jazz

    1.
  1. jazz, argoda hızlandırmak, canlılık kazandırmak, diriltmek anlamına gelir ve cinsellikle bağlantılı olarak kullanılır. (bkz: caz)
    5 ...
  2. 6.
  3. ismet özel şiiri.

    bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
    belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
    nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
    etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
    bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
    izin kağıdım yanar konuşacak olursam
    bu senet bankalar kapanmadan
    ruhumun rengini kapatmayacak olursa
    ölür kuyuya düşen çocuk
    çocuğun mercan saati çatlar mutlaka

    koşup haber vermeliyim
    yetkili memura
    bahar geliyor, ilerliyor yeminler
    alnımı kapıp getirmeliyim
    denizi karşılamaya
    kırlangıcın kanadındaki kezzap
    leylakta sıkışan buhar için
    nabzımı bulmalıyım nerede bulacaksam
    nabzımı çünkü ben kasadan fiş alarak
    yağmuru, selvileri zor durumda bıraktım
    benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
    ben papatyaları şımartmadım diye oldu
    mata hari'ler casus, al capone'lar gangster

    inmem gerek gözbebeklerimin altına
    beynimin ortasına büzülmeliyim
    genşeyip kımıldayabilirim ondan sonra
    dum di dum
    duridum dubida
    kendi kalbimle kendi zamanım arasındaki sarkaç
    püskürtüyor beni dünyaya
    bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
    atlantik ve pasifik ve beş kıta
    koşmam gerek
    yetişmem gerek yazgıma
    tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
    esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
    niçin, niçin, niçin
    kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
    6 ...
  4. 35.
  5. ilk kez ABD'nin güney eyaletlerinde, 1900'lü yılların başında gelişmeye başlamış bir müzik türü.

    birçok alt türe ayrılır; (New Orleans, Swing, Kansas, Çingene cazı, bebop, cool, avangart, serbest caz, Latin caz, soul, füzyon, caz rock, smooth, caz funk, etno caz, asit caz).
    4 ...
  6. 18.
  7. art blakey:-along came betty
    -a night in tunisia
    -free for all
    -blues march
    billie holiday:-strange fruit
    -god bless the child
    -body and soul
    -fine and mellov
    charlie parker:-ko ko
    -just friends
    -bird gets the worm
    -confimation
    -moten swing
    charles mingur:-boogie stop shuffle
    -better git it in your soul
    dizzy gillespie:-a night in tunisa
    -manteça
    miles davis:-so what
    -all blues
    -blue in green
    louis armstrong:-west end blues
    -hello dolly
    -black and blue
    -dream a little of me
    -we have all the time in the world
    ella fitzgerald:-mack the knife
    -summertime
    -rock it for me
    -i cant give you anything blue love
    john coltrane:-naima
    -blue train
    -my favourite things
    duke ellington:-take the a train
    -mood indigo
    -sophisticated lady
    -lotus blossom
    -come sunday
    4 ...
  8. 33.
  9. dünyanın en güzel ritimler havuzu.
    4 ...
  10. 11.
  11. eskiden grçek jazz müzik çalan fakat daha sonradan bu kalitesini hızla düşürüp üçüncü sınıf bir bar haline gelen, ve de pavyon olma yolundaki hızlı düşüşünü koruyan, şimdilerde dede hayat kadınlarının gözde "iş" mekanı olan ve bursa\uludağı yolunda eski bir villadan bozma gece kulübünün adıdır.

    "jazz bar" bir dönem icin "jazz culub" idi.
    4 ...
  12. 16.
  13. 14.
  14. mazhar alanson'un "türk lokumuyla tatlı rüyalar" albümünden bir şarkısı.
    sözleri mi? aha:

    iki yüz doları cebime attım
    birden kendimi birşey sandım
    iki kız gördüm yan yan baktım
    dedim beraber olalım
    aldım kızları diskoya gittim
    yüz doları yedim bitirdim
    ikisini birden tavlamak için
    oturmadım hep dans ettim
    tamam be dedim işler yolunda
    bir gün esmer sonra sarışınla
    dans dans ettim
    bir ara kızlar tuvalete gitti
    dönüşleri bir hayli gecikti
    ne oluyor dedim merak ettim
    gittim kapıya çok bekledim
    fedai burası new york dedi
    beş dakikada değişir bütün işler
    bu işler dedi anladın mı?
    adamı bazen geriden şişler
    planet gibi bir yer vallahi
    dumanlar çıkıyor asfaltlardan
    önümde yürüyen deli bir adam
    çöplükteki spagettiyi yedi
    televizyon desen binbir kanal
    bir kanal var hele manhattan
    ademle havva röportajdalar
    onların bile yaprağı var edep yerlerinde
    bunlar ise dal şafaklar
    yuh be dedim hayret kardeşim
    öbür gün hemen şirkete gidip
    bilet tarihimi değiştirdim
    şu anda uçaktayım bize doğru
    biz dediğim gayet zorlu
    neyse ki açılıyoruz dünyaya
    hiç açmadığımız kapılarla
    öyle haller içinde ki halim
    türkçeye çevirmeye yok mecalim
    bizans bizim olduğunda
    okyanusta bir kıta
    kapitalizmi kurtarıyor
    kristof kolomb amca
    anıtlar gıcır gıcır
    en eski demokrasi
    tarihleri pek kısa
    bilgisayar kabilesi
    aldı beni bir düşünce
    memlekette ne yapmalı
    iner inmez uçaktan
    kupon kesip saklamalı
    uçak çıkar apartman çıkar
    hizmetçili ev bile var
    bu pazar nasıl bir pazar
    pazar yeri gibi
    jazz!
    *
    3 ...
  15. 3.
  16. çok saçma şeyler yapıldığında söylendiğinde çok kızılan ve hep aynı şekilde uyarılan hede.
    (bkz: jazz yapma lan)
    3 ...
  17. 7.
  18. bir çok popüler ve sevilen queen şarkılarını içinde barındıran '78 çıkışlı albüm.

    1.mustapha
    2.fat bottomed girls
    3.jealousy
    4.bicycle race
    5.if you cant beat them
    6.let me entertain you
    7.dead on time
    8.in only seven days
    9.dreamers ball
    10.fun it
    11.leaving home aint easy
    12.dont stop me now
    13.more of that jazz
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük