her işletim sistemine özel bir java sanal makinası* vardır. işletim sistemleri arası, ya kaynak kodu hiç değiştirmeden yada ufak değişiklikler yaparak aynı kod farklı işletim sistemleri üzerinde çalıştırılabilir. onun bu özelliğine biz seyyar* diyoruz. java ile yazılan kodların derlenmesiyle .class uzantılı dosyalar oluşturur derleyici. bu dosyalar byte-code dur. makina kodu değildir. java sanal makinası bu byte-code u makina cümleciklerine * çevirir ve çalıştırır.
java programlama dilini kullanarak genel ağda çalıştırılabilecek sunucu taraflı uygulamalar*, appletler, masaüstü uygulamaları, cep telefonları için uygulamalar ve mikrodalga fırın için de pişirici * yazılabilir.
c dilindeki gibi gösterici * kullanımı yoktur. nesne referansları bir başka deyişle değişkenleri tanımlandığı zaman java bunu arkada kendisi yerinize yapar. sanal makina c dilinde yazılmıştır.
bir yemek düşünün, sadece içindeki baharatları değiştirip her öğünde yenebilsin. işte java böyle birşeydir, bir kere yazarsınız programı, sonra ufak değişikliklerle her yerde çalıştırabilirsiniz. java özentisi c sharp, .net cart curt javanın yanından bile geçemez. kıyaslamak bile yanlıştır.
her platformda çalışabilmesi için o platformlarda çeşitli firmaların ürettiği ve sun microsystems tarafından standartlaştırılmış virtual machine (bkz: sanal makine) yüklü olmasının gerektiği, buzdolabından uzay mekiğine ,cep telefonlarından her gün pineklediğimiz internete kadar her alanda farkında olsak da olmasak da kullandığımız, şimdilerde programcılar tarafından .net platformunun en dikkat çeken parçası c# ile kıyaslanan fakat zannımca taklitler orjinallere gösterilen en samimi saygıdır fikrinin burda da işleyeceği ve javaya laf etmeden önce "ulan biz 45 keywordu de javadan aldık,ayıp olmasın" demeleri gereken, 90 lı yıllarda web sayfalarında kullanılan appletlerle populeritesi artan, şimdilerde ise telefonlarımızla cebimize giren, bana nokta koydurmadan satırlarca cümle yazdıran programlama dili.
java, sun'a aittir. java'nın nasıl kullanılacağı da peşin olarak kabul edilen sun'ın lisans sözleşmesine bağlıdır.
lisansa göre java ile uygulama geliştiren bir programcının sun'a karşı sorumluluğu oldukça azdır. eğer java nükleer santraller *, tıbbi cihazlar gibi insan hayatını doğrudan etkileyen bir uygulamada kullanılırsa sun hiçbir sorumluluk kabul etmez. bu da makul sayılabilecek bir seviyedir.
eğer java için bir uygulama geliştirme aracı hazırlayan bir şirket ise, iş değişir. bir javaderleyicisi üreticisinin sun'a karşı ciddi sorumlulukları olur. en temel sorumluluk, ürünü kullanan kişilerin yarattığı programların java'nın temel felsefesi çerçevesinde her bilgisayar sisteminde çalışabilmesidir. *
java'ya sahip olamayan microsoft, java yerine geçmesi umudu ile, ticari olarak kendisine ait olan ve java'ya benzeyen platformu (.net) * ve java'ya benzeyen programlama dilini (c#) * yakın zamanda duyurdu ve bunlarla birlikte artık java'ya destek vermeyeceğini açıkladı. *
elbette ki bu iki amerikan şirketinin ciroları belki bizi ilgilendirmiyor olabilir;
fakat tamamen kapalı ve ipleri birilerinin elinde olan bir standart ile en azından yarı açık ve yarı özgür bir standart arasında seçim yapılması gerekirse, hangisini seçeriz?
son yılların her alanda kullanılan 1 nummaralı programlama dili türkiye'dede hızla önem kazanmakta olan bu dil öğrenilecekler listesinin en başlarında olmaya başladı...
ömrümden ömür götüren, bi türlü tam anlamıyla öğrenemiyceğmi artık kabullendiğm programlama dili.
çok işe yaradığı için çok da karmaşık olan, henüz sadece ekrana kardan adan resmi çıkarma düzeyinde programlar yazmamıza rağmen uğraşmaktan helak olduğumuz şey.
martin jacques mystere'nin 1979 yılında geçen bi macerasında yanında getirdiği ilkçağ adamı (bkz: neanderthal) . o macerada, bööle bi çok adam wardı, sawaşlar çıkmış java, martin'e yardım etmişti, kabilesinden dışlanmış, martin'le amerikaya dönmüştü. hisleri çok kuvvetlidir, koku ile iz sürebilir, hipnotize edilmez, dayaq yemez.
