hayalimdeki kadına giydiriyorum bu gece. köprücük kemiğinden tekilayı shot yaparken. o habersiz bundan.. nasıl haberi olsun ki? belki şimdi bu saatte boktan bir sınava çalışıyordur.. belki de hiç varolmamıştır.
bilmiyorum. bilmediğim için de yüzü yok. yüzü olmadığı için de bedenini ben resmediyorum.
dans ediyor mum ışığı altında. alkol kokan nefesim geziniyor teninde. yüzü saklı. yüzü gölgelerde. dokunuyorum nefesimle. sesimiz hırıltılardan ibaret. arada bir dokunmaya çalıştığımda kayboluyor. odamın penceresindeki yansımadan görüyorum. saçları düz. beline kadar iniyor. beli ince. bacakları düzgün. kalçarı küçük.. tırnakları kırmızı ojeli. elleri düzgün..
gülüşü ilişiyor gözüme. yüzü olmayan bir gülüş. ayak bileklerini kırarak dans ediyor. fazla sağa sola sallanmadan. dans ettiği ritmi kendisi seçiyor.
bir yoklukla sevişiyorum bu gece. varlıklar huzur vermezken bana.
izleyin, feyz alın; ama kopçaya bağlaç, ayara ağyar, g-stringe g-point ve külota don dememeye çalışın...
----
teorik entryden sonra pratik edit:
cüneyt ayral, aslında hiç iyi anlatmıyor; önce bel kopçalarını bağlamaktan söz ediyor.
oysa önce çoraba kopçalar takılır, çorap külotlu çorapmış gibi giyilir ve en son bel kopçası iliklenirse daha kolay olur.*
kullanımı sanıldığının aksine rahat olan çoraptır. bazı uzun bacaklı kadınların normal külotlu çorapların bacak enlerine oranla esnememesi sonucunda da tercih sebebi olan bu çorap kısa bacaklılarda standardizasyon sebebiyle gereksiz yerlere kadar uzanıp hiç de hoş olmayan görüntülere neden oluyor.
yakın zamanda, mecidiyeköyden otobüsle geçerken bir dükkan vitrininde hemşire önlüğü, itfaiyeci elbisesi vb bilimum iş elbisesi yanında gözüme çarpan genelde* kadınlarda gördüğüm iç çamaşırı gibim bişeydir.. dükkanın ismini tam çıkartamayacağım ama isminin hemen altında "iş elbiseleri bulunur" yazmaktaydı.. güzel dedim ben bunu tuttum. *