düşmanlarını ilim irfanla döven ajandır. serinin ikinci filminde kendisi gibi bir ajanı gazeteyle, the bourne ultimatum'da ise tetikçiyi kitapla benzetmiştir. böyle entelektüel seviyesi yüksek ajana can kurban.
etrafta onlarca araç, yüzlerce insan ve yüzlerce nesne varken olayların akışını beyninde sıralayıp 2 saniyede plan yapıp eyleme geçiren bir insanın CIA'le nasıl dalga geçtiğini göstermesi beni en çok şaşırtan şey olmuştur filmde. Böyle adamları nasıl yetiştirisin diye düşündürmüştür. Hadi yetiştirdin bu adamı nasıl öldürme kararı alırsın be adam. Bu adama ver görevi dünyadaki her görevi yapar. Onu bunu bilmem ama en son izlediğim james bond serisi olan ve toplam 82,800,000$ gişe geliri yapan casino royale 'nin eline vermiştir. 2008 de gösterime girmesi planlanan yeni james bond serisi piyasaya sürülmeden evvel filmi yapanların bu filmi kesinlikle izlemeleri gerekir diye düşünüyorum.
gercekten zevk alarak izledigim bir tane bile bond filmi hatirlamam ama bourne uclemesi mukemmel denilebilecek duzeyde filmlerdir.
jason bourne'in james bond'a isim benzerligi falan olması da bond karakterinin artik bourne karakteri ile yer degisterecek olmasidir bence.
bond'un o pokerci, bi bok anlasilamayan bakislarindan sonra bourne karakterinin insani bir tarafi oldugunu da hissediyor insan izlerken.
bourne bond'un oglu gibisi ama daha donanimlisidir ve nihayetinde bourne her platformda bond'dan daha üstündür.
film setinde kendisiyle (matt damon) yapılan röportajda karakterinin james bond'la yakından uzaktan alakası olmadığını söylemiştir. ona göre james bond insanları öldürürken hiçbişey hissetmezken jason tam tersine karşı tarafın (cia'nın) ajanını öldürürken bile içinde bi sıkıntıyla yapar çünkü. bu yüzden insancıldır. dünyayı kurtarmaz, sadece cia'nin pisliklerini açığa çıkartır. farklıdır işte. ne özel silahı vardır nede suda giden arabası. ona yeten tek şey zekasıdır. izle izle bıkmaz bre insan.
türkçe altyazılı fragmanı da çıkmış heyecanla beklenen filmdir. bourne serisi zaten efsaneyken, the bourne legacy filminin aksine matt damon'ın yeniden başrolde olması ve yönetmenlik koltuğunda da paul greengrass'ın oturacak olması beklentiyi tavan yaptırıyor. fragman da müthiş olmuş. bir de biricik esmer güzeli alicia vikander** da kadroda. şahane bir film geliyor diyebiliriz.