
eyfeli sunsalar, neye yarar?
ben dolu dolu bir ruhu, aşkı ve sevinci istiyorum
beni mutlu edecek şey, senin paran değil
yüreğimin üzerine uzanan bir el ile ölmek istiyorum
haydı beraber olup özgürlüğümüzü ortaya çıkartalım.
sıyrıl bütün önyargılarından hoş geldin aslıma.
senin görgü anlayışından gına geldi, bunlar bana göre fazla uçuk
ben yemeği ellerimle yerim, ben böyleyim
ben yüksek sesle konuşurum ve açık sözlüyüm, kusura bakma
haydi bu riyakarlığa bir son verelim, ben bu işte yokum
kelime oyunlarından yoruldum
bak bana, sana kızgın bile değilim.
işte ben böyleyim.
ben dolu dolu bir ruhu, aşkı ve sevinci istiyorum
beni mutlu edecek şey, senin paran değil
yüreğimin üzerine uzanan bir el ile ölmek istiyorum
haydı beraber olup özgürlüğümüzü ortaya çıkartalım.
sıyrıl bütün önyargılarından hoş geldin aslıma.
türkçe çevirisi aşağı yukarı şu şekilde tarafımdan yapılmıştır:
Ritz'den kıyafet mi alacaksın? istemez.
Şu Chanel'den mücevherler? istemez.
Yoksa limuzin kiralamak..? ne yapayım onunla?
pappala papapala
Yardımcı tutacaksan eğer, bir şey yapamam onunla.
Neufchatel'de malikâne? hiç tarzım değil.
Eiffel (eyfel kulesinde) bir tur? hiç işime gelmiyor.
Aşk, eğlenmek ve samimi bir gülücük istiyorum ben,
inan, paran beni gülümsetemez.
Kalbimden, mutlu ölmek istiyorum ben,
Benimle özgürlüğümü keşfetmek isteyen kim.
Ağzından çıkacak klişeleri bir kenara bırak,
Ve gerçekliğime gel, (hoşgeldin) .
Resmiyetin bana fazla iyi !, (usandırıyorsun)
Ellerimle yemek yerim ben, işine gelirse.
Sesli ve içten konuşuyorum, kusuruma bakma..
iki yüzlülüğünüzden bıktım, yeter bence,
Sap konuşmalarınız ve, sizden de bıktım.
Sizin suçunuz değil ama..
pappala papapala,
Sorun bende -ve / veya- ben böyleyim işte!
not: la tour eiffel bütün çevirilerde bana eyfel kulesini al diye çevirilmiş*; tour iki anlamda kullanılır ilki gezi, seyahat, dolaşmak, gezmek-görmek. ikinci anlamı da nicellik açısından, fransızların pratik dil kafalarına göre evrilen, yine aynı kökenden kule, kuleye çıkmak seyretmek vs. idir.
ilkokulda fransızca eğitimi görüp az buçuk hatırladığınız kadarıyla yandan yemiş fransızcanızla "tınk" diye ilginizi çeken enfesler ötesi enfes parça enfesi. pappalappapapalap..
" suite - ritz,
des bijoux - chanel,
limousine,
personnel,
un manoir - neufchatel,
eiffel, "
sözleri ile dikkatinizi çekip hemen peşi sıra da " jönöğvöpaa, jöföröğkaa " gibi elinin tersiyle itişi duyabilmişseniz, ve bununvari bir düşünce tarzına sahipseniz bulunduğunuz koordinatlar içerisinde kahkahanızı patlatıp saatlerce etkisinden çıkamayabilirsiniz. akabinde sözlerini ve çevirisini himayeniz altına alıp, tapabilecek derecede bağlanabilirsiniz.
güçlü, asi, dalgacı ve dişlek(yok bu değil tolga abi), süpersonik eğlenceli ama içlenmelere de meyilli fazla duygu barındıran bir parça.
önce oturduğunuz yerde kafa sallamakla başlarsınız "ımm" tadında, sonra ayaklar girer devreye derken gövde fingirdemeye başlar ve hemen eller pıtık çalma arzusuyla eşlik eder parçaya.
son durum ise, ayağa kendizi göverip kollar mollar kendinden geçmiş, eller pıtıktan vazgeçmemiş, vücut tik tuk tik tuk ritm sayma şeysileri gibi(adını bilmiyorum) bi sağa bir sola, ayaklar tıkı tıkı yere vurup ağızınız 5 metre açık salak salak kahkaha atarken bulabiliyorsunuz.
yaklaşık saat 12'den beri bir fiil değiştirmeksizin dinliyorum, 75 etmiştir. 150 defa daha dinlesem şakır şakır söylerim gibime geliyor. hadi bakalım. sldkjfhk
şu fransızların net olmayan seslerini, dillerini ve yaşadıkları o iç karmaşıklık bohem hallerini seviyorum be hocam.
artık bir fiil bütüleşmekten vazgeçmeden dinlerim bunu. ilaç gibi parça.
klibi de süper. akustik söylemişler o da süper. kadın da süper. ağzıyla saksafon da çalıyor üstelik.
aslında daha çok şey yazmak isterdim lakin aklı çıldırmış gibi dif dif oynarken yazmak çok zor oluyor. sözlerinin muhteşem olduğunu söylemiştim değil mi? ilk defa bir parçayı böylesine herkes dinlesin istiyorum. *
o zaman ne duruyoruz değil mi; http://fizy.com/#s/1lxdil
--spoiler--
j'suis comme çaaa..
("jösökomsuaa" şeklinde spoylır vermek isterdim ama, böyle de oldu. pappalappappapalaap..)
--spoiler--