o kadar zayıf ki dertten çileden bir şey yiyemiyor galiba canım benim. sen gel ankaraya 9 kasımda sana şöyle bol kalorili yemekler yedirmek lazım yoksa bu gidişle zafiyet geçircen. ama diyorsan bu şarkıları ben böyle yapıyorum guru gibi aç kalarak transa geçiyorum falan o zaman anlarım. sen öyle şarkılar yap biz senin anoreksik hallerine de katlanırız. neyse bütün şarkıları harika. her duruma uyan bir tane şarkı yazardım şimdi ama o anlatılmaz yaşanır. o yüzden dinlenmesini şiddetle tavsiye ediyorum.
üzgün anlarınızda dinleyince daha çok üzen, ağlatan, ağzınıza afedersiniz efendim ama sıçan her şarkısı ayrı ayrı melankoli içeren sanatçı. türkiye'ye gelmiş bir kaç kez. far away, believe in us, alone again, on the radio gibi şarkılarını öpüp alnınıza koyabilirsiniz. hoş bir tarzı var, sesi de gayet güzel ve kendini dinletiyor. dinledikçe dinleyesiniz geliyor. bir sigara daha yakıyorsunuz sonra camdan dışarı bakıp düşünürken.
isveç'li turistlerden kime sorduysam tanımıyorum dediği türkiye'de meşhur, şahsen de sevdiğim şarkıcı. Sıradan vatandaşları geçtim, isveç'li müzisyenler bile çıkartamadı. şarkılarını mırıldandım ,öyle böyle anlattım, yok kardeşim tanımıyolar. ilginç.
portishead dinledikten sonra, ben de onlar gibi müzik yapmalıyım diyerek mimarlığı bırakan, kendini tamamiyle müziğine veren adam. hala bir portishead değil ama fazlasıyla gideri var.
harikulade bir sese sahip sarışın. Birçok kişinin aksine kendisini bir o kadar da sevimli buluyorum nedense. Ayrıca dinlememiş olanlar için (bkz: far away)
düzenbaz herif. dün akşam sahneye çıktığı mekanda (bkz: ghetto) insanların parasını aldı ama kulaklara hitap edemedi. fakat bizler neyi gördük; şarkı söylediğin sahnenin arka planına projektör ile siyah beyaz bir takım durum görüntüleri yansıtınca sanatçı olunuyormuş ve kitleler bunu takip ediyormuş.
melankolik olduğu kadar görkemli bir sese sahip leziz bir şarkıcıdır. şarkılara göre tutumunu belirleyen bir adam. ses rengi diye bir şey var ya, bu adamın sesi rengarenk.
eskişehirde dinlediğim
'you belive in me
i belive in you
how come that don't
belive in us' şarkısını sevgilimle söyleme şansına eriştiğim, süper sesli müzisyen.
1969 doğumlu isveçli ve çirkinliğiyle hayran bıraktıran trip hop'ı sevdiren şarkıcı.
diskografi:
whiskey (1996)
tattoo (1998)
poison (2000)
la confusion des genres (soundtrack 2000)
antenna (2002)
rush (2005)
the long term physical effects are not yetkKnown (2007)
edit: toplama albümleri.